Türkiye’de masal anlatıcılığı eğitimleri artıyor. Masallar yavaş yavaş Halk Bilimcilerin arşivinden çıkıyor, özel masal gecelerinde dinleyicilerle buluşuyor. Bir masal anlatıcısı Argın Kubin ile masallar, masal anlatıcılığı ve masallarını gezdirdiği masal kervanı üzerine konuştuk.
Hikâye anlatıcısı, hayal örücü, ayaklarıyla rüya gören, elleriyle göğe bakan, bazen kendini arkasında rengârenk iz bırakan bir salyangoz sanan, bazen de kılıktan kılığa bürünen bir etnik bukalemun… İç müziğinin sesini duyduğunda dönen, dönerken dönüşen, şifanın keşif yollarında yürüyen, durup düşünen düşleyen bir insan. İzmir’de Tıp Fakültesi eğitimine devam ediyor.
Türk Dünyası masalları farklı tez çalışmaları ve projeler ile derleniyor ve yazılı hâlleri mevcut ancak bu masallar eskisi kadar anlatılmıyor ve gençler gitgide Türk Dünyası masallarına yabancılaşıyor.
Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü tarafından hayata geçirilen ve masal anlatıcılığını canlandırmayı amaçlayan proje kapsamında, üniversitenin farklı bölümlerinden gençlerle birlikte Judith Liberman’dan anlatıcılık eğitimi aldık. Halk Bilimi’nden akademisyenlerin Türk Dünyası masallarına dair sunumlarına katıldık. Türk Dünyası’na ait seçilmiş masalları, kendi dünyamızda yeniden şekillendirdik.
Ben bu proje öncesinde de anlatıcılığa dair farklı atölyelere katılmıştım. Anlatıcılık yolunda ilerlemek, aynı grupla uzun soluklu anlatıcılığa dair bir projede yer almak ve üniversitenin Halk Bilimi bölümü ile daha çok temas etmek istediğim için bu projede yer almak istedim.
Masal anlatıcılığı eğitimi sürecinde her katılımcı en az iki kez bir ilkokulda çocuklara masal anlatımı yaptı.
Benim saha çalışmalarım eğitimle sınırlı kalmadı. Oldukça yoğun geçiyor. Her ay İzmir’de masal geceleri düzenliyorum. Üniversitenin anaokulundaki 4-6 yaş çocuklara düzenli olarak masal anlatıyorum. Seyahat ettiğim her şehre masalları da götürüyorum.
Son dönemlerde hikâye anlatıcılığının bu topraklarda yeniden canlandığını görüyorum. Farklı illerde oluşumlar, buluşmalar bu alana dair farklı etkinlikler artmaya başladı. Gittiğim yerlerde insanların masallara ihtiyacını ve ilgisini gözlemleyebiliyorum.
Masal çevirileri iyi değil, yazı diline aktarımı eksik ancak masalın iskeletini, içinde saklı o lezzeti gördüysem doğru masalı bulduğumu anlıyorum. Okuduğum masalı imge hazinemle buluşturuyor, hayal dünyamdaki yerini bulmasına izin veriyorum. Çok farklı masallar okuyor, yaratıcılığımı ve hayal dünyamın sınırlarını genişletecek pratikler yapıyorum.
Önce kendi hikâyemin farkına varıyorum. Böylece eksik kısımlar tamamlanıyor.
Hayır, her zaman bu kadar kolay değil. Şu an çalıştığım okulda 4-6 yaş grubunda sekiz sınıf var. Bu sınıfların yedisinde çocukların ilgisini çekmekte zorlanmazken birinde çocukların dikkatini toplamakta hayli zorlanıyorum.
Çocukların o anki durumları, ihtiyaçları, isteklerine göre başka oyunlar oynuyoruz biz de.
Masal gecelerine ilgi gitgide artıyor. Masalları farklı otantik mekânlarla buluşturmaya çalışıyorum. Hem benim için farklı bir deneyim oluyor hem de yeni insanlarla temas etmiş oluyorum. Sosyal medya ve farklı duyuru araçlarını etkin kullanmıyorum. Masal geceleri kulaktan kulağa, gönülden gönüle yayılıyor ve giderek katılımcı sayısı artıyor.
Baharla birlikte “homemade tales’’* masallarla ev buluşmalarına başlayacağım. Evlerde masal çemberlerine ön ayak olacağım. Bu niyetlerimi hayata geçirirken ustalarla çalışma, bu sanatın inceliklerini öğrenme, bir anlatıcı topluluğu ile yol arkadaşlığı yapma ihtiyacımı fark ettim.
Bu ihtiyaçlarıma, bu yıl kurulan SEIBA Uluslararası Hikâye Anlatıcılığı Merkezi‘nin açtığı “Anlatıcının Yolu” eğitim programı karşılık geldi. 2 yıl sürecek bu program için her ay bir hafta sonu İstanbul’da anlatıcılığımızı besleyecek farklı alanlardan ustalarla buluşmaya başladık.
İlk bireysel masal gecemi 8 Mayıs 2014 tarihinde Bornova Beirut Cafe’de yaptım. O gece bir başka niyetin de tohumlarını ektim hayal toprağıma. Geze geze farklı şehirlerde masal anlatmak, bir masal kervanı…
Zamanımın olmadığını, yeterince masal bilmediğimi öne sürerek bu tohumun filizlenmesi için uygun şartları gözetmedim. Şubat ayının başında, doğduğum topraklarda sosyal medyada bana ilham veren bir fotoğrafla karşılaştığımda betonu delip çıkan bir çiçek gibi niyetim de bir anda filizlendi. Moldovalı kadınlar, karlarla kaplı bir bölgede kuru bir ağacın etrafında el ele tutuşup çember kurmuş şarkı söyleyerek (şarkı söylemelerini ben hayal ettim) ağacı, baharın gelişi için cesaretlendiriyordu. Ben de içinde olduğum topluluğun, hayat hikâyemdeki kahramanların, biriktirdiğim masalların etrafımda bir çember oluşturup beni bu yolculuk için cesaretlendirdiğini hissettim.
Baharın gelişini haberci Tanrı Abraxas ile duyurmak, insanları cesaretlendirmek için masal kervanı, 5 Şubat 2016’da hayata gözlerimi açtığım Silifke’den yola çıktı. Mersin, Adana, Denizli, Antalya, Isparta ile devam etti. Sonra Konya (25 Şubat-Cafe Dante), Ankara (28 Şubat-Haymatlos Cafe), Eskişehir (3 Mart-Kıraathane), Bursa (5 Mart-At Cafe), Çanakkale (8 Mart-Mahal), İstanbul (10 Mart Moda Naboo Cafe) ve İzmir’de kervan ilk turunu tamamlayacak. Bu yolculuğa dair etkinlik duyurularını ve paylaşımları Abraxas Hikâye Anlatıcısı Facebook ve blog adresinden paylaşıyor olacağım. (facebook, blog)
Masal kervanı ile yolculuğumda her bir durakta kervana yeni hikâyeler katıyorum. Anlattığım mekânlardan, yolculukta tanıştığım insanların hikâyelerinden yeni şeyler öğreniyorum. Mesela Denizli’deki etkinlikte anlattığım sahnenin arkasında yazılı olan “sareban” kelimesi ile tanıştım. O mekânda canlı müzik yapan grubun adıymış. Sevdiğim bir Farsça şarkıda da geçiyordu. Anlamını bilmiyordum. Farsçada kervanın başını çeken kişiye deniyormuş. O anda masal kervanın doğru yerde olduğunu anladım. Ben bir hayal tohumuyla başlayan bu kervanı hayata geçirirken herkesin kendi hayat yolculuğunun “sareban”ı olmasını diliyorum.
*Adını anlatıcı arkadaşım Beyza Akyüz (Şifahen Masallar) koydu. Onun da kulağını sevgiyle çınlatmak isterim.
Röportaj: Tuğba Alaybeyoğlu
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…