İzmir, Bayındır’a bağlı Çınardibi Köyü için Rüzgâr Enerji Santrali (RES) yapılacağı gerekçesi alınan acele kamulaştırma kararının geçtğimiz ay yürütmesinin durdurulmasının ardından Marmariçliler de yaşam alanlarına yapılması planlanan Rüzgâr Enerji Santrali (RES) projesine karşı hukuki mücadelelerinde ilk zaferlerini kazandılar.
Kasım ayında İzmir’in Bayındır ilçesi Dernekli Köyü’ne bağlı Marmariç Mahallesi’ne Rüzgar Enerji Santrali (RES) yapılacağını öğrenen bölge sakinleri, proje için alınmış “Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu gerekli değildir” kararının iptali için hukuki mücadele başlatmışlardı. Dava sona erdi, İzmir 1. Bölge İdare Mahkemesi, proje için “ÇED raporu gereklidir” dedi.
Ormanlık alana dikilmesi planlanan 55 MW kurulu gücü ve 22 rüzgar türbinini kapsayan Mersinli RES Projesi için, 2012 yılının aralık ayında İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden “ÇED raporu gerekli değildir” kararını alan Yander A.Ş., 2014 yılı içinde santral sahasını tamamıyla değiştirdi. Marmariç sakinlerinin avukatları Cem Altıparmak ve Hande Atay, iptal kararıyla ilgili olarak şunları söylüyor: “Bu karar, aslında yasal olarak ÇED sürecine tabi olup da, bu yükümlülükten kurtulabilmek amacıyla, hukukta ‘kanuna karşı hile’ diye tabir edilen yola başvurarak, kapasitelerini ya da proje sahalarını olduğundan farklı gösteren şirketlerin ve vermiş oldukları idari kararlarla bu yolu meşrulaştıran İdare’nin bu fiillerinin, hukuken kabul edilemez olduğunun tescillenmesi açısından önemli bir karar. Bu karar, 9 türbinlik revize projenin ve bu proje için verilmiş ÇED gerekli değildir kararının da çökmesine yol açıyor, çünkü İdare, iptal edilen ÇED gerekli değildir kararının geçerli olduğu iddiasıyla revize projeyi onaylamıştı. Şimdi şirket, burada yeni santral sahasına göre bir proje geliştirmek niyetinde ise bu sefer tüm saha için yeni bir ÇED sürecini başlatmak ve bu sürece halkın katılımını sağlamak, özellikle proje dosyasında yok saydığı müvekkillerimiz Marmariçliler’i karar alma süreçlerine dahil etmek zorundadır.”
Geçen ay İzmir, Bayındır’a bağlı Çınardibi Köyü için planlanan 126 türbin direkli RES projesi FuatRES için verilmiş üzüm ve kiraz bahçelerinin acele kamulaştırılması kararı hakkında Danıştay 6. Dairesi, yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Danıştay, böyle acele bir kamulaştırmanın ancak savaş zamanlarında ya da olağanüstü hal durumlarında alınabileceğini gerekçe göstermişti. Çınardibi köylüleri “bir gecede kovulabilme tehdidi” anlamına gelen acele kamulaştırma kararının iptaliyle şimdilik yasal olarak güvendeler. Benzer bir şekilde geçen yılın kasım ayında verilmiş acele kamulaştırma kararı hakkında verilen yürütmeyi durdurma kararı, ilgili bölge olan Manisa’nın Soma İlçesi’nin Yırca Mahallesi’nde ağaç sökümlerine engel olamamıştı. Köyün etrafında RES’in yapılması planlanan ormanlar için ise tehlike devam ediyor.
Çınardibi Köyü’nün muhtarı Ramazan Satır: “Res’e karşı değiliz, böyle güzelliklere yapılmasına karşıyız. Burada RES’in olması demek, bizim buralardan göçmemiz, terk etmemiz demek. İnsanları yok etmenin anlamı yok” diyor.
Dev türbinlerin kurulacağı alanların ormanların yoğun olduğu bölgeler olması ile aynı zamanda tarım ve yaşam alanlarına çok yakın olması sebebiyle projenin hem bölgedeki yaşama hem de bölge sakinlerine psikolojik etkileri olacağı tahmin ediliyor.
Daha önce Yeşil Gazete’de yazısı yayımlanan Oya Ayman, Rüzgâr Türbini Sendromu’na dikkat çekmişti. Ayman, yazısında Elektrik Mühendisleri Odası’ndan Dr. Özgür Salih Mutlu’nun “RES’lern olumsuz etkileri” isimli raporuna şöyle değiniyor: ”Kanat sesleri ve gölgeleri, yakındaki yerleşim yerlerini etkileyebilir. Türbinin çok yakınında uzun süre kalınması durumunda akustik travma oluşabilir, iç kulakta işitme ve denge merkezleri etkilenebilir. Bunun sonucunda kulak çınlaması, baş dönmesi atakları, dengesizlik, bulantı ve asabiyet gibi rahatsızlıklar meydana gelebilir.” Ayrıca Ayman, Dr. Nina Pierpont’un yaptığı bir deney raporunda yeni nesil türbinlerin yaşam alanlarından, ova gibi düz alanlarda en az 2 km, tepelik alanlarda ise en az 3,2 km uzakta inşa edilmesi gerektiğinden de bahsediyor.
Marmariçliler, ”Çevremize dikilmesi planlanan türbinlerin hem doğal yaşama, hem insanların ve diğer canlıların sağlığına, hem de ekip biçtiğimiz bahçelerimize yönelik tehdidi nedeniyle, Çevre Etki Değerlendirmesi ile birlikte Sosyal Etki Değerlendirmesi de yapılması gerekiyor” diyor.
Haber: Pelin Atakan
(Yeşil Gazete)
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…