Yüzlerce endemik türe ve zengin bir yaban hayatına ev sahipliği yapan Malatya ili ve çevresi mevcutta işletilenlerin yanı sıra yeni yapılacak maden ocaklarının tehdidi altında.
Ağustos ayının ortalarında Arguvan, Arapkir ve Hekimhan ilçelerinin kırsal kesiminde binlerce noktada maden arama için işaretlemeler ve sondaj çalışmaları yapılmaya başladı.
Yapılan çalışmalara tepki gösteren Malatya Çevre ve Kültür Platformu yayınladığı açıklamada “Bu coğrafya doğal güzelliği ile doğasındaki endemik bitki çeşitliliğiyle olağanüstü bir zenginliğe sahiptir. Burası doğası talan edilecek bir yer değil, korunacak olan bir yerdir” ifadelerini kullandı.
Binlerce yılda oluşan ekosistemin madenlerle yok edildiği belirtilen açıklamada “İçme suyu havzalarını, yer altı su kaynaklarını ve doğal yaşamı tehdit eden madenler; çevreye, doğaya, ormanlara, su kaynaklarına, tarım ve hayvancılık alanlarına, tarihsel ve turistik alanlara, yaşam alanlarına, canlı ve insan sağlığına telafisi imkansız zararlar vermektedir” ifadelerine yer verildi.
Toros dağlarının batı ve orta kesimleri, İç Anadolu ile Doğu Anadolu arasındaki geçiş alanları endemik çeşitlilik açısından en zengin yerler arasında yer alıyor.
Malatya ilinde kayıtlı toplam 1890 bitki türü bulunuyor. Bunların 354’ünü ise endemik türler oluşturuyor. Yalnızca Malatya sınırları içerisinde yetişen bitki sayısı ise 40 olarak belirtiliyor.
Platform tarafından yapılan açıklamada şu anda Malatya ve çevresindeki Elazığ ve Sivas illerinde devam eden maden faaliyetlerine ve arama çalışmalarına ilişkin ise şu bilgiler paylaşıldı:
Yapılan açıklamada Arguvan’daki süregelen çalışmadan tüm Arguvan köylerinin etkileneceği belirtildi. Açıklamada “Maden sahası olarak gördüğünüz bu yer aynı zamanda Yoncalı Barajı’nın su havzasıdır. Eğer engellemezsek, zehirli sular Arguvan’ın her yerine ulaşacak” ifadeleri kullanıldı.
Mevcut maden ocakları yüzünden bölge halkının hali hazırda “Suların arsenikle zehirlenmesi, arıcılık, hayvancılık ve tarım faaliyetlerinin zarar görmesi, su kaynaklarının kuruması, yaban hayatının ortadan kalkması” gibi sorunlardan muzdarip olduğu belirtilen açıklamada yeni yapılan madenlerin durumu daha da kötüleştireceği söylendi.
Açıklamada “Paranın gücüne tapanlar, doğamızı ve yaşam alanlarımızı yağmalamak istiyorlar. Dağlarımızı, derelerimizi, ormanlarımızı, yaylalarımızı istila edip, bizleri yersiz-yurtsuz bırakmak, yaşadığımız yerlerden göçe zorlamak istiyorlar” ifadeleri kullanıldı.
Malatya Çevre ve Kültür Platformu’ndan Hüseyin Çıplak ise yaptığı açıklamada “Üç ili kapsayan ve etkilediği bölgede yaşayan insanların bu ortak sorun etrafında birleşerek ortak bir platform oluşturmaları gerekir. Bu ortak platformla gücümüzü de birleştirerek ortak mücadeleye dönüştürmeliyiz” dedi.
Madenlerin yaşamlarını tehdit ettiğini belirten Çıplak, “Havama, suyuma, toprağıma ve yaşamıma sahip çıkıyorum. Bölgemde vahşi madencilik istemiyorum. Bölgemiz ortak, derdimiz ortak, mücadelemiz de olsun ortak” çağrısında bulundu.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…