Kategoriler: Dış Köşe

Leyla Zana asıl neyin sembolü? – Aslı Aydıntaşbaş

Yazar:
Konuk Yazar

Leyle Zana Kürtler için siyaset ötesi anlamı olan bir sembol. Yaşamı mücadele dolu. Evinin basılması ise, hatalar zincirinde son halka.

Bilmeyenler, duymayanlar ya da duymak istemeyenler için söylüyorum; Leyla Zana,Diyarbakır’dan Erbil’e, Kürtler için partiler üstü bir semboldür.
Gidin Süleymaniye’ye, Dohuk’a, Türkiye’de olan biteni bilmeyen bir oto tamircisi bile “Leyla Zana” ismini bilir. Gidin Bismil’e, Varto’ya, Hakkari’ye, okuma yazma bilmeyen köy kadını da, BDP’ye ters bakan köy korucusu da  Zana’yı “Kürtler için bedel ödemiş” biri olarak görür.
Saygı duyarlar, severler. Siyasetine katılmayanlar bile 1994’de Meclis’ten mahpushaneye gönderilip 10 yıl hapis yatan bu kadının cesaretine hayrandır.
O yüzden Leyla Zana’nın Ankara’daki evinin basılması, Kürt sorununun çözümüne değil çözümsüzlüğe giden bu yeni sertlik politikasının son hatasıdır.

Arap Baharı tedirginliği
Artık papağan gibi aynı şeyleri yazmaktan bıktım. Ama özetle, “konsept, konsept!” diyerek geçmişte defalarca denenen o sert yöntemleri bu kez de KCK davası adı altında yeniden kullanmak, belki kısa süreliğine egoları şişirir, BDP’ye yönelik bir üstünlük sağlayabilir; ama sizin kendi vatandaşınızla olan “kimlik” ve “aidiyet” sorununa faydası olmaz.
“Aman Arap Baharı Kürtlere sıçramasın” diye ciddi bir kaygı taşıyan hükümet, kendince PKK’nın sokağı mobilize etme gücünü engelleyecek önlemler alıyor, dağ ve sokak arasındaki bağları bir bir keserek BDP’yi sadece Meclis’te bır bır konuşan ufak bir parti grubuna indirgemeyi planlıyor. Sizce mümkün mü?
Alın yerel seçim sonuçlarını önünüze koyun. Bu politikanın uzun vadede Türkiye’nin Kürt meselesine çözüm olacağını düşünmek, biraz saflık olur. Tam tersine, bu tarz baskı ve geniş gözaltılar, Kürt hareketine sempati duyanları daha keskin, gelecek nesilleri daha hınçlı yapacaktır.
Dönelim Leyla Zana meselesine.
Leyla Zana’nın seçim sonrası Meclis’e dönüşü, tam da Kürt toplumu içindeki sembol konumu nedeniyle büyük alkışlarla karşılanmış, doksanlı yıllardaki yanlış uygulamalar yerine yeni bir dönemin başladığının işareti olarak algılanmıştı.

Mücadele dolu yaşam
2004’de hapisten çıktıktan sonra sessiz bir hayatı tercih eden Zana, Ankara’ya isteksiz, savaşmak değil Kürt sorununda “çözüm yılı” olduğunu düşündüğü için geldi. Yeni anayasa için geldi.
Yorgundu. 14 yaşında Diyarbakır’ın önemli siyasetçilerinden Mehdi Zana ile evlendirilen genç kadın, 12 Eylül darbesiyle kendisini o meşhur Diyarbakır cezaevi kapısında “tutuklu yakını” olarak bulmuştu. Zana’nın Türkçe öğrenmesi de, çocuk yaşta anneliği de, politizasyon süreci de darbe sonrası bu acılı ortamda geçti. Cezaevi önündeki eylemlere öncülük ederek büyüdü, siyasetçi oldu. Gözaltına alındı, ağır işkenceler gördü. Yakınları öldürüldü, kendisi defalarca faili meçhullerden kıl payı kurtuldu. (Okumayanlar için Faruk Bildirici’nin ‘Yemin Gecesi’ kitabını şiddetle tavsiye ederim.)
1991’de milletvekili seçildi ve o dönem Meclis kürsüsünden Kürtçe yemin ettiği için 1994’de 10 yıl hapse atıldı. Ünü bütün dünyayı sardı, Nobel’e bile aday gösterildi.
Garip olan, bütün bunlar yaşanırken Leyla Zana’nın evi hiç aranmamıştı. Geçen haftaya kadar! Zana’nın evinin en son arandığı tarih, 12 Eylül darbe gecesiydi.
Azıcık tanıma fırsatı bulduğum için söylüyorum; Leyla Zana mizaç olarak pamuk gibi, anaç; siyaseten ise çelik gibi serttir. Siyaseti gizli değil açık yapar. Fikrini söyler, bedel öder.
Ankara’ya taşındığında, o da Ahmet Türk gibi kiralık ev bulmakta zorlandı; yıllarca derin devletle mücadele edip “derin toplumu” aşamayınca, sonunda evini bir yakını üzerine kiralamak zorunda kaldı.
Şimdi siz söyleyin, yukarıda anlattığım kadın, bilgisayarını alıp iPad’ine el koyunca, korkup sinecek birine mi benziyor?

Aslı Aydıntaşbaş -Milliyet

Paylaş
Yazar:
Konuk Yazar
Etiketler: Leyla Zana

Önceki Haberler

Bir çocuk, deprem ve TOKİ savaşı: Terk etmeyeceğiz!

Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…

11/02/2025

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…

27/12/2024

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…

27/12/2024

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…

24/12/2024

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…

16/12/2024

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…

15/12/2024