Fotoğraf: Shutterstock
Ordu 2’nci Aile Mahkemesi, bir hastanede ambulans hemşiresi olarak çalışan annenin yanında kalan çocuğun velayetinin boşanma aşamasında olduğu eşine verilmesine karar verdi.
Çiftin boşanma davası açmasının ardından çocuk geçici olarak anne C.D.’de duruyordu. Ancak baba M.A.D. eski eşinin ambulans hemşiresi olduğunu ve sürekli evlere girip çıktığını, çocuğunun salgın nedeniyle ağır risk altında olduğunu ifade ederek velayetin kendine verilmesi talebiyle 13 Temmuz’da mahkemeye başvurmuştu.
Davada, M.A.D. “Çocuğumun kronik bir rahatsızlığı var. Her iki kulağında da tüp var. Bağışıklık sistemi düşük ve alerjik yapıda bir çocuktur. Bu nedenle velayetin, geçici olarak da olsa bana verilmesini istiyorum” sözleriyle durumu anlattığı bir dilekçe verdi.
Mahkemece alınan kararda, koronavirüs hastalığının yüksek bulaşıcılığının göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkat çekilirken, “Geçici velayetinin babaya verilmesinin çocuğun yüksek yararına olacaktır” ifadesi yer aldı.
Davaya müdahil olan Sağlık-Sen yetkilileri ise bu kararın diğer sağlık personellerinde endişe oluşturduğunu ifade ederek “Bu davanın emsal olmasından korkuyoruz” dedi. Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, şunları söyledi:
Koronavirüsle mücadele, çocuğun velayetini anneden alıp babaya verme gerekçesi olabiliyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Sağlık çalışanları aşırı iş yükü altındalar. Tabii burada kreş ve bakım evi ihtiyacı da ortaya çıkıyor. Sağlık-Sen olarak uzun zamandır talep edip dile getirdiğimiz sağlık kurumlarının kreş ihtiyacı konusu giderilmiş olsaydı, bu kararları görmeyecektik. Ama görüyoruz ki kreş olmamasından dolayı vicdanları yaralayan kararlara imza atılabiliyor. Sağlık-Sen olarak bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağız.
Kararı Hürriyet gazetesinden Gizem Karakış’a değerlendiren Ankara Aile Mahkemesi eski hakimi avukat Mustafa Karadağ, şunları söyledi:
Kötü bir karar. Velayeti kullanan ebeveyninin ihmalinin olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Pandemi velayet değişikliğinin sebebi olamaz. Salgının kimi nerede yakalayacağı belli değil. Böyle bir zamanda sağlık çalışanına yaptığı iş sebebiyle olumsuz yük yüklenmesi etik değil.
Herkesin bir işi var yapılan işe saygı duymak gerekir. Aklına gelen ileri sürebilir ama bu sağlık çalışanları bakımından handikap ve etik değil. Fedakârca yapılan bir meslek velayet kayıp sebebi olmamalı, olamaz.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…