Dernekten yapılan yazılı açıklamada, “Omicron varyantının, ilk tanımlanmasından itibaren bir ay gibi oldukça kısa bir sürede, daha önce görülmemiş bir hızla pek çok ülkeye yayılması ve bazı yerlerde, dolaşımda olan delta varyantını aşarak baskın hale gelmesi pandeminin çehresini hızla değiştirmeye başlamıştır” denildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“İlk kez tanımlandığı Güney Afrika’da önceki varyantlardan çok daha büyük bir hızla artarak yaklaşık bir ay içinde doruğa ulaşmış ve şu anda bu ülkede görülen Covid-19 olgularının hemen hepsinin etkeni haline gelmiştir. Güney Afrika’da elde edilen ilk verilere göre Omicron varyantının,
Omicron varyantının Güney Afrika’da tanımlanmasından kısa süre sonra ABD ve başta Norveç, Hollanda, İngiltere, Almanya, Fransa ve Danimarka olmak üzere bir çok Avrupa ülkesi Ve ABD’de toplum içinde çok hızlı bir şekilde yayılmaya başladığını dikkat çekilen açıklamada, “Yapılan modelleme çalışmalarıyla, Omicron varyantının, şu anda baskın olan delta varyantına göre çoğalma hızı açısından daha avantajlı olması ve bağışıklıktan kaçabilme becerisi sayesinde 2022 yılının ilk iki ayında AB ülkelerinde de baskın varyant haline geleceği öngörülmektedir” denildi.
KLİMİK, gözlemlerin hastalığın klinik seyrinin Delta Varyantı’ndan daha hafif değil benzer ağırlıkla olabileceğini düşündürdüğüne vurgu yaptı:
“Buna karşın, çok güçlü bir test, sürveyans ve genomik analiz kapasitesine sahip İngiltere ve Danimarka’da Omicron vakalarının yüksek aşılanma oranlarına rağmen adeta patlar tarzda bir artış eğilimine girmiş olması, Omicronun kısa bir süre içerisinde eşzamanlı olarak çok sayıda kişinin hastalanmasına yol açacağına işaret etmektedir. Bu durum Omicronun, neden olduğu hastalık daha hafif seyirli bile olsa, şimdiye kadar gözlenenin ötesinde hastalık yükü ve ölümlere yol açabileceğini düşündürmektedir. Bir anda vaka sayılarının patlaması zaten yıpranmış olan sağlık sistemlerinin hızla yetersiz kalmasına ve durumun kontrolden çıkmasına neden olabilir.”
Buna karşın Avrupa ve ABD’de önlemlerin artırılmasına karşın Türkiye’de vakaların yatay seyretmesi hatta yavaş da olsa düşüş eğiliminde olmasının, toplumda bir rahatlamaya yol açtığı ve önlemlerde gevşemeleri beraberinde getirdiği, günlük aşılama sayılarının da azaldığına dikkat çekildi.
Araştırmaların salgının tek başına aşılarla kontrol altına alınmasının mümkün olmadığını ve hızlı aşılamaya ek olarak sosyal mesafelenme, kalabalıkların azaltılması gibi önlemlerin zorunlu olduğunu gösterdiği kaydedilen açıklamada, Omicron varyantının yayılımını azaltabilmek, hastalığın ölüm ve hastane yatışı gibi olumsuz etkilerini en düşük seviyelerde tutabilmek için şu önerilere yer verildi:
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…