Kıbrıs‘ta Türk ve Rum toplumlarının temsilcileri bugün İsviçre‘nin Cenevre kentinde Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğündeki gayriresmi toplantıda bir araya geldi. Üç gün sürecek ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres‘in başkanlığını yapacağı toplantılara garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere de katılacak.
Pazartesi günü Ankara’da Kuzey Kıbrıs lideri Ersin Tatar‘ı ağırlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, “Kıbrıs’ı çözümsüzlüğe mahkum etmek isteyen, Kıbrıs Türk’ü kardeşlerimizi ambargolarla yıldırmaya çalışan zihniyete müsamaha göstermeyeceğiz” demişti.
Kıbrıs’taki çözümsüzlükle ilgili yürütülen müzakereler kapsamında taraflar 7 Kasım 2016 ila 7 Temmuz 2017’da İsviçre’nin farklı kentlerinde beş kez bir araya gelmiş, ancak çözüme ulaşamamıştı.
BM Genel Sekreterliği Sözcüsü Stephane Dujarric ise, dün Cenevre’deki toplantıların amacını “tarafların bir çözüm için ortak zeminde buluşmasının mümkün olup olmadığını görmek” olarak açıklamıştı.
Ancak Türk tarafının “iki devletli çözüm”, Rum tarafının ise “federasyona dayalı çözüm” önerileriyle gittiği görüşmeler öncesi taraflar ortak zemine pek de yakın görünmüyor.
Görüşme öncesi açıklama yapan Güney Kıbrıs Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis, “Kıbrıs’ı iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyonda yeniden birleştirme müzakerelerini sürdürmeye sağlam şekilde kararlıyız” vurgusu yaptı.
Kuzey Kıbrıs Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ise “Ada’daki gerçekler zemininde bir uzlaşı arayışında var olduğumuzu söylemeye gidiyoruz. Bu gerçekler göz ardı edildiği sürece herhangi bir uzlaşı modelinin asla mümkün olmayacağını vurgulamaya gidiyoruz” dedi.
Türkiye’nin desteğiyle seçilen KKTC Cumhurbaşkanı Ersen Tatar’ın da, federasyonu savunan selefi Mustafa Akıncı’nın aksine, iki devletli bir çözümü ödünsüz şekilde savunuyor. Görüşmelere bir hafta kala Tatar, Cenevre’ye daha güçlü gidiyoruz” dedi:
“Türkiye’nin bölgede artan gücü ve KKTC’ye verdiği destekle, devletimizin daha ileriye taşınması noktasında Cenevre’ye elimiz daha güçlü gidiyoruz. Crans Montana’da Rum tarafının masayı terk etmesi ile sona eren federasyon temelinde bir müzakere sürecine geri dönmek artık mümkün değildir, federasyona yönelik çabalar tükendi.”
Garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’den Dışişleri Bakanları düzeyinde katılım olacak. Kıbrıs’tan ise Kuzey Kıbrıs lideri Ersin Tatar ile Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis masada.
Görüşme, 2017’de yine İsviçre’de, Crans Montana’da yürütülen görüşmelerin ardından ilk buluşma olacak. Ancak bu kez resmen müzakere masası kurulmuyor. Tarafların 2017’den bu yana değişen tutumlarının görüleceği, tezlerin masaya yatırılacağı bir gayriresmi görüşme şeklinde gerçekleşecek.
Türkiye’nin 1974’te Kıbrıs’a müdahalesinden yaklaşık 10 yıl sonra Türklerin adanın kuzeyinde tek taraflı ilan edilen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet’ni (KKTC), Türkiye dışında hiçbir ülke tanımadı. O dönemden bu yana federasyon çözümü temelinde defalarca müzakere masası kuruldu.
Son olarak 2017’de Crans Montana’da yapılan görüşmeler sırasında, iki toplumlu, iki bölgeli ve eşit siyasal temsile dayalı federasyon üzerine daha önce fikir birliğine varılan konuların üzerine konuşulmuş ve nihayetinde yeni uzlaşılar da sağlanmıştı.
Ancak görüşmeler, garantör devlet askerlerinin Ada’daki mevcudiyeti konusunda tıkandı. Böylece Kıbrıs’ta federasyon hedefiyle kurulan son masa da dağılmış oldu.
Ekim 2020’de Kuzey Kıbrıs’ta yapılan seçimleri, iki devletli çözümden yana olduğunu duyuran Ersin Tatar kazandı. Masadaki Türk tarafı, önceki hükümetlerin aksine federasyon yerine “eşit haklara sahip iki egemen devlete” dayalı bir çözüm istiyor. Kıbrıs Cumhuriyeti, Yunanistan ve Avrupa Birliği (AB) ise bu çözüme karşı.
Daha önce federasyon temelli çözümle birlikte ele alınması için bekletilen Kapalı Maraş bölgesiyle ilgili de geçtiğimiz aylarda Türk tarafınca bir adım atıldı. Kuzey Kıbrıs yönetimi, Ankara’dan giden üst düzey yetkililerle birlikte Kapalı Maraş’ın sahil kesimindeki bir kısmını halkın kullanımına açtı.
Öte yandan Kıbrıs Cumhuriyeti, deniz yetki alanları içinde olduğunu savunduğu birçok parselde yabancı enerji şirketlerine doğalgaz arama ve sondaj ruhsatı verdi. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’ın anlaşma imzaladığı Türkiye Petrolleri Anonim ortaklığı da (TPAO) kendi kıta sahanlığında hidrokarbon faaliyetlerine başladı. Bazı ihtilaflı parsellerde yapılan sismik arama faaliyetleri zaman zaman gerilimin artmasına yol açtı.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…