11 Kasım 1944 yılında İstanbul Küçükpazar’da dünyaya gelen Ali Kemal Sunal lise tahsilini Vefa Lisesinde yaptı, bu nedenle hayatı boyunca Vefaspor takımını destekledi.
Sinemaya nasıl başladığını ise verdiği bir röportajında şöyle dile getirmişti, “Nasıl oldu bilmem, ben kendimi sahici bir sahnede seyircilerin arasında buldum. Ses Tiyatrosu’ndaki ilk rolüm çok kısaydı. Üç dakika sahnede ya kalıyor ya kalmıyordum. Öyle pek bir şey söylediğimi de hatırlamıyorum. Sahnenin bir ucundan girip öbür ucundan çıkıyordum. Ne yaptığımı da pek hatırlamıyorum, ama seyirci kahkahadan kırılıyor. Bu da benim hoşuma gitmişti. Bildiğiniz gibi o gün bugündür insanları güldürmeyi seviyorum”
İnsanları güldürmeye Ses Tiyatrosu’ndaki o kısa rolünde başlayan Kemal Sunal o günden sonra insanları güldürmeye devam etti, o derece ki hayatta olmadığı 12 yılın sonrasında bile insanları güldürmeye devam ediyor.
Onun yarattığı tiplemeleri anımsamak için yukarıda sözlerini alıntılamak için yaptığımız gibi wikipedia’ya başvurmamıza bile gerek yok. Pekçok filminde kullandığı ve neredeyse onunla özdeşleşen Şaban karakteri, “Garip” filminde ne iş bulsa yapan ama sokakta bulduğu bebeğe bakmak için hayata dört elle sarılan Kemal, “Ye kürküm ye” uyarlaması “Politzei”‘de Almanya’daki gurbetçilerin hayatına doğru bir perspektiften bakan Ali Ekber, “Düttürü Dünya”da ekmeğini sanatında çıkarma peşinde koşan klarnet ustası Dütdüt Mehmet, “Yoksul” filminde bir işhanının içinde çaycılık yaparken bir toplumun anatomisini de gözlerimizin önüne seren Yoksul, sinema tarihimizin en önemli politik taşlamalarından olan Aziz Nesin’in aynı adlı eserinden uyarlanan “Zübük”teki İbrahim Zübükzade, “Kılıbık” filminde herkesin eline vur ağzındakini al tarzı pısırık biri zannettiği ama ailesine oğluna zarar geldiğinde tüm mahalleye kafa tutan Kamil ve bu satırlara sığdırmakta zorlanacağımız her biri çok özenerek çizilmiş daha pekçok karakter.
Ülkenin siyasi anlamda en sert zamanlarında filmlerinde en sert ifadeleri söyleyebilmiş, ülkeyi yönetenlere “Davaro” filmindeki “Faşo Ağa” repliği ile halkın sesini iletebilmiş bir sinema sanatçısıdır Kemal Sunal. Peşpeşe çektiği Bekçiler, Kapıcılar ve Çöpçüler Kralı filmleri ile sürekli hor görülen üç mesleğin insanlarını ve onların hayatlarını tüm çıplaklığı ile gözler önüne sermiştir.
70’li yıllarda başladığı ancak yarım bırakmak zorunda kaldığı akademik kariyerine de 20 küsur yıl sonra 1994’de Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde kaldığı yerden devam etmiştir. Bitirme tezi olarak Doçent Dr. Şükran Esen danışmanlığında hazırladığı ve kendi sinemasına eğilen, “Tv ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü” daha sonra kitap olarakta yayınlanmıştır.
Yaşamı sırasında kendi filmleri hakkındaki acımasız eleştirilere hiçbir zaman cevap vermemiş bu sinema üstadını bir kez daha sevgi ve saygıyla anıyoruz. Cenazesine katılan yüzbinler onun adına kendi şahsına yapılan eleştirilere gereken yanıtı vermişlerdi.
(Yeşil Gazete)
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…