Yüzlerce insanın gözaltına alındığı Onur Yürüyüşü’yle akıllara kazınan Onur Ayı ve 30. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası’na ilk kez bu sene getirilen yasaklamanın gerekçesi iki ay sonra ortaya çıktı. Bu yasağın öncesinde Maçka’da piknik yapmak isteyen LGBTİ+’lara da engel olunmuş, sadece cinsel yönelim ve kimlikleri nedeniyle insanlar dışlanmıştı.
İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası’nın bütün etkinlikleri Kadıköy Kaymakamlığı ve Beyoğlu Kaymakamlığı’nın kararıyla yasaklanmıştı.
26 Haziran günü saat 17.00’de başlaması planlanan yürüyüş öncesi saat 11.00’den itibaren Taksim’e çıkan metro durakları kapatılmıştı.
Taksim’in birçok sokağı polis ablukası altına almıştı. Basın mensuplarıyla eylemcilerin bir araya gelmemesi için polis üst düzey güvenlik önlemleri almış, gazetecilerin görevlerini yapmaları engellenmişti. Gün boyunca devam eden polis saldırılarıyla 373 kişi gözaltına alınmıştı.
Kaos GL‘den Yıldır Tar‘ın haberine göre; İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası Komitesi ve SPoD, hafta etkinliklerine getirilen yasaklara dava açtı. Beyoğlu ve Kadıköy Kaymakamlıkları’nın yasak kararlarına ilişkin davada kurumlar yasak kararının yürütmesinin durdurulmasını talep etti.
Dava dilekçesinde, Beyoğlu Kaymakamlığı kararının önce açıkça duyurulmadığı, idari kurumların temel hak ve özgürlükleri kısıtlarken gereken önemi dahi vermediği yer aldı.
Mahkeme, başvurudan iki ay sonra karar verdi. Beyoğlu Kaymakamlığı’nın yasak kararına açılan davada İstanbul 10. İdare Mahkemesi, yürütmeyi durdurma isteğini reddetti. Mahkeme, esasa dair henüz karar vermedi.
Dava dosyasında yer alan savunmasında Kaymakamlık, “bazı toplumsal duyarlılıklar” gerekçesini yineledi.
Beyoğlu Kaymakamlığı ayrıca konudan bağımsız şekilde komplo teorilerini de gerekçe olarak sundu:
“Bilindiği gibi ülkemizin son 15 yıl içerisinde sergilediği istikrarlı büyüme, bilim, sanayi, ekonomi, savunma, vb. birçok konuda kat ettiği mesafe; ülkemiz ve ülkemizin yer aldığı bölge üzerinde hesapları bulunan ve bu bölgede yer alan zayıf devletlerin hem iç hem de dış politikalarını kendi emelleri doğrultusunda şekillendirmeye alışmış küresel egemen güçleri ciddi biçimde rahatsız etmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin giderek güçlenmesiyle ve uluslararası arenada, söyleneni yapan değil, kendi ulusal çıkarlarını ve kendisiyle beraber kardeş ve komşu mazlum halkların çıkarlarını koruyan bağımsız politikalar izlemeye başlamasıyla beraber, ülkemize yönelik dış destekli plan ve komplolarda art arda yaşanmaya başlamıştır.”
Kaymakamlık, “küresel şer odaklarının farklı kesimlerinin hassasiyet ve iyi niyetlerini” kullanmak istediğini öne sürdü. Ayrımcı yasaklama kararının ayrımcı olmadığını savunarak, gerekçelerinin “LGBTİ bireylerinin veya derneklerinin bu tarz gruplara bilinçli biçimde hizmet ettiği gibi bir imayı da ayrıca taşımadığını” ekledi.
Kadıköy Kaymakamlığı’nın yasak kararına ilişkin ise Mahkeme henüz karar vermedi.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…