Kategoriler: EkolojiManşet

İznik Gölü’nde siyanobakteri istilası: Göle girmek yasaklandı

Bursa’daki İznik Gölü’nde yaşanan siyanobakteri artışı nedeniyle göle girmek yasaklandı. İznik Gölü’ne girişin geçici olarak yasaklandığını gösteren tabelalar yerleştirildi.

İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meriç Albay ve İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Reyhan Akçaalan sosyal medya hesapları üzerinden söz konusu tabelaları ve göldeki son görüntüleri paylaştı.

Albay, İznik Gölü’nde son birkaç gündür yüksek seviyede siyanobakteri artışı olduğunu belirterek “Önlem olarak birçok ülkede olduğu gibi önlem amaçlı başta yüzme amaçlı olmak üzere gölün kullanımı kısıtlamak gerekiyor” dedi.

Akçaalan ise “Özellikle insanların göle yüzmeye girdiği bölgelerde durum bu şekilde. Bu süreçte artış toksik olabileceğinden göle girilmemesi yönünde uyarıların konulması doğru olacaktır” yönünde öneride bulundu.

İlgili haber: Burdur Gölü’nün olağanüstü kirli hikayesi

‘Kuruma ve yok oluş’

Renklerinden dolayı mavi yeşil algler olarak da adlandırılan  siyanobakterilere ilişkin 2009’da yapılan bir çalışma kapsamında Kovada, Büyükçekmece, Uluabat ve Eber ile doğal tuzlu Burdur ve Bafa göllerinde yapılan su analizlerinde tespit edilen siyanobakteri türlerinin yaklaşık dört kat artış gösterdiği görülmüştü.

Siyanobakterilerin göl ve su kaynaklarındaki balıkların oksijensiz kalarak boğulmalarına sebebiyet verdiği belirtiliyor. Ayrıca mavi yeşil algler ve su yosunu da denilen siyanobakterilere ilişkin Dr. Erol Kesici geçen sene de uyarıda bulunmuş, “Mavi-yeşil alg istilasına uğrayan göllerimiz, limnolojik ve ekolojik olarak yaşamlarının son evresi olan ‘bataklıklaşma’ evresine doğru gitmektedir. Sonuç, kuruma ve yok oluş” demişti. Geçen ay da Burdur Gölü’nde alg patlamaları yaşanmıştı.

DHA’nın aktardığına göre; İznik Gölü’nde alınan numuneler İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi’ne laboratuvarına getirildi. İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meriç Albay,  “Gördüğümüz kadarıyla Türkiye’de en fazla kirletilen alanlardan biri. Son yıllarda aşırı su çekimi, kontrolsüz şekilde gübre kullanımı ve gölü besleyen derelerin debilerinin düşmesiyle İznik Gölü’ndeki siyanobakteri artışı daha belirgin hale gelmiş bulunuyor” dedi.

İl Halk Sağlığı Müdürlüğü uyarı tabelaları astı

Siyanobakteri nedeniyle yeşile boyanan göle İl Halk Sağlığı Müdürlüğü, İznik Gölü’nde yüzmeyi geçici olarak yasaklayan uyarı tabelaları astı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından İznik Gölü’nden alınan numuneler İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi’ne laboratuvarına getirildi. İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Laboratuvarlarına getirilen su örneklerinde siyanotoksin analizi  ve su kalitesi analizleri yapılacak. Uzmanlar, siyanobakterilerin aşırı çoğalmaları sıklığı giderek artan ve tüm su kaynaklarını tehdit eden önemli bir sorun olduğuna da dikkat çekti. Gölü yeşil renge boyayan bakteri hakkında açıklama yapan uzmanlar, karaciğer kanserini de tetiklediğini belirtti.

‘Çok fazla gübre ve ilaç kullanımı nedeniyle oluşuyor’

Kontrolsüz tarım nedeniyle gölde oluşan kirlilikte siyanobakterilerin çoğaldığını belirten  Prof. Dr. Meriç Albay, “İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi olarak 1993’ten beri İznik Gölü’nde araştırmalar yapıyoruz. Gördüğümüz kadarıyla Türkiye’de en fazla kirletilen alanlardan biri. Göl çevresindeki tarımsal alan oldukça verimli. Bazen aynı alan yılda üç defa farklı sebze üretimi için kullanılıyor. Bu çok fazla gübre ve ilaç kullanımı demek oluyor. Bunların bir kısmı da göle karışıyor. Azot ve fosfor içeriği fazla olan bu kirleticiler gölde aşırı miktarda siyanobakteri artışına neden oluyor” dedi ve ekledi:

“Siyanobakteri tek hücreli organizmalardır ve bazı türleri toksin üretme yeteneğindedir. Bunlar özellikle göller, barajlar ve içme suyu rezervuarlarında daha fazla artış gösterirler. Halkımız bu alglere yosun diyor ama aslında bunlar alg. Son yıllarda aşırı su çekimi, kontrolsüz şekilde gübre kullanımı ve gölü besleyen derelerin debilerinin düşmesiyle İznik Gölü’ndeki siyanobakteri artışı daha belirgin hale gelmiş bulunuyor. Bazı siyanobakteri türlerinin toksin üretme yetenekleri nedeniyle gelecek yıllarda sıkıntı yaratacak gibi gözüküyor. Bu yüzden göldeki alg artışı ve kompozisyonunun sürekli izlenmesi büyük önem taşıyor.”

‘Tarımsal faaliyetlerin ciddi şekilde denetlenmesi gerekiyor’

Göl çevresindeki önlemlerin artırılması gerektiğini belirten Albay, “Özellikle tarımsal faaliyetlerin ciddi şekilde denetlenmesi, yeraltı suları dahil su çekimlerinin daha kontrollü ve ekosistemi rahatsız etmeyecek şekilde planlanması büyük önem taşıyor. Çiftçilerin kullandığı gübre ve ilacın kontrol edilmesi gerekiyor. Burada özellikle Tarım ve Orman Bakanlığına büyük görev düşüyor. 75-80 metre derinliği olan bir göl. Büyük gölleri kirletmek oldukça zordur. Yıllar önce orada kuş ölümü, balık ölümü de görmüştük. Siyanobakterilerin ürettiği siyanotoksinlerin sağlık sorunları yaratması nedeniyle gölün sağlığına özen gösterilmesi gerekiyor” dedi.

‘Karaciğer kanserini tetikliyor’

Siyanobakterinin karaciğer kanserini tetiklediğini belirterek Meriç Albay, “Türkiye’nin hemen her noktasında iklimsel değişim nedeniyle, kontrolsüzce atılan atıklar nedeniyle zaman zaman siyanobakteri artışları her yerde görülebiliyor. Özellikle iklimsel nedenlerden dolayı birçok suyumuz şu an sığlaşmaya başladı. Sığlaşmış suları kirletmek oldukça kolaydır. Şu an İstanbul’da içme suyu barajlarında, göllerinde bu sıkıntı olacak gibi gözüküyor. Fakat siyanotoksinlerin arıtımı mümkün” dedi.

Analizlerin düzenli olarak yapıldığı belirten Albay, “Ülkemiz genelinde içme suyu rezervuarlarında aşırı siyanobakteri artışı olduğunda arıtma tekniklerini sonuna kadar dikkatlice uygulamak lazım. Siyanobakteri karaciğer kanserini tetikleyen organizmalardır. Deride tahriş, karın ağrısı, ishal vs gibi sağlık sorunlarına yol açabilir” şeklinde konuştu.

Suyun doğru arıtılması durumunda sıkıntı olmayacağını ifade eden Albay, “Sürekli olarak bakanlıkların belediyelerin bu göller üzerinde dikkatlice araştırma yapması lazım. Şimdilik İstanbul’da böyle bir sıkıntıyla karşılaşmadık. Özellikle Mayıs sonundan Ekim ortalarına kadar suların dikkatle izlenmesi ve siyanobakteri miktarlarının ölçülmesi gerekiyor. Dünya Sağlık Örgütü‘ne göre ham sudaki mikrosistin miktarı bir mikrogramı geçerse derhal önlem alınması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

İklim değişikliği ve siyanobakteriler

Siyanobakteri artışlarının dünyada çok yakından takip edilen biyolojik bir sorun olduğuna dikkat çeken Albay, “İklimsel değişim nedeniyle dünyanın her tarafında büyük bir sıkıntı var. Brezilya’dan birçok ülkeye kadar insan ölümleri dair birçok şey yaşandı. O yüzden oldukça dikkat ediliyor. Dünya Halk Sağlığı Örgütü, hem içme suyu olarak hem de yüzme sularına kriter koyuyor. Dünyanın birçok ülkesinde de içme suları ve yüzme suları için kriterler belirlenmiştir. Örneğin; Hollanda, Fransa gibi ülkelerde yüzme sularındaki siyanotoksin miktarı 20 – 30 mikrogramı geçtiğinde o alanı geçici olarak yüzme faaliyetlerine kapatıyorlar. Türkiye’de de bu şekilde sıkıntı olduğu zaman hemen toksin miktarını ölçüp derhal kapatmak gerekiyor” şeklinde konuştu.

Paylaş
Yazar:
Haber Merkezi