İstanbul Tabip Odası (İTO) Türkiye’de artan aşı karşıtlığına yönelik bir açıklama yayınladı. Çocuklarına aşı yaptırmayan aile sayısının 2010’da sadece 183 iken, 2017’de 23.000’e çıktığının hatırlatıldığı açıklamada aşı karşıtlığının bir halk sağlığı sorunu haline geldiği belirtildi. Sağlık Bakanlığı’ndan aşı reddine engel olacak yasaları çıkarması talep edildi.
Aşının faydalı olmadığı ve aşının çocuklarda otizm ve hiperaktivite sendromlarına yol açtığı iddialarının yanıtlandığı açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
Aşı karşıtlarının iddialarını gözden geçirdiğimizde ilk olarak aşıların faydalı olmadığı görüşünün savunulduğunu görüyoruz. Çiçek gibi milyonların ölümüne yol açmış bir hastalığın çiçek aşısı uygulamasından sonra tamamen yok edilmesini nasıl izah edebilirsiniz? Bugün ölümcül seyredebilen kızamık, boğmaca, kuşpalazı (difteri), tetanoz, çocuk felci (polio) gibi hastalıkların en azından aşı programlarını tam uygulayan ülkelerde hiç görülmemesini nasıl açıklarsınız? Bu görüşün taraf bulmasında kendi kuşaklarında tam aşı uygulanan genç ebeveynlerin bu hastalıkları yaşamamış ve sonuçlarını görmemiş olmalarının rolü vardır.
Aşı ile otizm arasında bir ilişki yok
Aşılar ile ilgili iddialardan bir diğeri de aşıların içeriğindeki alüminyum ve civanın çocuklara zarar verdiği, otizm ve hiperaktivite sendromlarına yol açtığı iddiasıdır. Sonradan özür dilenerek, yayımlandığı dergiden çıkarılan, hiçbir bilimsel kanıtı olmayan bir makaleden kaynaklanan bu iddia için onlarca çalışma yapılmış, en son 2015 yılında ABD’de 95.727 çocukta yapılan araştırmada da kardeşi otizmli olduğu için daha yüksek risk grubunda olan çocuklarda bile aşılarla otizm arasında bir ilişki bulunamamıştır. Ayrıca son yıllarda aşılara konulan alüminyum ve civa miktarları çok azaltılmıştır. Durum böyleyken ebeveynlere ‘aşıların içeriğine bakın da öyle karar verin’ diyen sözde araştırmacı yazarların sanki onlarca seçenek varmış gibi ailelere böyle bir tavsiyede bulunması da kabul edilemez.
Açıklamanın devamında çocuklarını aşı yaptırmaktan mahrum edecek ailelerin çocuğun yaşam hakkını da ihlal edeceği söylendi. Tedavinin yanı sıra önlem almanın da Sağlık Bakanlığı’nın görevi olduğu hatırlatılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
Çocuklarımızı kötü yönde etkileyebilecek hava kirliliği, su kirliliği, tarım ilaçları, hormonlarla kirletilmiş besin ürünleri, radyoaktivite, toplumsal sorunlar, savaşlar, sevgi ve ilgi yoksunluğu gibi onlarca sorun dururken bu hastalıkları onların yaşamı için çok önemli olan aşılara bağlamak, çocuklara yapılabilecek en büyük kötülüklerden biridir. Aşı oranlarının düşmesi sonucu yeniden salgınlara yol açacak enfeksiyon hastalıkları, çocuklarını aşılatmak isteyen ama henüz aşı zamanı gelmemiş bebeklerin de hastalanmalarına ve ölmelerine de yol açabilecektir, bu kuşkusuz çocukların yaşam hakkının ihlalidir.
Sağlık Bakanlığı’nın görevi
Çocukların ölümcül, bulaşıcı hastalıklara karşı aşılanması Sağlık Bakanlığı’nın görevidir ve bu görevi eksiksiz yerine getirmesi için, aşı reddine engel olacak yasaları çıkarmak zorundadır. Sağlığın bir hak olmaktan çıkartılarak ticarileşmesi, tedavi hizmetlerinin tekelleşmesi, devletin sağlık alanından çekilmesi, aşı karşıtlığı, alternatif bilim dışı yöntemlerin arkasındaki ticari pazar bu tür önyargıların ve güvensizliklerin yaygınlaşmasına neden olmaktadır. TTB ve tabip odaları sağlığın sadece tedavi edici hizmetlerden ibaret olmadığını, toplumun yaşadığı ekonomik zorlukların, açlığın, kontrolsüz göçlerin, çalışma koşulları, fiziksel çevre ve savaşların, eğitimsizliğin sağlığın toplumsal belirleyicileri olduğunu yıllardır söylemekte ve koşulların düzeltilmesi için mücadele etmektedir.
Bu amaçla; sağlık ticarileştirilmesi politikalarına son verilmeli, kar amacı olmayan ilaç ve aşı üretimine geçilmeli, herkese eşit, ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmeti hedefiyle sosyal devlet anlayışına geri dönülmelidir.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…