Yaklaşık on senedir ekoloji aktivistliği yapmaktayım ve bunca zamandır öğrendiğim tek şey, yakında hepimizin hayatı değişecek. İklim değişikliği sağ olsun bu değişim hiç de güzel yönde olmayacak. İnsan medeniyeti kendi kendini yok ediyor. Şu an bütün araştırmalar bunu kanıtlamış durumda. Sadece insanlık yok olsa gam yemeyeceğim, bildiğimiz tüm yaşam da insanlıkla beraber yok olacak. Bu yazıda sizlerin başını bilimsel araştırmalarla şişirmeyeceğim, amacım iklim değişikliğinin müziğe etkilerini ortaya koymak. Umudum şudur ki iklim değişikliği konusunda bu açıdan bakarsak belki daha duyarlı olabiliriz.
Hepimizin bildiği gibi iklim değişikliğinin en önemli etkisi havaların ısınması ve yazların uzaması… Yazlar uzarsa pek tabii yaz müzikleri diye piyasaya çıkan korkunç şarkılar da artacak. Bu tehlikenin farkında mısınız?! Her iki ayda bir çıkacak Serdar Ortaç albümleri, terli bikinili kızların saçma sapan zıpladığı, kadınları aşağılayan klipler, dünyada hiç bir dert yokmuş gibi sadece kendini tatmin etmeni öğütleyen sözler, Justin Bieber turneleri ve daha da kötüsü Jennifer Lopez ve özentilerinin kalçaları! Tüm bunları düşündüğümde hiç bir doğal felaketin bu kadar kötü bir şekilde yaşanmayacağını hissediyorum. Banu Alkan ve Petek Dinçöz ilk albümlerini yazın çıkartmıştı, bu da mı tesadüf?
Sadece yaz müzisyenlerine değil, gerçek müzisyenlere de bir haller oluyor yazın. Örneğin Stromae, havalar içinizi titretmeye başlarken ‘formidable’ ile beni benden alırken, yazın ‘alors on danse’ ile kendinden soğutmayı başarıyor. Bunun gibi yüzlerce örnek bulabilirsiniz.
Metalci arkadaşların dramından hiç bahsetmek bile istemiyorum. Siyah kıyafetler, asker botları ile bitmeyen yazlarda ne tür işkenceler çekeceklerini düşünmek bile içimi ürpertiyor. Ayrıca İskandinav jazzının bitme ihtimali bile başlı başına isyana teşvik ediyor beni. İngiliz gruplarının yavaş yavaş Ibiza soundunda işler çıkarmaları kıyametin çoktan kopmuş olduğunun göstergesi olacak.
İklim değişikliği şu an dünyanın yüzleştiği en büyük sorun. Bunun sorumluları bizleriz. Kendi yaşamlarımızı geçtim zaten sayısı az olan kaliteli müziği, kutup ayılarını koruma altına aldığımız gibi korumaya almalıyız. Şimdi harekete geçmezsek, elimizde sadece eller havaya deme şansı kalacak. Müziği kurtarmak sizin elinizde…
Bu yazı ilk olarak kuledibi.org/mzk/ da yayınlanmıştır
Erdem Temel
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…