İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından hazırlanan “Kanal İstanbul Çok Disiplinli Değerlendirme” isimli kitap ile 10 Ocak 2020 tarihinde gerçekleştirilen Kanal İstanbul Çalıştayı kitabı, Florya Yerleşkesi’nde tanıtıldı.
İBB iştiraki KÜLTÜR AŞ’nin yayınladığı kitaplarla birlikte Çalıştay yayınının İngilizce versiyonu ve İstanbullulara dağıtılmak üzere hazırlanan “25 Soruda Kanal İstanbul” isimli broşür de hazırlandı.
Törende konuşan İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar, kitapların bugüne kadar yapılmış ilk bilimsel ve detaylı bir çalışma olduğunu belirterek, “Bu durum yayınlarımızın önemini daha da arttırıyor. 17 farklı bilim alanında 29 bilim insanı ve uzman, bilimsel verilere dayanarak Kanal İstanbul’un şehrimize yapacağı etkileri ortaya koydu. Kitapta bir kanalın oluşturabileceği her alandan çok önemli başlıklar ve çok ciddi tespitler var. Bu kitap İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu’nun Kanal İstanbul’a neden itiraz ettiğinin bilimsel bir kanıtıdır” dedi.
Kanal İstanbul, deprem ve mülteci sorunuyla birlikte İstanbul’un karşılaştığı üç büyük tehditten biri olduğu belirtilen açıklamada “Kanal İstanbul’un, sadece şehrimiz için değil Türkiye için görmezden gelinmeyecek riskler içeren bir sorun olduğunu, bu konuda ortak akıl geliştirilmesi gerektiğine inancımızı dile getiriyoruz. Biz de hocalarımız gibi bu kitabın Kanal İstanbul’un gerçek ÇED raporu olduğunu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
Kanal İstanbul’un yapılması durumunda susuzluk yaşanacağı, deprem riskinin tetikleneceği, İstanbul’un doğasının, ekolojisinin uzun yıllar belki geri dönülemeyecek kadar tahrip edileceği, bir anlamda tarihin de tahrip edileceği bilgilerini paylaşan Çağlar, 100 milyar liraya mal olacak projenin 82 milyona ilave vergi yükü getireceğini de söyledi.
Çağlar, Kanal İstanbul’un sadece İBB’ye maliyetinin ham bir hesaplamayla 23 milyar lirayı bulduğunun altını çizerek, “Trafiğe etkisini, ortaya çıkacak hafriyatın İstanbul’un 50 yıllık hafriyatına denk geldiğini, 1 milyon 200 bin nüfus hareketinin oluşabileceğini, bölünmeden sonra 8 milyon nüfusun bir adada hapsedileceğini, bir taraftan da Montrö Antlaşması ile Boğazların hukuki statüsünün de belirsizliğe taşınacağını, Karadeniz’deki balıkçıların karşılaşacağı sorunları da dikkate almak gerekiyor. Çocuklarımıza ve geleceğimize sahip çıkmak adına Kanal İstanbul’a bu bilimsel gerekçelerle karşıyız. Umarım bu kitaplarda yapılan bilimsel uyarılar gözardı edilmez ve toplumsal sonuçları olan konularda ortak akılla karar verebiliriz” dedi.
Kitabın editörlerinden Prof. Dr. Derin Orhon ise, İstanbul’un yıllar boyu çok hoyrat kullanılarak bu noktaya getirildiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
Biz bu kitapla aslında ÇED çalışması yaptık. Kanalla ilgili ÇED çalışması nasıl olurun bir örneği. Bakanlığın dikkatine sunuyorum, okusunlar öğrensinler.
Karadeniz kıyısına 38 km boyunca dolgu yapıyorlar. Marmara’da bir ekolojik çalışma yapılmadan bütün debileri yanlış alarak, 2015 ile 2020 arasında İSKİ’nin yaptığı deniz çalışmalarının hiçbirine itibar etmeyerek bir sonuç çıkarmışlar. Ya İstanbul’u seçin ve onu koruyalım ya da kanalı seçin.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…