Guardian‘ın aktardığına göre örgüt raporunda, Türkiye’de hükümeti geri dönüşüm tesislerinde sıkı lisans kuralları uygulamamak ve düzenli denetimleri gerçekleştirmemekle suçluyor. Rapora göre, denetim ve lisans kontrolü yetersizliği nedeniyle işçilerin sağlığı ve çevreye yönelik olumsuz etkilerin önü açılıyor.
Raporda, dokuz yaşına kadar çocukların da çalıştığı tespit edilen plastik atık geri dönüşüm tesislerinde işçiler ve çevrede yaşayan sakinlerin, cilt bozuklukları, solunum sorunları ve ağır baş ağrıları yaşadıklarını yönündeki anlatımları yer alıyor.
Rapor, 2017 ve 2021 arasında Türkiye’ye en çok plastik atık ihraç eden Avrupa Birliği ülkeleri ve Birleşik Krallık‘ın da mevcut sağlık ve çevre hakkı ihlallerinde sorumluluğu olduğunu belirtiyor.
Çin’in plastik atık ithalatını 2018’de yasaklamasının ardından Avrupa’dan Türkiye’ye gönderilen plastik atıklar rekor derecede artmış, 2021 yılında 446 bin 432 tona ulaşmıştı. Birleşik Krallık ise aynı yıl Türkiye’ye 122.898 ton plastik atık ihraç etti.
“‘Sanki Bizi Zehirliyorlar’: Türkiye’de Plastik Geri Dönüşümünün Sağlık Üzerindeki Etkileri” başlıklı 89 sayfalık raporda öne çıkan bulgular şöyle:
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden Krista Shennum raporla ilgili “Türkiye’de hükûmet yasalarını uygulamakta başarısız oluyor. İnsanları ve çevreyi koruyan düzenlemeler var ancak uygulama yok ve bu durum ciddi sağlık sorunlarının önünü açıyor” dedi.
“Avrupa’nın en zengin ülkeleri çöpünü Türkiye’ye gönderiyor” diyen Shennum, “Bu yolla, Türkiye’nin en dezavantajlı gruplarından olan çocuklar, sığınmacılar ve göçmenler ciddi çevre ve ve sağlık risklerinin altında bırakılıyor” diye konuştu.
İnsan Hakları Örgütü, Birleşik Krallık ve Avrupa Birliği’ni atıklarını kendi ülkeleri içinde yönetmeleri çağrısında bulunurken Türkiye’nin de 2021’in haziran ayında uygulanan ancak hızlıca kaldırılan plastik atık ithalatı yasağını yeniden uygulaması çağrısında bulundu.
HRW, raporu hazırlarken Adana ve İstanbul’da 24’ü geçmişte ya da şimdi plastik geri dönüştürme tesislerinde çalışan 64 kişiyle konuştu. Konuşulan kişilerin üçte birinin çocukken çalışmaya başladığı ya da hâlâ çocuk olduğu belirtildi.
Bu kişilerden son beş yıldır Adana’da plastik atık geri dönüştürme merkezinde çalıştığını söyleyen 20 yaşındaki Ahmet, tesiste çıkan gazları emen “dev bir kazandan” bahsediyor. Ahmet, “Bu gazı içime çektiğimde ciğerlerimin sıkıştığını hissediyordum. İki ay önce orada çalışmayı bıraktım ancak nefes alırken hâlâ zorlanıyorum” diyor.
Araştırmacılar, tesislerde sığınmacılar ve kayıtsız göçmenlerin de çalıştığını tespit etti.
Tesislerin yakınlarında yaşayanlar ise evlerine koku geldiğini ve hava kirliliği nedeniyle camlarını açamadıklarını anlatıyor. Raporda tesislerden bazılarının okullara, hastanelere ve evlere “tehlikeli derecede” yakın olduğu belirtildi.
Plastik, büyük ölçüde petrolden üretilen bir ürün. Plastik atık geri dönüştürüldüğü için parçalanır ve yüksek sıcaklıklarda eritilir, bu da hava kirleticilerini ve toksinleri serbest bırakan bir işlemdir. Yeterli koruma olmadan yayılan toksinler astıma, nefes almada zorluk ve göz tahrişine katkıda bulunabilir. Bilim adamları ayrıca bu toksinlere maruz kalmayı artan kanser riski, nörolojik etkiler ve üreme sistemine zarar ile ilişkilendirdiler.
Pastikler ayrıca sera gazı salarak iklim krizine katkıda bulunuyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne yaptığı açıklamada 2017-2021 yıllarında 105 tesisin denetime girdiğini, 26’sının yasayı çiğnediğinin tespit edildiğini belirtmişti.
Avrupa Komisyonu sözcüsü, “Atıklarının kendi sorumlulukları olduğunu” kabul ederek son zamanlarda ihracatını izlemek için çok daha sıkı önlemler önerildiğini söyledi. Bunlar arasında, ihracatın sürdürülebilir bir şekilde yönetildiğine dair “yetersiz garanti” olduğunda ihracatın askıya alınması da dahil olmak üzere önlem alınması yer alıyor. Teklifler, AB’deki ihracatçılar için varış noktasındaki tesisleri atık açısından bağımsız olarak denetleme zorunluluğunu içeriyor. Sözcü, önlemlerin uluslararası ticaret kurallarına aykırı olacak genel bir yasağı içermediğini söyledi.
Birleşik Krallık Çevre, Gıda ve Köy İşleri Bakanlığı sözcüsü de, atıkların çoğunun kendi ülkelerinde işlenmesi gerektiğine vurgu yaptı: “OECD üyesi olmayan ülkelere plastik atık ihracatını yasaklamayı ve Türkiye gibi OECD ülkeleri de dahil olmak üzere yasa dışı atık ihracatını kısıtlamayı taahhüt ediyoruz. Yasal gerekliliklere aykırı olarak atık ihraç ettiği tespit edilenler iki yıl hapis ve sınırsız para cezası ile karşı karşıya kalabilirler.”
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…