DHA‘dan Nursima Özonur ve Kerim Burucu‘nun haberi şöyle:
Tortum İlçe Jandarma Komutanlığı’nda er olarak vatani görevini yapan 22 yaşındaki Abdullah Teke, Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği dilekçede, 5 Ağustos 2011 günü Leyla Yalçınkaya’nın attığı taşla yaralandığını, er Adil Aldemir ise aynı gün kendisine ’şerefsizler’ diye bağırarak hakaret ettiğini ileri sürdü.
Er Abdullah Teke, 12 Eylül 2011 günü Leyla Yalçınkaya’nın jandarma aracının yanından geçerken kendisine ‘ağır küfürler’ ettiğini iddia etti. Leyla Yalçınkaya ise hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.
Savcılık iki ayrı dava açtı
Ancak Tortum Cumhuriyet Başsavcılığı, Leyla Yalçınkaya hakkında Çocuk Mahkemesi sıfatıyla Tortum Sulh Ceza Mahkemesi’nde ’hakaret’, yine Çocuk mahkemesi sıfatıyla Tortum Asliye Ceza Mahkemesi’nde ’hakaret’, ’görevi yaptırmamak için direnme, kasten yaralama’ suçlarından dava açtı.
21 Şubat günü Tortum Adliyesi’nde başlayacak ilk duruşmayı, CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur başkanlığındaki bir heyetin de izleyeceği belirtildi.
“Kargalar bile inanmaz”
Leyla Yalçınkaya’nın savunması üstlenen avukat Ercüment Şenol, Bağbaşı’nda vatandaşların HES yüzünden güvenlik kuvvetleriyle karşı karşıya geldiğini anımsattı. Cumhuriyet savcılarının birtakım davalar açtığını anlatan Ercüment Şenol, çocuk mahkemesinde yargılanan bir kızın jandarma Abdullah Teke’yi dövdüğü, yaraladığı ve hakaret ettiğine ’kargaların bile inanmayacağını’ söyledi. Avukat Ercüment Şenol şöyle konuştu:
“Bay Teke iftira etmiştir. Aslı astarı yok. Adalete inanıyoruz. Leyla duruşmada beraat edecektir. Bay Teke’nin attığı iftiradan yüzü kızaracaktır. Devletin silahlı görevlisine bir kız çocuğu nasıl engel olur? Leyla HES mağdurudur. Güvenlik kuvvetlerinin aşırı güç kullanımına maruz kalmıştır. Geleceği karartılmak istenen insan konumundadır. İkinci kez, inşallah mahkemede mağdur olmayacaktır.”
Ödük Vadisi’nde neler oldu?
Tortum İlçesi’ne bağlı Bağbaşı, Serdarlı ve Pahlivanlı beldeleriyle Dikmen, Uzunkavak köylerinden geçen Ödük Çayı üzerine kurulması planlanan üç ayrı HES’e karşı çıkan köylü kadınlar, uzun süre iş makinalarının çalışmasına izin vermedi.
Ödük Vadisi’nde ’Canımızı verir, suyumuzu vermeyiz’ diyerek sık sık eylem yapan köylülerle güvenlik görevlileri arasında arbede yaşandı. Güvenlik görevlilerinin sert müdahaleleri karşısında bazı kadınlar ve çocuklar baygınlık geçirdi.
Vadide 3 milyon organik meyve ağacı bulunduğunu ve yörede organik tarım yapıldığını belirten yöre halkı, HES’lerle ayrıca bölgedeki çeşitli uygarlıklara ait izlerin silineceğini, zorunlu göç olacağını savundu. HES’lerle birlikte kırmızı benekli doğal alabalıkların sonunun geleceğini öne süren köylüler, yaptıkları eylemlerle HES’e direniş gösterdi.
Eylemlere katılan kadın ve erkeklerin bazılarına 250’şer lira para cezası vermesinin yanı sıra, o dönem 17 yaşında olan Leyla Yalçınkaya’ya da mahkeme tarafından, ’HES’in çalışma alanlarında bulunmama ve eylemlere katılanlara görüşmeme’ cezası verildi.
Geçtiğimiz günlerde HES eylemine katılan köylü kadınlarla Ankara’ya giden Leyla Yalçınkaya, CHP grup toplantısına katılıp destek istedi. Ödük Vadisi’ndeki HES çalışmaları da 2 yıllık bir aradan sonra geçen yılın son aylarında yeniden başladı.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…