Büşra ve Furkan
İlk tatuta deneyimim için nereyi seçsem diye düşünüp, nerede neler yapılıyor diye bakınırken ancak sitede çeşitli yıllarda yazılmış belki bir iki yoruma rastladım. Ekmek yapan Ayşe’yi ve kaktüslerle ilgilenen eşi Selahattin’i gördüm; Flora Akdeniz Bahçesi. Konuşmaya başladım biz yeni insanlarla tanışmayı çok seviyoruz dedi Ayşe, sonra telefonla konuştuk, çok canlı geliyordu sesi. Ben buraya gitmeliyim dedim. Sonra Gezi Parkı Protestoları devam ediyordu biraz erteledim, yüksek lisans başvurularıyla devam ettim. Furkan’la Ankara’da başvuruyu bitirip geçtik, Flora’ya. Onun da benim de ilk tatutamızdı.
Sabah 6.45’te Selahattin aldı bizi Kumluca 28 tabelasından. Orman içinden bir yoldan geçtik, çiftliğe geldik. Ayşe’yle de tanıştık beraber kahvaltı için oturduk. Ankara’da yediklerimizden memnun kalamayan biz, ne güzel bir kahvaltıyla karşılaştık. Kahvaltıda çok güzel bir sohbet başladı, kahveyle birlikte sohbetimiz de derinleşti.
Çok güzel bir gelenek varmış, Selahattin gelenleri karşıladığında ilk anı fotoğraflıyormuş, biz sabah baskını gibi geldiğimiz için unutulmuş ama masada bir fotoğraf çekti Selahattin bunları anlatırken (gerçekten daha sonraki fotoğraflarımıza baktığımızda ilk fotoğraftaki halimize epey güldük).
Daha güzel başka alışkanlıkları da varmış, her gelen kişinin ismini doğum gününü burcunu not alıyorlar, resimleri bilgisayarda zamanlarıyla birlikte kaydediliyor. Giderken ise flora defterine hatıranı yazıyorsun. Gelen herkesle birlikteymişsin gibi oluyor. (Bu zaman içeren bir cümle değil, gerçekten oraya gelmiş gelecek o enerjimin yayılabildiği her frekansın içindeki herkesi sev/dim-eceğim.)
Ne iş yapacağız, nasıl olacak diye düşünürken öyle güzel bir çemberin içindeydik ki, muhteşem bir ses sistemi, kütüphane[1]), ağaçların içinde ahşap bir ev, çardağı, bahçesi, bostanı, kompostu, yurdu, küçük evi, dışarıdaki o güzel banyo tuvaleti, köpekleri Siyah’ı, Paşa’yı, Gofi’yi, Boncuk’u; kedileri anne’yi, sarışını, tekiri, siyahları ve yavru siyahları, Tahtalı Dağı’nı,Bonustepe[2]’yi hemen içime taşıdım hemen hemen her şeyi olduğu gibi. Geceyi, gündüzü, bulutu, gün ışığının, ay ışığının değdiği her yeri, aydınlatılmamış ışığı… Akşama yakın güneşin gitmesini bekleyip iş saati koşturmacalarımız çok keyifliydi, ilk kez onu seçerken “herkesin araç olarak seçtiği bir şey vardır, o seninle birliktedir, benim uzamım, orak” diye düşündüm. Bahçeyi sularken toprak üzerinde suyun takip ettiği yolu izlemenin ona dokunmanın, koklamanın, ışığın yavaş yavaş maviye geçişinin güzelliğini izlemekti “iş” (:Yaptığımız her şeyden mutlu olduk hep birlikte çalışırken, Heura, Genis, Furkan, Zeynep, Can, Güneş, Ercan ve gelen birçok kişiyle..
Orada mutlu yemeği tattım, emekli ellere dokundum, yumuşacık bir suda yıkandım- arındım, içimle doldum, paylaştım, sarıldım, çoğaldım. Kafamda ne kadar patlatmışsam ortak kullanalım, paylaşalım diye ortak kullanım ağlarını, Ayşe ve Selahattin anlattıkça hayatlarını,kutsal ekonomi olarak kullandık bu kavramları, aradığım buydu. İnsan isteyince nasıl çağırıyor fırsatları, ne çok hayatla karşılaşıyor, karışıyor… İstanbul’dan Bodrum’a oradan Çıralı’ya uzanan, 12 yıllık Çıralı’nın ardından 7 senede 70 bin kilometre Batı Akdeniz’de yer aradıktan sonra şu anki yerlerini bulmuşlar, bu yeri de insanlarla paylaşmayı o kadar seviyorlar ki, orası da bu enerjiyle kucaklıyor gelenlerini.
Çember büyüyor, bu tatutayı yorum olarak yazmak yetmezdi, herkes deneyimlerini paylaşırsa daha canlı bir iletişim olur aramızda, bana çok büyük bir eksiklik verirdi yazmamak, çemberi büyütmemek.
[1] Kolektif olarak oluşturulmuş, kitabı veren kişilerin ismi de yer alıyor, hikayesini de öğreniyoruz kitapların.
[2] Evin çok yakınında manzaralı bir tepe var her zaman güzel esen, dinlenilen bir yer; Ayşe Bonustepe ismini vermiş ve herkes çok sevmiş, Selahattin’den de Tefekkür Tepe’yi duyduk, ben Hava Tepe de dedim, Furkan da Umut Tepe.
Büşra Akman – Yeşil Gazete
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…