Greenpeace Türkiye, Avrupa ülkelerinden plastik atık alan ülkeler arasında Türkiye’nin son beş yıldır ilk sırada olduğunu duyurdu.
Örgüt, 1 Aralık tarihlerinde gerçekleşecek Küresel Plastik Anlaşması (KPA) öncesi “Avrupa’dan Türkiye’ye plastık atık gönderimi son bulsun” çağrısında bulundu.
Türkiye’yi plastik atık alan ülkelerin en üst sırasına taşıyan süreç, Ocak 2018’de Çin’in plastik atık ithalatını yasaklamasıyla başlamıştı. Malezya, Tayland ve Vietnam gibi ülkeler de plastik atık ithalatına kısıtlamalar getirince, Türkiye’ye yönelen atık miktarı kontrolsüz şekilde arttı.
2023’te Avrupa Birliği ülkelerinden ve İngiltere’den 456.507 ton plastik atık Türkiye’ye gönderildi. Bu miktar günde 125 çöp kamyonu plastik atığa eşdeğer.
Greenpeace Türkiye Plastik Kampanya Sorumlusu Nihan Temiz Ataş Küresel Plastik Anlaşması’nın, Türkiye’nin plastik atık ticaretini durdurmak için elimizdeki en büyük fırsat olduğunu söyledi. Temiz Ataş, bu anlaşmanın yeterince güçlü olması halinde plastiğin üretiminden bertarafına kadar her aşamada kirliliğini önleyecek somut adımlar atılmasını sağlayabileceğine dikkat çekti:
“Çünkü plastik atık ticareti, kirliliğin kaynağında çözülemediğinin ve gelişmiş ülkelerin kendi sorumluluklarını üstlenmek yerine yüklerini kırılgan ve gelişmekte olan ülkelere yıkarak bir nevi çöp sömürgeciliği yaptıklarının göstergesi! Türkiye, son beş yıldır Avrupa’nın plastik çöplüğü haline geldi ve bu yükü daha fazla taşıyamaz. Plastik atık ihracatı tamamen yasaklayan bir Küresel Plastik Anlaşması istiyoruz,”
Greenpeace’in derlediği verilere göre Türkiye’ye plastik atık ithalatı 2004’ten bu yana 196 kat arttı:
En fazla plastik atık gönderen İngiltere’yi, Avrupa Birliği ülkelerinden Almanya, Belçika, Hollanda, İtalya takip ediyor.
Eurostat (Avrupa İstatistik Ofisi) ve Birleşmiş Milletler (BM) Comtrade veritabanından derlenen verilere göre 2023’te;
Plastik atıkların bu uzun yolculuğunun vardıkları ülkede insan sağlığı ve çevre üzerinde yarattığı etkiler, Greenpeace’in 2019 yılında Adana’daki yasadışı plastik atıklar üzerine yaptığı araştırmada ortaya konmuştu. Araştırma kapsamında toplanan kül, su ve nehir çamuru örneklerinde Türkiye’de bugüne kadar kaydedilen en yüksek seviyede, kanserojen olduğu bilinen dioksin ve furanlar tespit edilmişti.
Nihan Temiz Ataş, “Bugüne dek yaptığımız saha araştırmaları, plastik atık ithalatı nedeniyle Türkiye’nin toprağı, havası ve suyunun geri dönülmez bir şekilde kontamine olduğunu ortaya koydu. Bu atıkların bugüne kadar çevre ve insan sağlığına verdiği zararlardan her ne kadar geri dönülmüş olmasa da tam bir yasak ile bundan sonraki tehlikenin en aza indirilmesi mümkün” dedi.
Greenpeace Türkiye başlattığı imza kampanyasıyla Avrupa’nın bu atıklarını Türkiye’ye göndermesine son vermesini ve güçlü bir Küresel Plastik Anlaşması sağlanmasını talep ederken başta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm bakanlıkları ivedilikle adım atmaya çağırıyor.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…