Kategoriler: Hafta SonuManşet

Gece treni/Bangkok: Chiang Mai (Bu not Annem ve Babam’a!) – Hülya Tosun

Gazetemizde de yazılarına daha önce yer verdiğimiz gezgin Hülya Tosun, 2015’in son günlerinde başlayıp 2016’yı da kapsayan 2 aylık bir dönemde Tayland ve Kamboçya‘yı ziyaret etti. Tosun’un uzakdoğu seyahati ile ilgili notlarını tefrika halinde sizinle paylaşacağız.

Hülya’nın uzakdoğu seyahatinin beşinci bölümünde sıra

Yazı dizisini bu link üzerinden takip edebilirsiniz

***

Üc günlük Bangkok durağından sonra, kuzeye Chiang Mai’ye giden yataklı trendeyim.

Tren tıklım tıklım dolu. Çoğu da benim gibi sırt çantalı gezgin. Yolculuk 14 saat sürecek ve bahtsız bedevi olarak yataklı vagondaki yerimin biletini üst kattan, penceresiz yerden almışım. Zaten o bilet mevzusu da uzun ve sancılı. Tüm yolculuk boyunca en büyük kazıklanmamdı o bilet. Bir ara belki anlatırım.

Yerle ilgili yine de bir hamle yapıp genç görevliye bak burası boş ben şu aşağıya geçsem dedim tarzanca. Bana listeleri gösterip “her yer dolu abla kusurumuza bakma” dedi sanırım.

Sonrası, bu not Annem ve Babam’a;
***
2002 senesinde, İngiltere’ye dil öğrenmek üzere çocuk bakmaya gitmiştim. Annem ve Babam e-posta yazmayı öğrenmişlerdi ben gitmeden. Birkaç e-posta alışverişinden sonra annemin son e-postası geldi;

Hülyacım, ben buna dokunamıyorum, bunu koklayamıyorum o yüzden de bir şey anlamıyorum, lütfen bana posta adresini verir misin?

On gün sonra geldi ilk mektubum, açtım. Annem A-4 kağıdını ikiye katlayıp öyle yazar mektuplarını. Kitap gibi açtım mektubu, sol tarafta yapıştırılmış renkli kır çiçekleri, sağ tarafta mektup başlıyor;

Hülyacım,

Bu çiçekler seninle birlikte topladığımız çiçekler. Evet biliyorum fiziken yanımda değildin ama ben bunları toplarken aklımda, gönlümde, yanıbaşımdaydın…”

***
Bu not Annem ve Babama;

Bu sabah seher vakti Bangkok – Chiang Mai gece trenindeki penceresiz yatağımda uyandım. Tuvalete gittiğimde pencereden sisler içinde öyle güzel bir manzara vardı ki, koşarak restorana gittim.

İşte bu fotoda gördüğünüz tüm ağaçlar ve yeşilin her tonu, bu sabah birlikte yaptığımız tren yolculuğundan. O trende birlikte olmayı çok isterdim.

Yeşilin binbir tonunda kaybolurken ben, yanımda değildiniz ama aklımdaydınız, gönlümdeydiniz. Ve bilin ki yola çıkma teklifim her zaman geçerli, ne zaman isterseniz.

Benim için endişelendiğinizi biliyorum. Güvende olmak için yeterince çaba sarf ediyorum, merak etmeyin. Yoldayken bir de hiç çaba sarf etmediğim bir şey var ki mutlu olmak. İlk kilometreyle birlikte kendiliğinden oluveriyor işte.

Bu sabah dev bir yeşilliğin ortasında trenin kocaman penceresinden ciğerlerime dolan rüzgarla birlikte şıpır şıpır gözümden dökülen yaşlar mutluluktandı ve siz de oradaydınız.

Sizi Seviyorum.

 

Hülya’nın gezi yazılarını Ruhu Bohçada Gezen blogundan ve aynı adlı facebook sayfasından takip edebilirsiniz

 

 

Hülya Tosun