Birleşik Krallık‘ın ev sahipliğinde gerçekleşecek G7 Zirvesi öncesinde yayımlanan yeni bir rapor, G7 ülkelerinin Covid-19 krizine yönelik ekonomik kurtarma mekanizmalarını daha sürdürülebilir hale getirmek için oluşan büyük fırsatları bugüne kadar değerlendirmediklerini ortaya koyuyor.
Analize göre, salgının başlangıcından bu yana G7 ülkelerinin yaptığı enerji-yoğun yatırımlar, net sıfır emisyon hedefleriyle çelişiyor. Rapor aynı zamanda sağlanan finansmanın, küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırmak için gerekli olan keskin emisyon azaltımı hedefiyle çelişkili olduğunu da ortaya koyuyor.
Rapora göre;
Boris Johnson hükümetinin “yeşil hedefleri” ile Hazine tarafından gerçekleştirilen harcama kararları arasında çelişkiler bulunduğuna işaret edilen rapora göre, Birleşik Krallık, G7 ülkeleri arasında kişi başına fosil yakıtlara finansman taahhüdünün en yüksek olduğu ülke. Sunulan desteğin yalnızca yüzde 4’ünde sürdürülebilirliğe yönelik koşullar yer alıyor.
Buna karşın Birleşik Krallık, pandeminin başlangıcından bu yana, uluslararası fosil yakıt projelerine kamu desteğinin sonlandırılması ve 2030 yılı itibariyle yeni benzinli ve dizel arabaların trafiğe çıkışının yasaklanması gibi, dünya çapında öncü politikalara imza atmış durumda.
Uluslararası yardım fonu ve kalkınma ajansı olarak faaliyetlerini sürdüren Tearfund tarafından yayınlanan ” Cleaning up their act?” başlıklı rapor, salgının başlangıcından bu yana onaylanan 517 politikayı analiz etti. Rapor, G7 ülkelerinde faaliyet gösteren araştırma kuruluşlarıyla birlikte faaliyetlerini yürüten Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü (Institute for Sustainable Development, IISD) ve Denizaşırı Kalkınma Enstitüsü (Overseas Development Institute, ODI) işbirliğinde yayınlandı.
Tearfund Savunuculuk Başkanı Paul Cook çalışmayla ilgili şunları söyledi:
“Tearfund olarak her gün iklim krizinin dünya genelinde toplumlarda yarattığı ve artan olumsuz etkilerine tanık oluyoruz. Çiftçiler mahsullerini kaybediyor; kasabalar ve köylerde sel ve yangınlar gerçekleşiyor; birçok ailenin geleceği belirsizliğini koruyor. Bugün, G7 ülkelerinin yaptığı seçimler, herkesin iklim açısından güvenli bir geleceğe yönelik dönüşümünü hızlandıracak ya da iklim kriziyle mücadelede bugüne kadar verilen çabaları tehlikeye atacak.
G7 ülkeleri, küresel nüfusun yalnızca onda birini oluşturuyor. Ancak bu ülkeler CO2 emisyonlarının yaklaşık dörtte birini temsil ediyor ve dünyanın en kirletici ülkeleri arasında yer alıyor. Bu ülkelerin atacağı adımlar, Kasım ayında Birleşik Krallık ev sahipliğinde gerçekleşecek BM İklim Zirvesi’nin başarısının ya da başarısızlığının zeminini hazırlıyor.”
G7 Liderler Zirvesi’ne katılan ve aralarında Avustralya, Hindistan, Kore Cumhuriyeti ve Güney Afrika’nın bulunduğu on bir ülkenin sekizi, geçtiğimiz yıl planlarının sürdürülebilirliğini önemli ölçüde artırdı. Ancak daha fazla ilerleme kaydedilmesi gerekiyor. Bugüne kadar yalnızca dört ülkenin (Kanada, Fransa, Almanya ve İngiltere) onayladığı planlar, çevresel zarardan çok fayda sağlıyor.
Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü (Institute for Sustainable Development, IISD) Kıdemli Politika Danışmanı Lucile Dufour‘un değerlendirmesi şöyle:
“Yenilenebilir enerjiye ve enerji verimliliğine yatırım, G7 ekonomilerini karbondan arındırmanın temel önceliği olmalı. Ancak G7 ülkeleri fosil yakıt endüstrisini desteklemeye devam ettikçe, yaptıklarının geri dönüşünü alamayacaklar. Fosil yakıtlardan uzak, adil ve fosil yakıtlardan arındırılmış bir ekonomik toparlanma için G7 zirvesinde tüm ülkeler, fosil yakıtlara yönelik ulusal ve uluslararası desteklerini sonlandırmalı,” .
Denizaşırı Kalkınma Enstitüsü (Overseas Development Institute, ODI) Kıdemli Araştırma Görevlisi Angela Picciariello ise G7 ülkelerinin Covid-19 iyileşme sürecini daha sürdürülebilir hale getirmesi, ekonomilerinin hızla karbondan arındırılması ve istihdam yaratılması açısından kaçırılan büyük bir fırsat olduğu kanısında: “Herhangi bir sürdürülebilirlik kriteri aranmadan desteklenen yatırımlar, fosil yakıt sektörünün herhangi bir iklim hedefi veya kirliliği azaltma koşulu olmaksızın faydalanması sebebiyle son derece sorunlu.”
Raporda G7 ülkelerine yapılan öneriler şöyle:
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…