dünyanın en büyük nükleer kazalarından biri meydana geldi. Yaklaşık 90 bin kişi
evlerini terk etti. O gün bugündür prefabrik evlerde veya toplu halde belli
merkezlerde yaşıyorlar. Santrale 20 km kala yasak bölge başlıyor. Mali değeri
bugün 20 milyar doları bulan dört reaktör hurdaya çıktı. Nükleer santralin
işletmecisi Tepco firmasının ödeyeceği tazminatların 52 milyar doları
bulabileceği belirtiliyor. Kyodo kaynaklı bir habere göre radyoaktif kirliliğe
maruz kalmış bölgelerin temizliği için ayrılan miktar da 2,87 milyar ABD
doları.
Çernobil İtfaiyeciler Anıtı Foto: Ö. Gürbüz |
Bu veriler en çok evlerine dönmek
isteyen binlerce Japonu düşündürüyor olmalı. Santralde temizlik çalışmalarına
devam eden işçilerin ölüm haberleri de gelmeye başladı. 6 Ekim 2011 tarihinde
üçüncü işçi öldü. Tepco, bu ölümün de önceki iki ölüm gibi radyasyona maruz
kalma nedeniyle gerçekleşmediğini açıkladı, fazla çalışmayla ilgili olmadığını
da ekledi. 50 yaşlarında, adına gazete haberlerinde rastlayamadığım bu işçi, 5
Ekim Çarşamba sabahı rahatsızlanmış ve bir gün sonra ölmüş. Santralde ölümünden
46 gün önce işe başlamış. Çernobil’de, yangına hayatları pahasına müdahale eden
itfaiyeciler için bir anıt var. Umarım Japonlar da bu isimsiz kahramanlarını
unutmaz. Ölümlerin nedenini kesin olarak bilmek, açıklanan rakamların
doğruluğuna inanıp inanmamak sizin elinizde. Her nükleer kazada olduğu gibi
sivil halkın gerçek verilere ulaşması belki yıllar alacak.
1 MİLYON
KİŞİYE ÇADIRINIZ VAR MI?
Şimdi Akkuyu’daki balıkçı size, “derdiniz ne” diye sormaz mı? Sorar
tabi. Son bir yıl içinde Kütahya ve Van depremini yaşayan bu ülkenin
vatandaşları size, “canımıza kastınız mı var, neden bu nükleer inat” diye sormaz
mı? Onlar da sorar ama yanıt alamaz. Çünkü hükümetin demokrasi kültürü
eksik. İleri değil ‘geri’ demokrasi mübarek. Nükleer enerji konusunu şu
ana kadar hükümetten kaç kişi karşımıza çıkıp tartışabildi? Sıfır! Akkuyu’da
yaşayanların, balıkçıların sorularına kaç tanesi kayda değer bir yanıt
verebildi? O da sıfır! Uzaktan gazetecilere haber yazdırmakla olmaz, çıkın da
karşımıza biz biraz soru soralım.
Geçenlerde Taner Yıldız nükleer
santralin stratejik bir proje olduğu için ‘fizıbıl’ (ekonomik) olamayabileceğini
ima etti. Hatırlayın, nükleeri önce Ruslara bağımlıyız diye pazarlamak istediler
sonra santrali Rus şirketine verdiler. Nükleer santraller depremden etkilenmez
diyorlardı, Fukuşima sonrası bizimki en sağlamı olacak diye yarım yamalak
yanıtlar verdiler. Nükleer ucuz diye bas bas bağırıyorlardı şimdi ise ucuz
değil ama stratejik diyorlar. Nükleerin stratejik olan tek yanı, terör ve
savaşta stratejik bir hedef olması. Batı’da en çok deprem ve terör konuları
tartışılıyor, depremi, bombası eksik olmayan ülkemde ‘çıt’ yok. Akuyu’da
halkı bilgilendirme ofisi açmak için kolları sıvayan Rus şirketine bir tavsiyem
var. Bence o ofisi Ankara’da açın. Akkuyu’daki nükleeri biliyor ama nükleeri
tüpgaz sanan Ankara’nın bilgisi hakkında ciddi şüphelerim var.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…