Fosil yakıtların yanması sırasında atmosfere salınan partiküller sadece küresel ısınmaya değil, aynı zamanda daha az bilinen bir fenomen olan ‘küresel kararmaya’ da neden oluyor. Küresel kararma, atmosferdeki partiküllerin güneşten gelen ışınları yansıtması ve bu ışınların yeryüzüne ulaşmasını engellemesiyle meydana geliyor.
Küresel kararma, yüzey sıcaklıklarının düşmesine ve birtakım iklimsel değişikliklere yol açabilir. Ancak, bu fenomenin uzun vadeli çevresel etkileri ve küresel ısınma ile olan karmaşık ilişkisi, bilim insanları arasında devam eden tartışmaları da beraberinde getiriyor.
AA’nın aktardığına göre Prof. Dr. Hüseyin Toros, küresel kararmaya neden olan başlıca faktörün, özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrasında artan kükürt bileşiklerinin atmosfere salınması olduğunu belirtiyor. 1900’lerde atmosfere salınan 15 milyon ton kükürt, 1980’lerde 80 milyon tona ulaştı.
Prof. Dr. Toros, “Bu kükürt bileşikleri çok küçük oldukları için atmosferde asılı kalabiliyor. Parlak yapıları sayesinde güneşten gelen ışınları geri yansıtıyorlar, dolayısıyla yeryüzüne ulaşan ışınım azalıyor. Bu süreç, 1960 ile 1990 yılları arasında güneşten gelen ışınımı yaklaşık yüzde dört oranında azalttı” diyerek açıklıyor.
Bu dönemde yaşanan ışınım azalması, özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika‘da gözlemlenen sıcaklık düşüşlerine katkı sağladı. Ancak, küresel kararmanın getirdiği bu “serinleme” etkisi, aynı zamanda bazı negatif ekolojik sonuçlar da doğurdu.
Örneğin, güneş ışığının azalması bitkilerin fotosentez yapma kapasitesini düşürerek tarımsal verimlilik üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. Ayrıca, azalan güneş ışığı miktarı, deniz ekosistemlerini de etkileyerek bazı alg türlerinin üremesini zorlaştırıyor.
Prof. Dr. Toros, küresel kararmanın mevsim uzunluğu ve özelliklerini değiştirerek iklimde bozulmaya yol açabileceğine, ayrıca güneş ışınımındaki azalmaların tarımsal verimlilik üzerinde olumsuz etkilere neden olabileceğine işaret ediyor. 1990’larda Türkiye’de yüksek olan kükürtdioksit ölçümleri bugün tek haneli sayılara kadar düşmüş durumda ve Türkiye için atmosferik kararmanın azaldığı gözlemleniyor.
Küresel kararmanın küresel ısınmaya çözüm olup olamayacağı konusunda bilim camiası ikiye bölünmüş durumda. Prof. Dr. Toros, atmosferdeki kükürt partikül miktarının azalmasıyla sıcaklıklardaki artış arasında bağlantı kurulduğunu, jeomühendislik gibi yeni kavramların ortaya çıktığını ifade ediyor. Ancak, küresel kararmanın olası zararları nedeniyle, şu anda tüm çalışmalar atmosfere salınan karbonu nasıl sıfırlayabileceğimiz ve kirleticileri nasıl azaltabileceğimiz üzerine yoğunlaşıyor.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…