Petrol lobisinden karşı atak gecikmedi. Utanç verici bir pişkinlikle sera gazı emisyonlarına en fazla sebep olanlardan Exxon Mobile, “iklim değişikliği politikalarının kendisi gibi petrol şirketlerinin kazançlarını ve değerini tehlikeye attığını” belirtti. Şirket, iklim değişikliğini önlemek için politika üretmek ve uygulamak gerektiğini kabul etti ancak, küresel ekonomik büyüme bahanesini öne sürerek, petrol şirketlerinin büyümedeki kritik önemine atıf yaptı. Üstelik, petrol tüketimine sınır getirmek yerine fiyatların artırılmasını önerdi.
Dünyayı arsızca kirletmeyi sürdüreceğini söyleyen Exxon Mobile’in bu yaklaşımına IPCC’nin cevabı gecikmedi: Küresel ısınmanın etkilerini azaltmak için en etkili yol, giderek daha ucuz ve yaygın hâle gelen yenilenebilir enerjiye geçiş, sanıldığı gibi büyümeyi olumsuz etkilemeyecek. Gelişmekte olan ekonomiler yüzde 5 yerine yüzde 4,9, gelişmiş ekonomiler yüzde 2 yerine yüzde 1,9 büyüyecek.
Bu noktada, bilinç yaratacak kampanyalar çok önemli. Fosil yakıt endüstrisiyle mücadelede gayet etkili bazı yöntemler mevcut. İlhamını, Güney Afrika’daki ırkçı apartheid rejimine karşı direnenlerin benimsediği boykottan alan iklim değişikliğiyle mücadele hareketi 350.org, 2010’da ABD’de Divestment kampanyası başlattı. Üniversite, kilise, vakıflar ve emeklilik fonlarının, fosil yakıt şirketlerinin hisselerine yaptığı yatırımların geri çekilmesi şeklinde izah edilebilecek bu girişimin hedefinde 200 halka açık fosil yakıt şirketi var.
Amaç, investment (yatırım) yerine divestment (yatırımı geri çekme) ile hedefteki şirketlerin finansal kaynaklarını kurutmak. ABD dışında Avustralya, Yeni Zelanda ve İngiltere’de süren kampanya Avrupa’da da yayılıyor. Bu şirketlerden yeni rezerv arayışlarını durdurmaları, karar alma süreçlerini etkilemek için yaptıkları lobicilik işlerine son vermeleri ve sahip oldukları rezervlerin de yüzde 80’ini toprak altında bırakmaları isteniyor. Exxon Mobile’in vurgu yaptığı “şirket değerleri etkilenir” serzenişi de bundan kaynaklı. Bu şirketlerin değerleri yerin altındaki rezervlere göre yapılıyor, rezervi çıkarıp işlemediğiniz sürece bu değer kâğıt üzerinde bir rakam.
Bu konuda önemli bir çağrı Harvard Üniversitesi cephesinden geldi. 100 profesör, “Harvard gibi üniversitelerin varlık sebebi öğrencileri için geleceğe yatırım yapmaktır, geleceğimizi ve gezegeni tehdit eden fosil yakıt şirketlerine yapılan 32,7 milyar dolarlık yatırımın temizlenmesini talep ediyoruz. Bu şirketler, iklimle uyum yasalarının önündeki en büyük bariyerlerdir, bunların haydut şirketler olduğunun altı çizilmelidir. Küresel ısınmayı 2 derecenin altında tutmak için yeni fosil yakıt çıkarılmamalıdır. Şirketlerin değerlemesi bu rezervlerin hepsi çıkarılacak üzerinden yapılıyor. Bu illüzyona yatırım yaparak geleceği tehlikeye atamayız” diyen metni imzalayarak, ateşten topu Harvard yönetimine attı bile.
Sadece ABD’deki 500 üniversitenin birikiminin 400 milyar dolar olduğu düşünüldüğünde fosil yakıtçıların neden bu kadar yaygara yaptığını anlamak mümkün.
Pelin Cengiz – Taraf
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…