Bu yazı dw.com/tr/ den alınmıştır
Son beş ay içerisinde ne değişti de Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) mutlak çoğunluğu kazanarak iktidara tek başına geldi?
Bunun cevabı terörün yükselişi ve istikrarsızlık endişesi ile doğrudan alakalı. Ülke, Suruç’dan Ankara saldırılarına kadar terörün kucağına düştü. Türkiye’nin yıllardır kabusu olan PKK terörünün yeniden hortlamasının yanı sıra Suriye’deki savaşın Türkiye’ye sıçraması ile IŞİD tüm ülkede ciddi bir tehdit haline geldi.
Aslında AKP’nin uzantısı olan seçim hükümetinin şahin polikası sayesinde milliyetçi kesimin oylarında AKP’ye kayma oldu. İstikrarsızlık endişesi de AKP’nin elini kuvvetlendirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise her fırsatta tek parti iktidarının istikrar getireceğini ve ancak terörün bu şekilde biteceğini dile getirdi. Kısacası, terörün ani artışı AKP’nin yükselişinde en önemli faktör oldu.
Kazananlar ve kaybedenler
AKP’nin yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) de kazananlar arasında yer aldı. Milliyetçi Halk Partisi’ni (MHP) dördüncü sıraya iterek parlamentoda üçüncü parti olarak yerini aldı, ancak bununla birlikte 20 kadar sandalye de kaybetti.
HDP’nin Suriye’deki Kürt savaşçıları desteklemesi son beş ay içinde sandıkta oy kaybetmesine neden oldu. Ayrıca AKP’nin her fırsatta HDP’yi PKK’dan kendini yeterince net şekilde ayırmadığı iddiası da HDP’yi olumsuz yönde etkiledi. Yine de HDP sadık seçmeni sayesinde zor da olsa yüzde 10 barajını geçmeyi başardı.
MHP’nin milliyetçi seçmeni ise Devlet Bahçeli’yi yalnız bıraktı. Bu seçmen sadece AKP’nin PKK’ya saldırılarını desteklemekle kalmayıp Bahçeli’nin koalisyon müzakere sürecindeki duruşundan rahatsız olduğunu net bir şekilde ortaya koydu. Bahçeli’nin 17-25 Aralık yolsuzluklarının cezalandırılması gibi önemli argümanları olsa da MHP seçmeni, PKK ile mücadeleyi suçluların cezalandırılmasına tercih etti.
Cumhuriyet Halk Partisi ise bir kez daha kitleleri harekete geçirmekte başarısız oldu. Bu hayal kırıklığının ardından CHP’nin kendi içerisinde ciddi bir hesaplaşmaya gitmesi şart.
Muhalefetin geleceği
Seçim sonuçları demokratik haklar, basın özgürlüğü ve yargı bağımsızlığının yeniden yapılanması açısından endişe verici. AKP taraftarlarının seçim sonuçlarının netleşmeye başlamasından sonra parti binasına akın ederek “Vur vur inlesin, Aydın Doğan dinlesin” sloganı atması aslında muhalif medyayı daha da zor günlerin beklediğinin açık bir göstergesi.
AKP mutlak çoğunluğu kazanmış olsa da 330 sandalye alamadığından anayasal değişiklik için referanduma gitme şansını kaybetmiş oldu. Anayasa değişikliği yeniden gündeme gelecek, ancak AKP’nin umduğu kadar kolay bir değişim mümkün olmayacak.
Bu yazı dw.com/tr/ den alınmıştır
Seda Serdar
DW Türkçe Yayınlar Sorumlusu
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…