Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 30 Temmuz’da Ordu’da düzenlenen mitingde Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) 2022 ürünü kabuklu fındık alım fiyatını kilogram başına 54 lira olarak açıklamış, fiyat bir belirsizliğe sebebiyet vermişti. Hangi kalite fındığın fiyatının ne olduğu konusunda kafa karışıklıkları oluşmuştu. Ardından Tüm Üretici Köylüler Sendikası tarafından Erdoğan’ın açıklaması sonrası fındık fiyatına ilişkin eleştiriler yapıldı, fiyatın muğlaklığına işaret edilerek “Fiyatı kabul etmiyoruz” denildi. ÇİFTÇİ-SEN’den yapılan açıklamada da “Açıklanan fındık alım fiyatı üreticileri değil, şirketleri kollayan, koruyan bir fiyattır” ifadeleri kullanıldı.
Tüm Üretici Köylüler Sendikası Ordu Şube Başkanı Zekayi Sağra Erdoğan’ın açıkladığı fiyatın muğlak ve yetersiz olduğunu belirterek “Üretici köylüler olarak bu fiyatı kabul etmiyoruz” dedi.
Tüm Köy Sen Ordu Şube Başkanı Sağra, “Her yıl fındığın maliyet hesabını yapıyoruz. Ne yazık ki, her yıl olduğu gibi bu yıl da yine maliyete yakın bir alım fiyatı açıklandı. Şu an açıklanan fiyat değer olarak geçen yılın açıklanan fiyatından farklı değil. Açıklanan 54 TL için ortalama sözcüğü kullanıldı. Bu kuşkulu bir durum. Yani alan bazlı destek, mazot ve gübre destekleri de belki de fiyata dahil edildi. TMO’nun alacağı fiyat 50 TL’den aşağı da olabilir” dedi.
Sağra, maliyet hesabının önemine vurgu yaparak “Fiyat açıklarken maliyet hesabı yapmıyorlar. Algı oluşturarak ihracatçının istediği fiyatı açıklıyorlar. Her yıl sezon biterken fiyatlar aşağı çekiliyor, sonra üç beş kuruş fazla fiyat açıklamasıyla algı operasyonu yapıyorlar. Her yıl aynı senaryo ile karşı karşıyayız. Tüm Köy Sen olarak öncelikle üreticilerin de içinde olduğu bir maliyet ve fiyat hesabının yapıldığı kurul-komisyon oluşmalı ki, herkes gerçeği görsün. Maliyet hesabı yapmadan açıklanan fiyat üreticiyi her yıl mağdur ediyor. Üretici köylü, bir kişinin iki dudağı arasından çıkacak açıklamaya mahkum edilemez. Üretici köylü ürününün ve emeğinin değerini kendisi belirleyeceği bir yasal düzenleme yapılmalıdır” şeklinde konuştu.
Sağra enflasyona ve gübre ve ilaç zamlarına dikkat çekerek, “54 TL kulağa iyi olarak geliyor. Bu geçen yılın para değerine göre iyi ancak gerçek enflasyonun yüzde yüzün üzerinde olduğu ve enflasyonun devam edeceği gerçeğini bilerek baktığımızda 54 TL’nin hiçbir değeri yok. Hatta yeni enflasyonla Eylül ayında 54 TL daha da değersizleşecek. Bu nedenle üreticiyi memnun edecek fiyat 80 TL’dir. Geçen yıl bir kg fındık, 12 kilo 400 gram azotlu gübre alıyordu. Şimdiki fiyatla 54 TL ile sekiz kilo 300 gram gübre alınıyor. Batman’dan gelen minibüs tek seferi (geliş) geçen yıl 3 bin 300 TL iken bu yıl 12 bin TL oldu. Bunlar bile fiyatın yetersizliğini belgelemektedir” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı fiyat içinde desteklerin olmasını eleştiren Sağra, “Yasa gereği devlet GSMH’nın yüzde birini tarım desteği olarak üretici köylülere vermek zorunda. İktidarlar bunu tam olarak bile ödemiyor, üretici köylüler mağdur ediliyor. Bu mağduriyet yetmezmiş gibi ikinci tokat atılıyor. Fındık alım fiyatına destek olarak verilen paralar da dahil ediliyor. O zaman iktidar üretici köylülere yasa gereği vermesi zorunlu olan alan bazlı, gübre, mazot desteğini vermemiş oluyor. Fiyat belirlemelerinde bunlar dahil edilemez” ifadelerini kullandı.
ÇİFTÇİ-SEN’den de konuya ilişkin bir açıklama yapılarak sendikanın yaptığı maliyet çalışmalarına değindi:
“ÇİFTÇİ-SEN olarak yapmış olduğumuz maliyet çalışmaları sonucunda bir kg fındığın maliyetini 43,45 TL tespit edip onun üzerine yüzde 25 kar payı eklediğimizde 54 TL bir fiyata ulaştığımızı, ancak fındık çiftçisinin hayatını ve üretimini sürdürebilmesi için bu fiyatın yeterli olmadığını, son aylardaki girdilerdeki ve temel ihtiyaç maddelerindeki enflasyon artışlarının da göz önünde bulundurulması gerektiğini, alım fiyatının en az 85 TL olması gerektiğini ifade etmiştik.”
“Açıklanan fındık alım fiyatı üreticileri değil, şirketleri kollayan, koruyan bir fiyattır” denilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Görünen o ki iktidar, BM Genel Kurulu’nda 17 Aralık 2018 yılında kabul edilen Köylü Hakları Deklarasyonu’ndaki çiftçilere ‘Tatmin edici bir fiyat ve adil piyasaya erişim hakkı sağlamak’ yerine şirketlerin piyasayı kontrolünü arttırıcı alım fiyatları belirlemeyi ilke haline getirmiştir. Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan 12 Eylül Darbesi’nin oluşturduğu kurumsal düzenin ve neoliberal tarım politikalarının devamı olduğunu fındık alım fiyatını açıklarken ortaya koymuş, tıpkı darbeci Kenan Evren gibi, 12 Eylül öncesi ‘Fındıkta Sömürüye Son!’ mitinglerini örgütleyen Fikri Sönmez’i ve onun anlayışını da hedefine koymuştur.”
“Şirketler kârlarını arttırırken, üreticilerin giderleri daha da artacak üretimlerini devam ettirmeleri bir yana temel tüketim ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geleceklerdir” denilen açıklamada söz konusu fındık alım fiyatının ve tarım politikalarının kabul edilemez olduğu ifade edildi ve talepler şöyle sıralandı:
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…