Kategoriler: ManşetSivil Toplum

“Erdoğan 10 yıl önce tokat atamazdı, şimdi bunu yapabileceğini hissediyor”

İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi ve psikoterapist Yrd. Doç. Dr Murat Paker, Başbakan Erdoğan’ın psiko-politik durumunu Al Jazeera’ye değerlendirdi.

Son olarak Soma’da kendisini protesto edenlere karşı gösterdiği tavır ve şiddet tepki toplayan Erdoğan, Paker’e göre “kendine uymayan herhangi bir şey olduğunda, minnet duyulmadığını gördüğünde sinir sistemi zorlanıyor.”

“Psiko-politik Yüzleşmeler” kitabının yazarı, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi üyesi Paker’le yapılan  söyleşiden satırbaşları şöyle :

“Hükümet son yıllarda her krizde olduğu gibi krizi yönetemedi, sınıfta kaldı, hiç iyi bir sınav veremedi. Normal koşullarda, normal bir ülkede bu olay üzüntü ağırlıklı bir tepkiye yol açacakken, hükümetin tavırları ve ihmal ağırlığının çok büyük olması nedeniyle üzüntünün yanında, üzüntüyü örtecek şekilde öfke kabarması ortaya çıktı. ”

“Öfkeyle susturmaya çalışma”

“Başbakan  protesto edilmeyi, karşı çıkılmayı, muhalefet edilmeyi zaten kaldıramıyor. Bir de onun kafasında herhalde şöyle bir iç dünya var; “Çok çalışıyor, kendini feda etmiş bir lider; halkı için, ülkesi için saçını süpürge etmiş bir lider.” Bunu görmeyen, bunu beğenmeyen, bunu takdir etmeyen birilerini gördüğü zaman, bir de üstüne üstlük protesto eden birilerini gördüğü zaman müthiş bir nankörlük ile karşılaştığını, kıymetinin bilinmediğini hissedip ciddi bir özgüven zorlanması yaşıyor. Bununla baş etme yöntemi de Başbakan ve benzeri kişilik tarzına sahip insanlarda agresyon oluyor. Saldırganlık, yani farklılığı, muhalefeti, karşı çıkanı, takdir etmeyeni, saldırarak öfkeyle susturmaya etkisiz hale getirmeye çalışma.”

“Erdoğan, oy verenlerin önemlice bir kısmını konsolide de etmiş durumda. Onlar büyük ölçüde, ne olursa olsun onu destekleyeceklermiş izlenimi veriyor. Yüzde 43 değildir bu oran ama yüzde 30’un altında da değilmiş gibi duruyor. Yüzde 25-30 sağlam bir kitlesi var sanki. Ona oy vermeyenler nezdinde ise cumhuriyet tarihinde en fazla nefret biriktiren, öfke biriktiren siyasi lider konumunu da ele geçirdi sanki. Özellikle son bir yılda, daha öncesi de var ama en azından Gezi’den beri, toplumun diğer kesiminde çok ciddi bir nefret ve öfke nesnesi haline gelmiş durumda.”

“Tayyip Erdoğan da o korku politikasını, kendi tabanına yönelik korku politikasını oluşturmayı ve idame ettirmeyi çok iyi beceriyor. ‘Bana bir şey olursa size de bir şey olur’ fikrini iyi hissettiriyor. Onlar zaten geleneksel olarak, tarihsel olarak hazırlar böyle bir manipülasyonu almaya, dolayısıyla orada hazır ve geniş bir taban var.”

“Toplum onu başta tutuyorsa sindirecek bir sosyolopolitik var demek”

“Başbakan’ın psikolojisi ne olursa olsun onun partisi, onun toplumu onu başta tutuyorsa, değiştirmiyorsa, parti lideri olarak, başbakan olarak, orada bu kişilik yapısına, bu liderlik tarzına sahip bir lideri idame ettirecek, sindirecek bir sosyopolitik dinamik var demektir.”

“Erd0ğan çoğu liderde görülen kişilik tarzına sahip”

“Teşhislerden, etiketlerden uzak durup şu söylenebilir: Başbakan çoğu liderde görülebilen belli bir kişilik tarzına sahip. Yüzeyde kendine aşırı güvenen, farklılıktan, muhalefetten hiç hoşlanmayan; otoriter, kişisel ilişkiler düzeyinde demokrat olmayan; kendini mutlak doğru olarak görmeye eğilimli; kendinden çok kuşkulanmayan, çok kuşkulanmadığı için de farklılıkları ya acayip hatalar ya da acayip ihanetler gibi görmeye eğilimli olan bir yapı. Bu yapı kendisinden farklı olanlarla duygudaşlık gösterme konusunda zorlukları, kısıtlılıkları olan bir yapı. Çok sıkıştırıldığında tanınma, kabul edilme, sevilme, minnet duyma ihtiyaçları karşılanmadığında saldırganlaşabilme, çok öfkelenebilme potansiyeline ciddi derecede sahip bir yapı. Bir sürü liderde var bu yapı. Tayyip Erdoğan’da biraz daha fazla olduğu söylenebilir.”

“10 yıl önce bir başbakan tokat atamazdı. Tayyip Erdoğan dahil. Şimdi bunu yapabileceğini hissediyor. Düşünüp taşınıp yapmıyor tabii, otomatik olarak çıkıyor. Çünkü kendini kontrol etmesi, bastırması gereken bir ortam yok.”

(Yeşil Gazete)

Paylaş
Yazar:
Haber Merkezi