Kategoriler: İklim KriziManşet

Emisyon senaryoları özel raporu (SRES) – Zeynep Pelin Çeber

Yazar:
Konuk Yazar

Tarih boyunca yapılan gözlem ve verilere dayanarak iklimin değiştiği açıkça ispat edilmiştir. Bu duruma yani, iklim değişikliğinin etkilerine hazırlıklı olmak ve bu etkilerin olumsuzluklarını en aza indirmek ve gelecekte bizleri nelerin beklediğini tahmin etmek için, öncelikle geçmişte gözlenen değişikliklerin etkilerine ve verilerine bakıp bunlardan yola çıkarak ileride nelerin olabileceğini tahmin etmek daha kolaydır. Matematiksel verilerle modellemeler yapılıp, geçmişteki veriler kullanılarak ileride nelerin olabileceğini tahmin etmek için gelecekte atmosferdeki CO2 miktarını bilmemiz gerekir. Gelecekte atmosferde ne kadar CO2 olacağını belirlemek için bir takım senaryolar oluşturulmuştur. Bu senaryolar Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından Emisyon Senaryoları Özel Raporu (SRES) olarak yayınlanmıştır.

Bu senaryolar ile gelecek yıllarda sera gazı emisyonu artışı hesaplanmasının yanı sıra, nüfus artışı, ekonomideki ve teknolojideki gelişmeler, enerji kullanımı, tarım ve arazi kullanımındaki değişiklikler hesaba katılarak A1, A2, B1 ve B2 olmak üzere dört ana senaryo seti oluşturulmuştur.

A1 senaryosunda dünyamız bütün bir şekilde ele alınmıştır. Bu senaryoya göre, yeni ve etkin kullanımlı teknolojiler gelişip dünya çapında hızla yayılacak. Ekonomide hızla artış olacak, gelişmiş ülkeler ile az gelişmiş ülkeler arasında gelişen teknoloji sayesinde ticaret akışı sağlanıp, gelir farklılıkları en az seviyeye inecek. A1 Kültürel etkileşim ve toplumsal paylaşımın yüksek olup, bölgesel farklılıklar ve gelir farklılıklarının azaldığını gösteren senaryo grubudur. Dünya nüfusu, gelirin artması ile yüzyılın ortasında en üst seviyeye gelip, neredeyse 9 milyarı bulacak ve daha sonra beslenme bozuklukları ve sağlık sorunları nedeniyle 2100 yılına gelirken 7 milyara düşecek. A1 senaryo grubu teknolojik gelişmeler ve değişimler nedeniyle enerji sağlanması açısından 3 gruba ayrılmıştır:

-A1FI: Fosil yakıtların yüksek oranda kullanılması,

-A1T: Fosil olmayan enerji kaynaklarının kullanılması,

-A1B: Bütün kaynakların dengeli şekilde kullanılması.

A2 senaryo grubunda ise dünyamız daha heterojen şekilde ayrılmıştır ve en çok kullanılan senaryodur. Bu senaryo neredeyse günümüz dünyasına benzerdir. Ekonomi gelişmeye devam edecek; fakat A1 senaryosundaki gibi dünyanın bütününde bir gelişim olmayacak. Daha çok bölgesel kalkınma ve gelişme olacak, yani zengin ve fakir ülkeler arasındaki eşitsizlik devam edecek. Buna bağlı olarak teknoloji ve gelir dağılımındaki değişim, diğer senaryolara göre en az seviyede olacaktır. Yerel değerler daha fazla korunacak, bölgesel nüfus farklılıkları yaşanacak (yani doğurganlık oranı farklılık gösterecek), buna bağlı olarak nüfusta artış yaşanacaktır.

B1 senaryosunu ele aldığımızda, diğer senaryolara göre en çok çevre dostu olanıdır. 21. yüzyılın ortalarına kadar nüfus popülasyonundaki artışı ve daha sonraki yıllardaki düşüşü A1 senaryosundaki gibidir. Ekonomide de artış yaşanacağı gibi, ekonomik, soysal ve çevresel istikrarın sağlanması için küresel çapta çözümlemeler yapılacaktır. Çevreye olumsuz etkileri olan enerji kaynakları yerine, verimli ve temiz enerji kaynaklarının kullanımında artış olacaktır.

Son olarak B2 senaryosunu incelediğimizde, A2 senaryosunda olduğu gibi dünyamız heterojen; fakat daha çevre dostudur. Nüfus artmaya devam edecek; fakat A2 senaryosuna göre bu artış daha az olacak. Ekonomi orta seviyede gelişecek, bölgesel ve yerel istikrarın sağlanması için çözümler üretilecek. Teknolojide değişim A1 ve B1 senaryolarına göre daha az hızlı gelişecek, farklı olarak daha çeşitli ve daha çevresel olacaktır.

Sonuç olarak, bazı senaryolarda daha iyi çevresel dünya tanımlanmış olsa da, eğer iklim değişikliğini ve küresel ısınmayı önlemek için bizler ve diğer dünya ülkeleri hiçbir çaba harcamazsa, başta CO2 olmak üzere sera gazları atmosferde artmaya devam edecek. Şu anda atmosferdeki CO2 miktarı 392 ppm iken, 2100 yılında 540-970 ppm aralığına yükselecek. 1980-1990 dönemi yüzey sıcaklık ortalamaları referans alınarak yapılan çalışmaların verilerine göre, 2090-2099 yılındaki yüzey sıcaklığı en iyimser senaryo olan B1’e göre ortalama 1.8C, en kötü senaryo olan A1F1’e göre ise 4C artacak. Buna bağlı olarak en kötü senaryoya göre, buzulların erimesiyle 21. yüzyılın sonlarında deniz seviyesinde 7m artış olacaktır. Yapılan bilimsel verilerin de gösterdiği gibi eğer geri dönüşü olmayan yola girersek, bu senaryoların hepsini felaket senaryoları olarak algılayabiliriz.

 

Zeynep Pelin Çeber

Boğaziçi Üniversitesi
İklim Değişikliği Çalışma Grubu

Önceki Haberler

Bir çocuk, deprem ve TOKİ savaşı: Terk etmeyeceğiz!

Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…

11/02/2025

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…

27/12/2024

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…

27/12/2024

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…

24/12/2024

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…

16/12/2024

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…

15/12/2024