İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı İstanbul Planlama Ajansı (İPA) tarafından hazırlanan “Ekonomik krizin kıskacında İstanbul’da Geçim ve Dayanışma” araştırması ekonomik krizin kent yaşamına etkisini gözler önüne serdi. Araştırmadaki kadınlara dair veriler ise toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortaya koydu.
Araştırma kapsamında 572 İstanbul sakiniyle yapılan ankete ek olarak İstanbul’un yoksulluk verilerine göre belirlenmiş 11 öncelikli ilçede yerel öznelerle 113 yarı yapılandırılmış görüşme, İstanbul’un farklı yoksulluk profilleri ile odak grup görüşmeler, İBB’nin yoksulluk alanına dokunan personelleri ile odak grup görüşmeler ve SEDEP’in 220 personeliyle anket, SEDEP personelleri yoluyla ulaşılan 238 ev kadınıyla anket yapıldı.
Araştırmaya göre; İstanbulluların yüzde 88’i Türkiye’de ekonomik bir kriz yaşandığını ve bu krizin yüzde 61’lik oranla ülkenin yönetim biçimiyle ilişkili olduğunu söyledi.
Araştırmanın “Bugünden Yarına Yaşamak, ‘Mutfağın Ötesine Geçememek” başlığı altında temel gıdaya erişim krizine yer verildi. Yapılan kapsamlı saha araştırması krizin hem ekonomik hem sosyal hayatta büyük bir sıkışmaya sebep olduğunu, asgari geçim ve temel gıdaya erişim düzeyinde sıkışan yaşamın ancak “bugünden yarına” öngörülebildiğini gösterdi. Araştırmada şu ifadelere yer verildi:
“Gündelik hayat geçim kaygısı, hareket edememek, ucu ucuna yaşamak ve bu istikrarsızlık içerisinde neyi nereye ne için ödediğini anlamaya çalışmak etrafında dönüyor, adı konmamış fakat hayatın tam ortasında duran kriz gündelik yaşamı sıkıştırıyor.”
Kriz ortamında düşük ücretlerle birden çok işte çalışma, kadınların evde gelir getiren işler yapmaları, kayıt dışı istihdam, sigorta primlerini elden alma gibi pratiklerin iyice yaygınlaştığı bildirildi. Özellikle kadın istihdamını bakım politikalarıyla birlikte değerlendirmek gerektiğine değinilen araştırmada, görüşülen ev kadınlarının yüzde 62’sinin temel gıda ürünleri dışında gıda alışverişi yapmayı kesmiş durumda olduğu belirtildi.
Ayrıca, kadınların yüzde 42’sinin taneyle ve gramla alışveriş yapmaya başladığı, ancak bu şekilde temel gıda ihtiyaçlarını karşılayabildikleri bildirildi.
Araştırmaya göre; temel gıda ürünlerinin dışındaki et, balık, tavuk, kuruyemiş, meyve vb. ürünler; kadınlar için temel bir ihtiyaç olan hijyenik ped başta olmak üzere diğer hijyen ürünleri, kişisel bakım ürünleri ve medikal malzemeler, kıyafet, oyuncak, kitap, destekleyici eğitim materyalleri, ev eşyası hemen hemen herkes tarafından kriz döneminde ilk vazgeçilenler arasında sayıldı.
Öte yandan araştırma kapsamında görüşülen ev kadınlarının yüzde 84’ünün son altı ay içerisinde sadece kendileri için hiç harcama yapmadıklarını belirttiği ortaya koyuldu. Buna göre; her beş ev kadınından biri son altı ayda geçinebilmek için eve iş aldı.
Araştırmaya göre; kadınlar krizde daralan hane bütçesini tasarruf emekleriyle genişletiyor, bu nedenle krizde daha fazla ev içi emek harcıyorlar. Görüşülen ev kadınlarının yüzde 42’si çocukları için, yüzde 25’i eşleri için her gün evde beslenme hazırladığını belirtiyor. Görüşülen ev kadınlarının yüzde 34’ü sadece kendileri evde olduğu zaman doğalgazı komple kapatıyor, yüzde 41’i gerekmedikçe dışarı çıkmıyor.
Araştırmada ziyaret edilen mahallelerin tamamında bir süredir çalışmayan veya emekli olan 65 yaş üstü kişilerin, daha önce hiç çalışmamış ev kadınlarının ve gençlerin pandemi ve krizle birlikte işgücü piyasasına çekildiğinin görüldüğü belirtilerek gönüllü kayıt dışı çalışmanın arttığı bildirildi.
İBB’nin araştırmasına göre; ev kadınlarının yüzde 84’ü son altı ay içerisinde sadece kendileri için hiç harcama yapmadıklarını belirttiler. Kadınlar, bilhassa ev kadınları kriz döneminde haneye giren kaynaklar üzerinde daha az tasarrufa sahip olduklarını sıkça dile getirdiler. Buna göre; zaten sınırlı olan kaynakların yönetimi ev içerisinde ciddi bir gerilim hattına dönüştü ve erkekler bu dönemde neyin nereye harcandığına dair daha fazla kontrolcü olmaya başladı.
Araştırma süresince krizin iki temel yüklenicisi olduğu belirtilerek bunların bankalar ve kadınlar olduğu bildirildi. Buna göre; kadınlar krizde daralan hane bütçesini tasarruf emekleriyle genişletiyor, bu nedenle krizde daha fazla ev içi emek harcıyorlar. Hangi markette hangi ürünün ne kadara satıldığına dair incelikli bir piyasa bilgisine sahip olan kadınlar evin ihtiyaçlarını en az harcamayla kapatabilmek için gündelik geçim derdine ciddi bir tasarruf emeği yatırıyorlar. Araştırmada bu tasarruf emeğinin kadınlar için bir tür maratona dönüştüğü belirtiliyor.
“Pandemiyle başlayan ve ekonomik krizle birlikte katmerlenen mekânsal sıkışmışlık dar gelirlilerin müşterek kriz deneyimi olarak öne çıksa da bu sıkışmışlığın en çok kadınlar, bilhassa ev kadınları tarafından çok daha şiddetli yaşandığını belirtmek gerekiyor” ifadelerine yer verilen araştırmada görüşülen kadınların tümünün hayatlarının ekonomik sebeplerle eve sıkıştığının altını çizdikleri vurgulanıyor.
Araştırmada anket yoluyla ulaşılan ev kadınlarının yüzde 41’i son altı ay içerisinde bir geçim stratejisi olarak daha az dışarı çıkmayı tercih ettiği belirtilirken çalışan kadınların hayatın evle iş arasında, ev kadınlarının ise tamamen evin ve mahallenin içerisinde geçtiğini anlattığına değiniliyor.
Öte yandan Mor Çatı’nın da gözlemlediği üzere; hem pandemi hem kriz özellikle üniversite öğrencisi kadınların aile yanına dönmek zorunda kalmasına sebep oldu ve bu hem daha fazla aile baskısıyla karşılaşmak hem de ev içi şiddetle yüzleşmek anlamına geliyor.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…