Haber: Gençağa Karafazlı – Hüseyin Altun
Eğitim-Sen Samsun Şubesi Başkanı Arzu Topaloğlu, koronavirüs salgınında artan vaka sayısının eğitime olan etkisiyle ilgili yazılı bir açıklama yaptı.
Topaloğlu, yaptığı açıklamada hükümetin ve Milli Eğitim Bakanlığı‘nın (MEB) salgına karşı alınması gereken tedbirler konusunda eğitim emekçilerinin ve eğitim bileşenlerinin taleplerine, önerilerine kulaklarını tıkadığını ifade etti.
Ayrıca, Arzu Topaloğlu salgına karşı tüm tedbirlerin alınıp yüz yüze eğitimin ertelenmesini ve aşının yaygınlaştırılmasını talep ettiklerini dile getirdi.
Arzu Topaloğlu, parti kongrelerinin yapıldığı illerde koronavirüs vaka sayısında patlama yaşandığını hatırlattı ve okullardaki vaka artışıyla Ak Parti ve MEB’in ilgilenmediğini kaydetti:
Pandeminin ülkemizde de yayılmasının üzerinden geçen bir yılı aşkın süreye rağmen AKP ve MEB’in alınması gereken tedbirler konusunda eğitim emekçilerinin ve eğitim bileşenlerinin talep ve önerilerine kulaklarını tıkaması, 15 Şubat’ta köy okullarında, 2 Mart’ta diğer bütün bölgelerde başlayan yüz yüze eğitimin çok riskli bir sürece dönüşmesine yol açmıştır.
Bir yanda ataması yapılmayan yüz binlerce öğretmen, enflasyon karşısında maaşları eriyen eğitim emekçileri varken, diğer yanda MEB için günlüğü 2 bin 160 liradan koruma araçları yeniden kiralanmaktadır. Demokratik hak arama ve basın açıklaması yapmanın önüne her tür engel çıkarılırken ‘lebalep kongreler’in yapıldığı ve her kongreden sonra o ilde vakaların patladığı bu dönemde, okullarımızdaki vaka artışları ne MEB’in ne de iktidarın umurundadır.”
Eğitim konusunda kararların tepeden alındığını belirten Topaloğlu, alınan kararların da sürekli değiştirilerek eğitim sürecinin içinden çıkılmaz hale getirildiğini aktardı:
Tüm eğitim bileşenleri kaygıyla okula giderken ve hemen her gün bir yerlerde bir okul kapatılırken; öğrencilerimize, öğretmenlerimize, hizmetli ve memurlarımıza pozitif ya da temaslı teşhisi konulurken; MEB her şeyin yolunda olduğu algısıyla, yüz yüze eğitime katılımın ne kadar yüksek olduğunu açıklamaktadır. Birçok il ve bölge kırmızıya dönerken hiç rahatsızlık duymadan yapılan bu açıklamalar Bakanlığın duyarlılıktan ne denli uzak olduğunu ortaya koymaktadır.
Pandemi sürecinde eğitim politikalarını doğru yürütebilmek için demokratik mekanizmalar oluşturmak, sendikalarla, veli dernekleriyle, öğrencilerle iletişim halinde olmak ve yapılan önerileri ciddiyetle ele alarak planlamalara dahil etmek olmazsa olmazdır. Ancak mevcut iktidarın otoriter ve anti-demokratik yaklaşımları sonucunda her karar tepeden alınmış ve ikide bir kararlar değiştirilerek, eğitim süreci içinden çıkılmaz bir hale sürüklenmiştir. Aşı ve diğer tüm tedbirler alınmadan yüz yüze eğitime başlanmamasına, tedbirler alındıkça hangi kademeler de başlanması gerektiğine, yazılı sınavların iptaline, sağlıklı ulaşımın sağlanmasına dair yapılan önerilerin hiçbiri iktidarın ve bakanlığın gündemine girmemiştir. Ortaya çıkan olumsuz tablonun sebebi bu otoriter ve tek merkezci yaklaşımdır.”
Arzu Topaloğlu, eğitimcilerin koronavirüs aşılama sırasında geri plana itildiğini söyleyerek, bu durum çok ciddi riskler barındırdığına da işaret etti:
Yüz yüze eğitimin nitelikli bir şekilde yürütülebilmesi için eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler açısından eğitim-öğretim ortamlarının sağlıklı ve güvenli olması gerekmektedir. Bu güven duygusu onların eğitim ortamlarındaki psikolojik ve duygusal yeterlilikleri için önemlidir.
Salgının giderek yükseldiği koşullarda eğitim emekçilerinin desteklenmesi gerekirken, halen aşı planlamasında 2. aşamanın 7. sırasında gösterilmeleri ve bir türlü öne alınmamaları hem eğitim emekçileri hem de tüm eğitim bileşenleri açısından çok ciddi riskler barındırmaktadır. Sendikamızın MEB’e yaptığı çağrılar, Sağlık Bakanlığı’na yaptığı başvurular olumlu sonuçlanmamıştır. MEB bu konuda harekete geçip Sağlık Bakanlığı ile ortak bir planlama yapıp kamuoyuna duyuracağına, kendisine başvuran eğitim emekçilerine ‘Sağlık Bakanlığı’na başvurun’ demektedir.”
Topaloğlu, Türkiye’de salgından kaynaklı vaka sayısının hızla yükselmesine rağmen, salgına karşı hiçbir tedbir alınmamasının yüz yüze eğitimin sürdürülebilirliğini tehlikeye attığını söyledi:
Sağlıklı ve güvenli bir ortamda öğrencilerin eğitim hakkını ve tüm eğitim emekçilerinin çalışma hakkını önemsemeyen bir Bakanlık ve iktidarla karşı karşıyayız. Öyleyse yeniden hatırlatalım; 15 Şubat’tan 4 Nisan’a kadar toplam pozitif ve temaslı öğretmen sayısı 2 bin 558, öğrenci sayısı 3 bin 379, hizmetli-memur personel sayısı ise 246’dır. 15 Şubat-4 Nisan arasında eğitim alanında hayatını kaybedenlerin sayısı 16’ya ulaşmıştır. Bu rakamlar buz dağının sadece görünen yüzüdür. Sendikamıza ulaşan sınırlı bilgilerle ortaya çıkan bu tablo bile tehlikenin boyutunun ne düzeye geldiğini gösterirken, elinde tüm veriler olan MEB ise ısrarla sayıları gizlemekte ve herhangi bir açıklama yapmamaktadır.
Önü alınamaz bir şekilde vakalar ve hasta sayıları tüm Türkiye’de hızla yükselirken eğitim alanında hiçbir tedbir alınmaması, yüz yüze eğitimin sürdürülebilirliğini tehlikeye atmaktadır. Yapılan çağrılara rağmen başta aşı olmak üzere önlemler noktasında bir hazırlık gözükmemektedir. Tüm toplumumuzun sağlığı tehdit altındayken, sağlık örgütleri ve bilim insanları, sağlık hizmetleri, belediye temizlik hizmetleri ve gıda satışı dışında, gelir güvenceli 28 günlük kapanmayı önermektedir.”
Şube Başkanı Topaloğlu, mevcut koşullarda yüz yüze eğitimin ertelenmesini ve şu tedbirlerin gecikmeden alınması gerektiğini ifade etti:
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…