Ebru Timtik’in cenazesi Gazi Mezarlığı’na defnedilecek

“Adil yargılanma” talebiyle girdiği ölüm orucunun 238. gününde yaşamını yitiren Ebru Timtik‘in cenazesi otopsi için dün akşam saatlerinde Adli Tıp Kurumu’na (ATK) kaldırıldı.

Avukatları bugün ATK’nin önünde açıklama yaptı. Açıklamada Timtik’in meslektaşlarından avukat Sinan Zincir “Ölüm orucu direnişinin 238’inci gününde Ebru ablamızı, yoldaşımızı kaybettik. Ebru bu toprakların demokrasi mücadelesi ve devrim mücadelesinin bir şehididir. Andımızdır. Her yerde dile getirdik dile getirmeye devam edeceğiz anılarına sahip çıkacağız” diye konuştu.

Zincir, Timtik için İstanbul Barosu önünde bir anma programı yapılacağını açıkladı. Bugün yapılacak otopsinin ardından saat 10.00’da İstanbul Barosu önünde anma yapılacağı, daha sonra cenazenin Gazi Cemevi‘ne götürüleceği ve Gazi mezarlığına defnedileceğini kaydetti.

‘Maddi manevi bütünlüklerine tehlike yok’

Savunmaya Özgürlük Koordinasyonu‘nun dün Ebru Titmik ve Aytaç Ünsal‘ın durumuna dikkat çekmek için istanbul Beyoğlu’nda yapmak istediği basın açıklaması, izinsiz olduğu gerekçesiyle engellenmişti. Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun da katıldığı açıklamada Zincir, “Ebru ve Aytaç’ın haykırışını, Türkiye’nin halkları, yoksulları için girdiği bu direnişi alanlarda haykırmamızı engellemeyeceksiniz. Onların direnişi bizim direnişimizdir. O nedenle her platformda Ebru ve Aytaç için, adalet için haykırmaya devam edeceğiz” demişti.

Halkın Hukuk Bürosu ise ilerleyen saatlerde polisin ATK önünde Ebru Titmik için nöbet tutanlara müdahale ederek üç kişiyi gözaltına alındığını Twitter’dan paylaştığı “Adli Tıp Kurumunun önünde Ebru Titmik için bekleyen insanlara polis, “burada oturmak yasaklandı” diyerek saldırdı. Ayhan Balık, Emir Karakum, Vedat Doğan ve bir kişi daha gözaltına alındı” sözleriyle duyurmuştu.

“Örgüt üyeliği” suçlamasıyla 13 yıl 6 ay hapis cezası verilen Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇDH) üyesi Titmik, durumunun kötüleşmesi üzerine bulunduğu Silivri Cezaevi’nden hastaneye nakledilmişti. Avukatları tarafından yapılan tahliye talepli tedbir başvurusu, “Maddi veya manevi bütünlüklerine yönelik ciddi bir tehlike yok” gerekçesiyle reddedilmişti.