Diyarbakır’da tutuklu gazetecilerle dayanışma: Amasız fakatsız meslektaşlarımızın yanındayız!

Diyarbakır’da 8 Haziran’da polisin baskınla gözaltına aldığı 21 gazetecinin gözaltı süresi dün dört gün daha uzatıldı. Ek gözaltı süresiyle birlikte gazeteciler, 16 Haziran’a kadar emniyette tutulabilecek. Birçoğu tekli hücrede tutulan gazetecilerin dosyalarındaki kısıtlılık kararı ise sürüyor.

Aynı gün gazetecilerin çalıştıkları ajans ve yapım şirketlerine de baskın düzenlendi. Baskınlarda çok sayıda kamera, bilgisayar ve dijital materyale el konuldu. JINNEWS’in Yenişehir ilçesindeki merkez bürosuna saat 04.30 saatlerinde başlatılan arama, 07.20’de son buldu. Ancak Piya ve Ari yapımların binalarında başlatılan arama halen devam ediyor. 

Gazeteci örgütleri olaya tepkilerini sürdürürken HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da tutuklu bulunduğu cezaevinden paylaşımla tepki gösterdi:

“Gazetecilik suç değildir. Özgür basın emekçileri onurumuzdur, derhal serbest bırakılmalıdır.”

Amed Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri ve TİP Diyarbakır İl Başkanlığı da gözaltına alınan gazetecilerle dayanışmak için Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG)‘ine ziyarette bulundu.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın başlattığı soruşturma kapsamında DFG, JINNEWS, Mezopotamya Ajansı gibi kurulaşlardan gazeteciler, sabah operasyonuyla evlerine ve kurumlarına baskın yapılarak İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürülmüştü.

Mezopotamya Ajansı’nın aktardığına göre; sabah saatlerinde yapılan ev baskınlarında tutuklanan isimler Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Serdar Altan, JINNEWS Müdürü Safiye Alagaş, JINNEWS editörü Gülşen Koçuk, Mezopotamya Ajansı editörü Aziz Oruç ile gazeteciler Ömer Çelik, Suat Doğuhan, Ramazan Geciken, Esmer Tunç, Neşe Toprak, Zeynel Abidin Bulut, Mazlum Doğan Güler, Mehmet Şahin, Elif Üngür, İbrahim Koyuncu, Remziye Temel, Mehmet Yalçın ve Abdurrahman Öncü, Feynaz Koçuk (İstanbul Gebze‘de tutuklandı).

İlgili haber: Diyarbakır’da gözaltına alınan gazeteci sayısı 21’e yükseldi

Gazetecilerden dayanışma

DİSK Basın-İş Sendikası ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) cumartesi günü Diyarbakır’da tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için basın açıklaması düzenledi.

“Nefes alamıyoruz, gazetecilik boğulamaz” pankartı asılan toplantıda ortak açıklamayı DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren okudu.

Açıklamada ,“Bugün Kürt gazetecilere yönelik haksız, hukuksuz gözaltılara yeteri tepki gösterilmezse bu baskıların herkesin kapısını çalacağı açıktır” denildi.

Gazetecilerin hukuksuzca tutulduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Kendilerine hiçbir suçlama yöneltilmedi. Gözaltı yöntemi yasalara aykırı. Bilgisayarlarına, gazetecilik materyallerine usulsüzce el konuldu. Özellikle Kürt basınına yönelik baskılar giderek artıyor ve ne yazık ki bu baskılara karşı yeteri kadar ses çıkarılmıyor” tepkisi gösterildi.

Fotoğraf. ETHA

Her koşulda devam edeceğiz

Açıklama şu ifadelerle devam etti:

“Durum gerçekten vahim ve gazetecilik boğulmak isteniyor. Bu baskılar başta da söylediğimiz gibi sadece Kürt basınına da yönelik değil. İktidarın yayınlarından rahatsız olduğu televizyon kanallarına yönelik otomatiğe bağlanan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) cezaları da sansürün boyutunu gösteren bir başka gelişmedir.”

Son ‘sosyal medya yasası’na da değinilen açıklamada, “Toplumun haber alma hakkı tamamen yok edilmek isteniyor. Saray iktidarı seçime sadece kendi medyasıyla girmek istiyor. Daha önce başarılamadığı gibi, bu kez de başarılamayacak. Gazetecilik yapmaya her koşulda devam edeceğiz. Bütün gazetecileri, meslek örgütlerini mesleklerine sahip çıkmaya, dayanışmaya çağırıyoruz” ifadelerine yer verildi.

Amasız, fakatsız yanındayız

Bir grup gazeteci de  “Özgür basın susturulamaz: Gözaltındaki meslektaşlarımızın yanındayız!” başlığıyla sadece gazeteci ve gazeteci kurumlarının imza atabileceği bir imaza kampanyası başlattı.

İmzacı listesi bugün duyurulacak Açıklamada gazeteciler şu ifadelere yer verdi:

“Kürt gazetecilerin, basın emekçilerinin polis baskınlarıyla gözaltına alınmasını amasız, fakatsız kınıyoruz. Hukuk, adalet, eşitlik, özgürlük, demokrasi iddiası olan ve geleceğin Türkiye’sine hazırlık yapma niyetinde olan başta muhalefet olmak üzere, herkesi ayrımsız bir şekilde gözaltındaki meslektaşlarımızla dayanışmaya ve iktidar şiddetinin karşısında tavır almaya davet ediyoruz.”

Metinde ayrıca, uluslararası basın kuruluşlarına, gazetecilere, hak örgütleri ve savunucularına Türkiye’de basın özgürlüğünün gelişimi için dayanışma ve hareket çağrısı yapıldı.

Siyasilerden ve pek çok ivil toplum kuruluşu ve meslek örgütünden tepkiler gelmeye devam ediyor.