DESA’daki sendikalaşma mücadelesi 2008’den bu yana sürüyor. 29 Nisan 2008 tarihinde Düzce fabrikasında 41 işçi ile Sefaköy fabrikasında 1 işçi sendika üyesi oldukları gerekçesiyle işten atılmışlardı, işçiler bu durumu protesto etmek için fabrika önünde direnişe başlamışlardı. Sefaköy fabrikasında Emine Arslan’ın tek başına direnmesi kamuoyunun dikkatini çekmiş ve sendikaların, siyasi partilerin, kadın örgütlenmelerin, ülke içinde ve uluslararası boyutta birçok kesimin desteğini almış ve bu kesimler tarafından kampanyalar örgütlenmişti. Mahkemelerin de işçileri haklı bulmasıyla beraber DESA ile sendika arasında 2009’da bir protokol imzalanmış, işten atılan işçilerin bir kısmı işe geri alınırken DESA sendikayı bir taraf olarak tanıyacağı sözünü vermişti.
Deri-İş Sendikası’nın yaptığı açıklamada şöyle denildi:
“Protokole karşın DESA’da işçilerin sendikal örgütlenme özgürlüklerine karşı baskıcı uygulamalar günümüze kadar devam etmiştir. Sendikamızın bu sorunları çözme doğrultusunda attığı adımlar ise cevapsız kalmıştır. DESA işvereni bununla da yetinmemiş, 18 Ocak 2010 tarihinde Sefaköy fabrikasında sendika üyesi olmak için sendikamıza başvuran 9 işçiyi ve bir üyenin 3 akrabasını işten çıkarmış, işçileri tazminatlarını alıp işten ayrılma yönünde baskı uygulamıştır. Buna karşın işten çıkışı imzalamayan 3 işçi fabrika önünde direnişe geçmiş ancak işverenin para teklifi ve baskılar sonucunda 2 işçi çıkış almayı kabullenmiş, 1 işçi ise tüm teklif ve baskıları reddederek meseleyi mahkemeye taşımıştır.
DESA işvereninin sendikanın Sefaköy’e yayılmasını engellemek için başvurduğu yolların yanı sıra 29 Ocak tarihinde bu kez Düzce fabrikasında 2 işçi arkadaşımız komplo sonucu işten çıkarılmıştır. Uzun süredir sendika üyelerine yönelik fabrika yönetimi ve patron yanlısı işçiler tarafından provokatif yaklaşımlar sergilenmekte, sendikamızın sorunu çözmek amaçlı uyarıları ise dikkate alınmamaktaydı. Bu taciz ve baskıların sonucunda 2 işçi arkadaşımız başka bir işçiyi darp ettikleri iddiasıyla işten çıkarılmıştır. Bu haksız uygulamayı protesto eden üyelerimiz ise fabrika önünde direnişe geçmiştir.
DESA, işçilerin örgütlenme özgürlüklerine saygı göstermemekte, imzaladığı protokole uymamaktadır. Prada, Mulberry, Marks and Spencer, Aerosoles, DKNY gibi uluslararası, tanınmış firmalarla iş yapmasına karşın bu üretimi gerçekleştirip muazzam zenginliği yaratan işçilerin insan haklarına saygı gösterilmemektedir. DESA’nın işçilerine ve işçilerin örgütlenmesi olan Deri-İş Sendikası’na karşı sergilediği bu tutum kabul edilemezdir.”
Deri-İş Sendikası, bu baskılara karşın sendikal örgütlenme haklarına sahip çıkan DESA işçileriyle dayanışmayı yükseltme çağrısında bulundu. Sendika 18 Şubat 2011 Cuma akşamı saat 18’de TMMOB Makine Mühendisliği Odası’nda konuyla ilgili gelişmeleri aktaracakları bir toplantı yapacak. Toplantı katılıma açık olacak.
Haber: Yazgülü Yeşil – Yeşil Gazete
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…