Bilim insanları Pasifik Okyanusu‘nun derinliklerindeki zifiri karanlıkta yaptığı araştırmalar sırasında oksijenin canlı organizmalar değil, patatese benzeyen ve neredeyse AA piller kadar elektrik yayan metal yumrular tarafından üretildiğini keşfetti.
Araştırmacılar, sürpriz bulguyla birçok çıkarım yapılabileceğini söyledi. Bu çıkarımlardan biri gezegenin başlangıcına kadar gidebilir.
Daha önce yalnızca bitkiler ve algler gibi canlı varlıkların güneş ışığı kullanarak oksijen ürettiği düşünülüyordu.
Ancak Pasifik Okyanusu’nun dört kilometre altında, güneş ışığının ulaşamadığı bölgelerde keşfedilen ve polimetalik nodül adı verilen küçük mineral yataklarının ‘karanlık oksijen’ ürettiği keşfedildi.
Araştırma, maden şirketlerinin nodülleri toplamayı planladığı Hawaii ve Meksika arasındaki Clarion-Clipperton Bölgesi‘nde (CCZ) gerçekleştirildi. Araştırmanın finansörlerinden biri de CCZ’deki madencilik faliyetlerini gerçekleştirmek isteyen Kanada merkezli The Metals Comapny‘ydi.
Nodüllerin bataryaların, akıllı telefonların, rüzgar türbinlerinin ve güneş panellerinin içinde kullanılan kobalt, nikel, bakır ve manganez gibi metaller bakımından zengin olduğu biliniyor.
Uluslararası bilim insanlarından oluşan ekip, CCZ bölgesindeki madencilik faaliyetlerinin bu tuhaf şekilli ve hakkında birçok bilinmezin olduğu nodülleri nasıl etkileyeceğini araştırıyor.
Araştırmayı yürüten ekibin başında bulunan İskoç Deniz Bilimi Derneği‘nden (SAMS) Andrew Sweetman, “Deniz tabanındaki oksijen tüketim seviyesini ölçmeye çalışıyorduk” dedi. Bu ölçüm için denizin dibindeki tortuyu yakalayan bentik oda adı verilen bir mekanizma kullanıldı.
Normalde organizmalar nefes aldıkça odacıklarda bulunan oksijen miktarı giderek azalıyor. Ancak bu çalışmada tam tersi oldu ve fotosentezin gerçekleştirilmediği karanlık bölgede oksijen miktarının arttığı gözlemlendi.
Araştırmacılar ilk olarak su altı sensörlerinin yanıp söndüğünü ve bir hata olduğunu düşündü. Ardından testi tekrarlayan ekip, oksijen miktarının yine arttığını gördü.
Sweetman nodüllerde ‘şaşırtıcı bir şekilde neredeyse AA pillerdeki kadar yüksek voltajlarda’ elektriğe rastladıklarını söyledi. Bu elektrik yükü, deniz suyu elektrolizi adı verilen yaklaşık 1,5 voltluk kimyasal bir reaksiyon süreciyle deniz suyunu hidrojen ve oksijene ayırıyor olabilir.
SAMS direktörü Nicholas Owens, araştırma sonuçlarının ‘son zamanlarda okyanus bilimi açısından en heyecan verici bulguları’ olduğunu söyledi.
Owens, fotosentez harici oksijen üretiminin keşfedilmesinin ‘gezegendeki karmaşık yaşamın evriminin nasıl başlamış olabileceğini de yeniden düşünmemizi gerektirdiğini’ söyleyerek “Geleneksel görüş oksijenin ilk kez üç milyar yıl önce siyanobakteriler tarafından üretildiğini, ardından karmaşık yaşamın kademeli olarak geliştiği yönünde’ dedi.
Sweetman’ın keşfi ise hayatın kara dışında da başlamış olabileceğini gösteriyor.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…