Her toplumun mitolojisi o toplumun kültürel ve zihinsel yapısına ayna tutar.
Batılı ülkelerin çeşitli sanat kolları ile bize tanıtmış olduğu Zeus’u, Afrodit’i çok iyi biliriz ama Türk mitosları ve Anadolu efsaneleri pek fazla bilinmez. Biz de her ayın ikinci haftası yayımlayacağımız [Çocuklar İçin Türk Mitosları, Anadolu Efsaneleri] dizisi ile çocuklarımızı unutulmaya yüz tutmuş bu öykülerle buluşturmak istiyoruz.
***
Yunanca kökenli bir kelime olan mitos (mythos) söz, öykü anlamına gelir. İlk insanlar mitoslar anlatarak evreni, tabiat olaylarını ve yaşamla ilgili sırrını çözemedikleri durumları açıklamaya çalışmışlardır.
Mitoslar, tüm efsanelerin, destanların, masalların, hatta bugün okuduğumuz edebi türlerin de kökenlerini oluşturur. Bilinçaltı üzerine çalışan bilim insanları, mitosların evrensel geçerliliğe sahip yaşam kalıpları olduğunu ve her insan için anlamlı mesajlar taşıdığını söyler.
Farklı kültürlerde aynı konuyla ilgili farklı mitoslar anlatılabilir. Hatta aynı kültürde yetişen insanlar da aynı konuyu farklı şekillerde anlatabilir. Örneğin evrenin oluşumunu anlatan çeşitli Türk mitosları vardır. İşte bunlardan biri, Verbitsky derlemesi.
Yer ve gök yaratılmadan önce sadece su vardı.
Ülgen bu sonsuz suların üstünde hiç durmadan uçardı.
Günün birinde yoruldu, kendisine konacak bir yer aramaya koyuldu.
Bu ne kadar sürdü bilinmez fakat günün birinde o sesi duydu:
“Ey Ülgen!
Uçsuz bucaksız suların arasında
önüne bir taş çıktığında
durma onu yakala!”
Bu ses susunca o taş belirdi suda. Ülgen peşine düştü.
Taşı yakalaması ne kadar sürdü bilinmez fakat yakaladı sonunda.
Derin bir “oh” çekti, taşın üstüne kondu. O an kalbine bir hayal doğdu.
“Bir dünya yaratsam, ama nasıl olsa,
Bir boyu, bir soyu, bir yolu olsa…”
Bu sözlerle su dalgalandı. Köpüklerin içinde Akana belirdi birden. Dedi ki:
“Ey Ülgen!
Yaratmak istiyorsan bir evren
önce kendine inanmayı öğren!
Her ne dersen de ama
Asla yapamam deme!”
Sözünü bitirince Akana kayboldu suyun içinde. Görünmedi bir daha.
Ülgen bunun üzerine, yere bakıp “Yaparım!” dedi. Üstüne konduğu taştan yeri yarattı ve sonra yeri gökle çevirdi.
Kendisi de tepesi göğe değmez, etekleri yerde değmez altın bir dağa çekildi.
Oradan dünyayı seyre koyuldu.
Dilge Güney
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…