Cıvaya İlişkin Minamata Sözleşmesinin Beyan ile Birlikte Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi” 15 Şubat 2022 Salı günü TBMM Genel Kurulu’nda onaylanarak kanunlaştı.
Böylece Türkiye Cumhuriyeti 24 Eylül 2014 tarihinde imzaladığı Minamata Sözleşmesine taraf olacak. Kanun bugün itibariyle (18 Şubat) henüz Resmi Gazete’de yayımlanmadı.
Minamata, Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) liderliğinde hazırlanıp, 2013 yılında kabul edilen çevre ve sağlık konusundaki en son küresel anlaşma. Adını, 20. yüzyılın ortalarında cıva bulaşmış endüstriyel atık suyun binlerce insanı zehirleyerek, ‘Minamata hastalığı’ olarak adlandırılan hastalığa ve ciddi sağlık sorunlara yol açtığı Japonya’daki körfezden aldı.
Sözleşmeyi 128 ülke imzaladı, 12 ülkede ise yürürlüğe girdi. 16 Ağustos 2017’de yürürlüğe girdiğinden bu yana da taraflar, cıva arzını ve ticaretini kontrol etmek, cıva kullanımın ve emisyonunu, kamuoyunu bilinçlendirmek ve gerekli kurumsal kapasiteyi oluşturmak için birlikte çalışıyor.
Minamata Sözleşmesi genel olarak, yeni cıva madenlerini yasaklamak, mevcut cıva madenlerini durdurmak, bir dizi ürün ve süreçte cıva kullanımını durdurmak ve aşamalı olarak azaltmak, havaya ve toprağa yapılan salımlar için kontrol önlemlerini ve küçük ölçekli altın madenciliğinin kayıt dışı sektörünün düzenlenmesi içeriyor. Civanın geçici olarak depolanmasına ve atık haline geldiğinde bertaraf edilmesine, cıva ile kirlenmiş alanların yanı sıra sağlık sorunlarına değinen Minama Sözleşmesi, cıva kullanılan, salınan ya da yayılan ürünler, prosesler ve endüstriler ve bunların cıva içeren atıkları için bazı kontrol ve azaltım tedbirlerini de içeriyor.
Buna göre, taraf ülkelerin;
Sözleşme Ek D’de çevreye cıva salımı gerçekleştiren nokta kaynaklar arasında kömürlü termik santrallere ilk sırada yer veriyor.
2015 yılında yayınlanan Türkiye geneli için yapılmış bir madde akışı analizine göre Türkiye’de yıllık bazda 34,61 ton cıva insan faaliyetlerinden kaynaklı olarak çevreye salındı. Bu salımların %74’ü atmosfere, daha az miktarlarda karaya (yüzde 21) ve suya (yüzde 5) yapılıyor. Tüm ortamlara (hava, su, toprak) gerçekleşen cıva salımlarının %30’u ise kömür yakıtlı elektrik santrallerinden kaynaklanıyor. Söz konusu santrallerin neden olduğu yıllık 10.551 kg cıvanın %88’i ise havaya salınıyor.
Sözleşmenin hayata geçmesiyle birlikte Türkiye’nin de yerine getirmesi gereken yükümlülükler şöyle olacak:
Cıva madenciliği yasaklanacak: Birincil cıva madenciliğine son verilecek.
Cıva içeren ürünlere yasak: İnsan ve çevre sağlığına zarar veren bazı cıva içeren ürünlerin üretim, ithalat ve ihracatını yasaklanacak. Bunlara ilişkin atık ve stokların etkin bir şekilde bertaraf edilecek.
Kapsam dışı ürünler: Bazı ölçüm cihazlarının alternatifi olmadığı için cıva kullanımı sürecek. Dini veya geleneksel uygulamalarda cıva kullanımı ve cıvalı koruyucu içeren aşılar da sınırlama kapsamı dışında.
Termik santraller civa emisyonunu önleyecek: Kömür yakıtlı enerji santralleri ve endüstriyel buhar kazanlarından çinko ve altın gibi demir dışı metal endüstrisinde kullanılan bazı türden tasfiyelere kadar birçok büyük endüstriyel tesisten kaynaklanan cıva emisyon ve salımını kontrol altına alınacak. Cıva emisyonlarını azaltılacak, mümkünse tamamen ortadan kaldırılacak.
Küçük ölçekli altın madenleri: Küçük ölçekli altın madenciliğinde kullanılan cıva miktarı ve salımı azaltılacak.
Sözleşmenin yürürlüğe girmesinden itibaren üç yıl içerisinde ülkelere bu uygulamalardaki cıva kullanımını azaltmak üzere ulusal plan hazırlama zorunluluğu da getiriliyor. Bu planlar içerisinde, halkın bilinçlendirilmesi ve cıvasız alternatiflere ilişkin bilgiler de yer alıyor.
Geçen yıl nisan ayında kanun taslağının kabul edildiği Dışişleri Komisyonu’nda Çevre Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü Eyyüp Karahan, Türkiye’de altın madenciliğinde cıva kullanılmadığını belirtmiş ve “Emisyonlarda da bizim Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü yönetmeliğimizde de cıvayla ilgili düzenlememiz, sınır değerlerimiz var ve bu sınır değerlerimizi biz Bakanlık olarak ciddi anlamda takip ediyoruz ve bu konuda da bir kontrolümüz var” demişti.
Komisyonda, aktif durumda olan 1 adet cıva işletme izni bulunduğunu, bunun da en son on yıl önce üretim ve satış yaptığını, onun dışında cıva üretimi ile ilgili faaliyet bulunmadığı belirtilmişti.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…