“Bu nedenle, ormanlarda yıl boyunca yangın ihtimaline karşı önlemler alınması gerekmektedir. Aynı biçimde, orman yangınına müdahale ekip ve araçlarının her an yangın çıkabilecekmiş gibi hazır ve teyakkuz halinde olması gerekmektedir. Bu açıdan, THK’ya ait uçakların kullanılmaması, atıl bırakılması bir faciadır. Bu facia AKP’nin orman yangınını dahi özelleştirmesinden kaynaklanıyor. Bunda, Bakan Pakdemirli’nin ne tarım ne de orman konusunda hiçbir eğitim almamasının da bir etkisi var.”
Öztunç, raporunda ihlallere dikkat çekerken, orman yangınlarına ayrılan bütçe yetersizliği, müdahale eden personelin kadro sorunu yaşaması, orman yangınlarına karşı eğitim veren okulun kapatılması, personel alımında liyakate uyulmamasına da dikkat çekti.
Raporunda Anayasa’nın 169’uncu maddesini anımsatan Öztunç, “169. madde gereğince, ‘Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.’ Anayasa, orman yakma suçuna karşı yaptırımlarla ilgili bu hükmü düzenlemiş iken, dikkatsizlik gibi bir söylem, orman yangınlarının sebeplerini ve sorumlularını ortaya çıkarmamaya yönelik bir eğilime işaret etmektedir” dedi.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun‘un, “Hadisenin bu noktaya gelebileceği öngörüldüğü için Kemerköy Santrali kontrollü devre dışı bırakılmış, personel tahliyesi ivedilikle gerçekleştirilmiştir” açıklamasını hatırlatan Öztünç, “Öngörülmeye rağmen tedbir alınmadıysa, burada kasıt vardır” ifadelerini kullandı.
Raporunda, istatistiksel verilere de yer veren Öztunç, iklim krizinin bir nedeninin de ormansızlaştırma olduğuna dikkat çekerek, daha önceki yıllarda yanan ormanlık alanları şöyle paylaştı:
“Kuraklık, yangının bu derece kısa sürede bu kadar geniş alana tekabül etmesine neden olmuştur. 2020 yılında 20 bin 971 hektar ormanlık alan yanmıştır. (Tarım ve Orman Bakanı) Pakdemirli’nin tek kabahati bu değildir. 2019 yılında 16 bin 413 hektar; 2020 yılında 47 bin 1 hektarlık orman alanını maden ve enerji tesislerine verilmiş. Ormansızlaşmanın aktörü olan AKP iktidarı, iklim suçu işlemiştir.
Her kriz anında bu kurumları çalıştırmamaya, işlevsizleştirmeye çalışan AKP iktidarı yangını da fırsat bilip, yine CHP’li büyükşehir belediyelerine saldırmıştır. Turizm Teşvik Kanunu değişikliğinin bir derdi ormanları turizme açmak, diğer derdi CHP’li büyükşehir belediyelerin elindeki turistik alanları gasp edip kendi yandaş zenginlerine peşkeş çekmektir.”
Raporda Öztunç, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile orman yangınlarında artış yaşandığını ifade etti:
“Sadece 2020 yılında, 67 Bin 972 Hektarlık orman alanı, yangın ve orman izni (maden-enerji tesisleri için verilen izinler) nedeniyle yok edilmiştir. Yıllık Yanan ormanlık alanlar, 2018’de yanan alana göre, her yıl bir öncekine göre 2 kat artmıştır. Son 12 yıldaki yangın verilerin üzerinden üçe yıllık dönemlerin karşılaştırması yapıldığında; orman yangınlarının sayısı kayda değer olarak artmasa bile, yıllık yanan alan miktarının ve yangın başına düşen yanan alan miktarının olağanüstü şekilde arttığı görülmektedir.”
Yangınlarda zarar gören alanları tablolaştıran Öztunç, “Sadece bu rakam ve oranlar analiz edildiğinde; son yıllarda yangın sayısı çok fazla artmamış olsa bile, yanan alan miktarının ciddi oranlarda artmış olmasının, yangına erken müdahalede ve yangınla mücadelede oldukça başarısız olduğumuzu görebiliriz” dedi.
Yangınlara müdahalelerde ekipman ve kaynak sorunlarına da değinene Öztunç, şunları aktardı:
“Orman yangınlarının ve yerleşim yerlerinin birbirine yakın olduğu yerlerde, ormanları ayıran, orman içi erişim yollarının yeterli olmaması yangının etki alanının genişlemesine, hızlı biçimde kontrol altına alınmamasına neden olmaktadır.
Yangının çıkış nedeni kadar, çıkan yangına müdahaledeki aksaklıkların yangının sonuçlarını daha ağırlaşmasına yol açıyor. Her yıl bu mevsimlerde orman yangınlarının çıktığı bilinen bir gerçektir. Yani, bir sürpriz değildir. Bu nedenle, ormanlarda yıl boyunca yangın ihtimaline karşı önlemler alınması gerekmektedir. Aynı biçimde, orman yangınına müdahale ekip ve araçlarının her an yangın çıkabilecekmiş gibi hazır ve teyakkuz halinde olması gerekmektedir.
2020 yılında Orman Genel Müdürlüğü’ne ait 1 yönetim uçağı, 6 yönetim helikopteri ile kiralama ile hizmete alınan 2 amfibik uçak ve 27 yangın söndürme helikopteri görev yapmıştır. Bu açıdan, THK’ya ait uçakların kullanılmaması, atıl bırakılması bir faciadır. Bu facia AKP’nin orman yangınını dahi özelleştirmesinden kaynaklanıyor. Bunda, Bakan Pakdemirli’nin ne tarım ne de orman konusunda hiçbir eğitim almamasının da bir etkisi var.”
CHP’li vekil, Orman Genel Müdürlüğü’nün yangınlara müdahalede yapılan uçak ihalesine ilişkin de şu değerlendirmeyi yaptı:
“9 Mart’ta 5 adet yangın söndürme uçağı kiralamak için yeni bir ihale düzenlemiştir. Sadece 100 litre daha az su taşıyabildiği için Türk Hava Kurumu’nun katılamadığı ihalede kiralanacak uçaklara günlük bir buçuk saat uçuş garantisi verilmiştir. Orman Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı ihale dokümanında, uçakların 1 Haziran ile 31 Ekim 2021 tarihleri arasında kullanılmak üzere kiralanacağı ve her bir uçak için günlük 1 saat 30 dakikalık uçuş garantisi verildiği belirtilmiştir. Her bir uçak için kiralama süresini kapsayan 1 Haziran ile 31 Ekim 2021 (153 gün) tarihleri arasında da toplam 229 saat 30 dakikalık uçuş garantisi verildiği ifade edilmiştir.”
“Belediye Kanunu’nda belediyelere orman yangını ile mücadele şeklinde bir zorunlu görev verilmiş olmadığına dikkat çeken Öztunç, ormanları korumanın devletin yükümlülüğü olduğuna dikkat çekti; “Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir. Orman Kanunu’nun 69. maddesine göre, ‘Orman idaresi, orman yangınlarını önlemek ve söndürmek maksadıyla her türlü hizmeti yapar veya yaptırır” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, raporda çözüm önerilerini de şöyle sıraladı:
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…