Muğla’nın Bodrum ilçesine bağlı Gökçebel Mevkii’ndeki Tilkicik Koyu’na, sokağa çıkma yasağından faydalanarak, bir hafta boyunca tır ve kamyonlarla getirilen tonlarca mermer tozu denize döküldü. Ayrıca deniz içerisine de beton bloklar yerleştirildi.
Yöre halkı ve çevre örgütleri, Akdeniz foklarının önemli barınma alanlarından biri olan koya gece yarısı getirilen ve yüzer platformun üzerine yerleştirilen vinç ile denizin ortasına taşınan tonlarca kumun, koruma altında olan Poseidon çayırlarının üzerine döküldüğünü söyledi.
Yapılan şikayetler üzerine, bölgede turistik tesis ve özel villalar yapan şirkete 2872 sayılı Çevre Kanunu’na göre 400 bin TL. para idari para cezası verildiği ayrıca yetkililer hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi.
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) üyesi Rezzan Şebin ise yaptığı açıklamada şu noktalara işaret etti: “Ne kadar para cezası verilirse verilsen koruma altında olan Akdeniz Fokları ve poseidon çayırlarına, ayrıca doğal kıyıya verilen zararın parasal değeri olması mümkün değil. Bu ceza bize göre devede kulak. Orada doğal kıyı aylardır yağmalanıyor ve geri dönülemeyecek biçimde vahşice bozuluyor. Bölge incelenirse, sahile dokunması bir çivi bile çakılması yasak olan ve koruma altında olan yerin nasıl yağmalandığı ortaya çıkar. Bu cezanın caydırıcı olacağına inanmak istiyoruz. Bu nedenle resmi görevlilerin burada sürekli denetim yapması gerekir.”
Koyda çalışma yapılan yere getirilen kepçe, ayrıca kıyı şeridinin bir bölümünde deniz dibini kazarak beton bloklar yerleştirdi. Yöre halkı, çalışmanın şikayetler sonucu şimdilik durduğunu ancak kepçenin, hala kıyıda bir tehdit unsuru gibi bırakıldığını anlattı.
Doğal olan ne varsa artık olduğu gibi korumak zorunda olduğumuza dikkat çeken MUÇEP’in eş sözcüsü Umay Karabaş şunları söyledi: “Bu bölge uluslararası sözleşmelerle koruma altında olan en az üç canlının evidir. Akdeniz Foku, Deniz Erişteleri ve Pina’lar. Bodrum’da kıyıların ne kadar betonlaşma baskısında olduğunu biliyoruz. Denize, kıyılara, doğaya bu kadar zarar verdiğimizde kendi soluğumuzu da kesiyoruz. Yeryüzünü kendimize göre şekillendiremeyiz. Getirilen mermer tozu da sahile ya da denize serildiğinde deniz hayatı geri dönüşü olmayan zarar görecektir. Bunun örneklerini biliyoruz. Buna izin vermeyeceğiz. Doğanın sağlığı hepimizin sağlığı demek.”
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…