Bugün Ankara’da doğanın ve yaşamın yağmalanmasına karşı binler buluştu. Yerel mücadele örgütleri başta olmak üzere, sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerin de desteklediği miting uzun bir yürüyüşün ardından gerçekleşen konuşmalar ve müzik dinletisiyle son buldu.
Yürüyüş, Toros Sokak’tan başladı. Kortej halinde Kolej Meydanı’na doğru yürüyen yaklaşık 7 bin kişi, HES’lere, termik santrallere ve nükleer santrale karşı sloganlar attı.
Aralarında Derelerin Kardeşliği Platformu, Munzur Koruma Kurulu, Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu, Karadeniz İsyandadır Platformu, Nükleer Karşıtı Platform, EGEÇEP’in de olduğu on beşi aşkın örgütün düzenlediği mitinge yoğun katılım oldu.
“HES’lere, nükleere, termik santrallere doğanın ve yaşamın yağmalanmasına karşı yürüyoruz” ana pankartı arkasında yürüyen kitleye, KESK, TMMOB, Yeşiller Partisi, Emek Partisi, ÖDP, Sosyalist Parti Yeniden İnşa Girişimi, ESP, CHP, Greenpeace ve Halkevleri üyeleri de destek verdi.
Eylemin ortak açıklamasını Derelerin Kardeşliği Platformu adına Mehmet Gürkan yaptı. “Ülkenin HES’lerle, Termik ve Nükleer santrallerle kirletilmek istenen birçok ilinden size selamlar getirdim” diyen Gürkan bunun derelerin kardeşliğine, meralarına, toprağına, ürününe, dününe, bugününe sahip çıkanların kavgası olduğunu vurguladı. Kendilerinin Anadolu’nun bütün renkleri olduğunu ifade eden Gürkan sözlerine şu şeklide devam etti: “Bizi göçe zorlayanlara yaşam alanlarımız katledenlere, toprağımızı, suyumuzu elimizden alıyorsunuz dedik, bize bir avuç çapulcu dediler. Yargı kararlarını yok sayıyorsunuz dedik, bize aykırı tipler dediler. Biz bütün bu söylenenlere karşı yüreğimizi ortaya koyarak, toprağımızı, sularımızı, yaşam alanlarımızı, yerel halkla birlikte savunmaya devam edeceğiz.”
“Bu derenin uzuni, kıramadım buzuni, HES’çilere ayurdum, sopanin en duzuni” diye sözlerine başlayan Fındıklı’dan gelen Necmettin Kutluata da manileriyle kitleyi coşturdu.
Munzur Çevre Koruma Kurulu adına konuşan Bülent Akdağ da Dersim’ de kurulmak istenen barajların onlarca endemik bitki türünü yok edip, coğrafyayı insansızlaştıracağını söyledi. Devletin halkı kendi topraklarında göçebe durumuna düşürdüğünü dile getiren Akdağ Dersim’de 84 köyü sular altında bırakan baraj projelerini ‘ikinci Dersim katliamı’ olarak nitelendirdi.
Termik Santralleri İstemiyoruz diyen Şengül Şahin ise şunları söyledi: “ Termik santrallerle Anadolu’nun her yanını zehirleyenlere karşı, çocuklarımız, geleceğimiz, otlaktaki ineğimizin ölmemesi için direneceğiz.”
Mersin Nükleer Karşıtı Platform adına konuşan Sebahat Aslan da bütün dünyanın korkuyla izlediği nükleer felaketlerin Türkiye gibi genç kuşak deprem bölgesinde daha ağır tahribatlara yol açacağını belirterek 17 Nisan’da Mersin’de yapılacak “Nükleere karşı zincir eylemi”ne çağrı yaptı.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…