Basın meslek örgütleri, tatile girmeden önce Meclis’e sunulan ancak yoğun tepkiler üzerine 9. Yargı Paketi’nden ayrılan “etki ajanlığı” maddesinin değiştirilmeden tekrar gündeme getirilmesini eleştirdi; maddenin basın özgürlüğünü ciddi bir tehdit altına soktuğunu duyurdu.
Yeni düzenleme ile beraber Türkiye’de “etki ajanlığı” suçunu işleyenler aynı zamanda casusluk faaliyeti kapsamında yargılanacak.
Yeni bir suç oluşturulan maddede “devletin güvenliği ile iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenlerin 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasıyla” yargılanması; fiil, devletin savaş hazırlığı veya savaş sırasında işlenmesi halinde cezanın 8 yıldan 12 yıla kadar çıkması öngörülüyor.
“Devletin iç veya dış siyasal yararları kavramı” içinde tarif edilen alanlar ise; iktisadi, mali, askeri, milli savunma, kamu sağlığı, kamu güvenliği, kamu düzeni, teknolojik, kültürel, ulaştırma, haberleşme, siber alan, kritik altyapılar ve enerji…
Basın Konseyi, DİSK/Basın-İş, Diploması Muhabirleri Derneği, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Gazeteciler Cemiyeti, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Haber-Sen, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği, Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın ortak açıklamasında şunlar denildi:
““Gazetecilik faaliyetlerini hukuki belirsizliklerle suç unsuru haline getirecek olan ‘etki ajanlığı’ düzenlemesi AKP iktidarı tarafından yeniden TBMM gündemine getiriliyor. Geçtiğimiz mayıs ayında 9’uncu Yargı Paketi taslağında yer alan ve tepkilerle geri çekilen bu düzenleme, şimdi farklı bir torba yasa teklifi kapsamında yeniden karşımıza çıkmıştır. Bu yasa, iktidar eleştirisini bastırmak ve gazetecilik faaliyetlerini hukuki belirsizliklerle dolu bir alan içine itmek amacıyla oluşturulmaktadır
“Etki ajanlığı” kavramının ceza kanununa eklenmesinin basın özgürlüğünü ciddi bir tehdit altına sokacağı kaydedilen açıklamada, söz konusu maddedeki ifadelerin muğlaklığına dikkat çekildi:
“‘İç ve dış siyasal yararlar aleyhine’, ‘yabancı organizasyon’ ve ‘savaş etkinliği’ ifadelerinin getirdiği muğlaklık, bu düzenlemenin her türlü gazetecilik faaliyeti üzerinde baskı oluşturma potansiyeli taşıdığına işaret etmektedir. Bu düzenleme, gazetecilerin mesleklerini icra ederken her an ‘etki ajanı’ olarak damgalanma riski ile karşı karşıya kalacakları bir ortam yaratacaktır.”
Meslek örgütleri düzenlemenin Türkiye’de ifade özgürlüğünün daha da kısıtlanmasına yol açacağı ve halkın doğru bilgiye ulaşma hakkını ihlal edeceği uyarısı yaptı; gazeteciliğin sadece bir meslek değil, aynı zamanda toplumun bilgilenmesini sağlama görevi olduğuna dikkat çekti: “İktidarın bu tür yasalarla toplumu sindirmeye çalışması, gazetecilik mesleğinin onuruna ve varlığına yapılmış açık bir saldırıdır.”
Açıklama şu ifadelerle sona erdi:
“Gazeteciler olarak, halkın haber alma hakkını savunmak ve gerçeği ortaya koymak adına üzerimize düşen her sorumluluğu yerine getireceğiz. Bu nedenle, tüm meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarıyla dayanışma içinde bu hukuk dışı yasal düzenlemeye karşı çıkacak ve kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz. Bizler, özgür bir basının ve ifade özgürlüğünün savunucusuyuz. Bu mücadelemizi, her koşulda sürdüreceğiz.”
Torba Yasa olduğu gibi geçerse, TCK‘nın “Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk” bölümündeki “Devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma” başlıklı 339. maddesinden sonra “339/A” adıyla yeni bir madde oluşturulacak.
“Devletin güvenliği veya siyasal yararları aleyhine suç işleme” başlığını taşıyacak madde şöyle:
(1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları aleyhine yabancı bir devlet veya organizasyonun stratejik çıkarları veya talimatı doğrultusunda suç işleyenler hakkında üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir. Fail hakkında hem bu suçtan hem de işlediği ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur.
(2) Fiil, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise faile sekiz yıldan oniki yıla kadar hapis cezası verilir.
(3) Suçun, milli güvenlik açısından stratejik önemi haiz birimler ile proje, tesis ve hizmetleri yerine getiren kurum ve kuruluşlarda görev yapanlar tarafından işlenmesi halinde verilecek ceza bir kat artırılır.
(4) Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…