Kategoriler: ManşetTürkiye

Barış ve müzakere sürecinde Türkiye medyası nasıl bir rol üstlendi?

Yazar:
Haber Merkezi

Halkların Köprüsü Derneği İzmir’de moderatörlüğünü barış akademisyenlerinden Nilgün Toker’in yaptığı Gazete Duvar yazarları Metin Yeğin ve Ali Duran Topuz’un konuk olduğu “Barış ve Müzakere” isimli söyleşiye ev sahipliği yaptı.

Can Tülük’ün Kaos GL’de çıkan haberine göre, söyleşide Metin Yeğin, Latin Amerika’daki müzakere süreçlerine tanıklıklarını aktararak başarılı ve başarısız yönlerini Türkiye’deki barış ve müzakere süreciyle değerlendirdi. Ali Duran Topuz ise barış dilinin ve medyada bu dilin yer bulmasının gereklilik ve sonuçlarını katılımcılarla paylaştılar.

“Halkın istediğini sormak barış ve müzakereyi yaygın bir istek haline getirir”

Latin Amerika’da halkın talebinin sorulmuş olmasının barışın ve müzakerenin ısrarla üzerinde durulmasında önemli bir meşruiyet kazandırdığını ifade eden Yeğin ayrıca muhalefetin bir araya gelmesini engelleyen unsurların da muhalefet tarafından görülmesi ve engellenmesi gerektiğini aktardı.

Yeğin’in üzerinde durduğu bir diğer konu ise barış ve müzakerenin bir devrim ve zafer olarak algılanmaması gerektiği bu süreçlerin karşılıklı uzlaşma süreci olduğuydu.

“1915’ten beri medya, iktidar terminolojisinin üstüne kurduğu dili kullanıyor”

Gazete Duvar’ın editörlerinden Ali Duran Topuz da barış ve müzakere isteminin geniş ve ısrarlı bir meşruiyete sahip olması gerekliliğinden bahsederek medya dilinin bu meşruiyet üzerindeki etkisinden bahsetti. Son dönem müzakere süreçleri özelinde Osmanlı’nın son döneminden başlayarak Cumhuriyet tarihi boyunca gerçekleşen müzakere süreçlerini değerlendirdi.

Topuz, Türkiye’deki medya geleneğinin iktidarın terminolojisi üzerinden o gün için uygulanan politikaların çerçevesinde şekillendiğini ve bu medya dilini kullanan medya organlarının devlet tarafından ana akım haline getirildiğini vurguladı. Medyanın bu minvalde şekillenişinin 1915 tarihinden bu yana aynı çizgide devam ettiğini ifade eden Topuz, son dönem müzakere süreçlerinde barış dili oluşturmak için yapılan küçük çabaların kronikleşmiş bu tavrı aşamadığını belirtti.

Barış dili kullanımının yaygınlaşması için taraf olan medyaların aynı koşullar göz önünde bulundurularak sorgulanması gerektiği de Topuz’un dikkat çekmek istediği bir başka husus oldu.

 

(Kaos GL)

Önceki Haberler

Bir çocuk, deprem ve TOKİ savaşı: Terk etmeyeceğiz!

Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…

11/02/2025

İklim örgütlerinden Türkiye’nin 2024 karnesi: Yetersiz ve çelişkilerle dolu

Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…

27/12/2024

Kanal İstanbul için rezerv alan ve imar planlarına yargı engeli

İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…

27/12/2024

Ağva plajına mahmuz darbesi

Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…

24/12/2024

Pirosmani: Bir sanatçı ardında ne bırakır?

Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…

16/12/2024

Batı Karadeniz Çevre Gönüllüleri Platformu kuruldu

Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…

15/12/2024