30 Kasım-12 Aralık tarihlerinde Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) başkenti Dubai‘de gerçekleştirilecek BM İklim Zirvesi (COP28) öncesi, devlet tarafından hazırlanan kapsamlı bir “hassas konular” listesi İngiliz yayın organı The Guardian‘a sızdırıldı.
Belgenin amacı, “uluslararası medyanın BAE’ye karşı gündeme getirdiği en önemli konulara ilişkin bir anlayış oluşturmak… Nihai amaç ise BAE’nin itibar imajını iyileştirmek” olarak belirlenmiş. Belgede şöyle deniyor: “Tüm devlet kurumlarının [medyaya] herhangi yanıt vermeden önce Ulusal Medya Ofisi’ni bilgilendirmesi ve nihai onayını alması zorunludur.”
Belgede, BAE’nin özellikle artan petrol ve gaz üretiminden insan kaçakçılığına kadar değişen konularda medyadan gelen taleplere, hükümetten onaylı ‘statejik yanıtlar” verilmesi isteniyor.
Metnin başlangıcındaki üç sayfalık “Cop28 BAE anahtar mesajları” ve “anlatı noktaları”nda, fosil yakıtlara, petrole veya gaza atıfta bulunulmuyor ancak yenilenebilir enerji ve hidrojenden bahsediliyor.
Uzmanlar, fosil yakıtları kesmenin küresel ısınmayı durdurmak için en büyük ve en acil ihtiyaç duyulan eylem olduğu konusunda tereddüt yaşamıyor. Yeni fosil yakıt girişimlerinin 2050’ye kadar net sıfır emisyon hedefiyle bağdaşmadığı ve iklim krizinin en kötü etkilerinden kaçınmak için mevcut rezervlerin çoğunun yer altında kalması gerektiği de bilim insanlarınca sürekli hatırlatılıyor.
Buna karşın BAE nisan ayında, petrol ve gaz genişlemesi büyük bir planlama yaptığını açıklamıştı. Ülkenin ulusal petrol şirketi Adnoc eliyle 7,5 milyar varil petrole eşdeğer petrol ve gaz üretmek için genişleyeceklerini ve bunun net sıfır hedefiyle çelişmediğini belirtmişlerdi. Bu, hayata geçerse dünyadaki en büyük beşinci artış olacak.
Listelenen diğer bir “hassas konu” da Cop28’in başkanı Sultan Ahmet Al Jaber‘in aynı zamanda BAE ulusal petrol şirketi Adnoc’un genel müdürü olması ve bu ikili rolün yoğun bir şekilde eleştiriliyor oluşu. Belgede ayrıca Adnoc’un 2016’dan beri emisyonlarını açıklamaması veya bir sürdürülebilirlik raporu yayınlamaması da listelenmiş durumda. Belgede, “Adnoc şu anda gerekli çalışmaları yürütüyor” deniyor.
Uzun belgede fosil yakıtlardan yalnızca “Hidrokarbon ekonomisi olarak BAE (fosil yakıt lobicilik)” başlıklı bir bölümde bahsediliyor. Listelenen yanıt, “BAE, petrol ve gazın karbon yoğunluğunu azaltırken yarının enerji sistemini oluşturmaya yardımcı oluyor” şeklinde.
Belgede “iklim tutkusu” da bir sorun olarak listeleniyor ve BAE’nin son zamanlarda taahhütlerinin hedefini artırdığını belirtiyor. Ancak taahhüt, BAE’nin karbon emisyonlarının 2030’a kadar artmasına izin verecek şekilde düzenlenmiş ve bağımsız İklim Eylemi İzleyici konsorsiyumu BAE’nin planlarını “yetersiz” olarak değerlendiriyor.
BAE’nin dünyanın en yüksekleri arasında yer alan kişi başına emisyonlarının da bir sorun olarak listelendiği belgede, “Önemli ölçüde iyileştirme yaptık, bu nedenle liderliğimiz bizi 2050 yılına kadar net sıfıra giden yola soktu” ifadeleri kullanılıyor.
Corporate Europe Observatory‘den ve 450’den fazla kuruluştan oluşan Kick Big Polluters Out koalisyonunun eş koordinatörü Pascoe Sabido belgeyle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu sayfaları, fosil yakıt başkanlığının yeşil cephesini yırtıyor. Bunu okuyan herkesin alarm zillerini çalması gerekir. BM iklim müzakereleri, iklim eyleminin amiral gemisi değil, bir petrol ve gaz endüstrisi ticaret fuarı haline geldi. Bütün bir endüstri sürecini başarıyla koordine etti ve bizi iklim felaketine giden bir ölüm sarmalına sürüklüyor. Bunun olmamasını sağlamak için ne kadar ileri gitmeye hazırız?”
Belge ayrıca, iklim ve enerjiyle ilgili olmayan uzun bir dizi hassas konuya verilecek yanıtları da listeliyor: Kara para aklama, Yemen’deki savaş suçları, siyasi mahkumlar, gözetleme ve casusluk, LGBTQIA+ topluluğu, ifade özgürlüğü, kadın hakları ve insan kaçakçılığı….
BAE’de eşcinsel ilişki yasa dışı ve gazetecilerin de devlete kayıtlı olması gerekiyor.
FairSquare insan hakları grubundan Nicholas McGeehan de sızdırılan belgeye ilişkin, “Oldukça ayrıntılı bir belge ancak BAE’nin insan hakları cephesindeki sorunu, çok büyük ve son derece güvenilir kanıtlara karşı gerçekten ikna edici herhangi bir yanıt üretememeleri. Bu belgeden çıkarılacak en önemli çıkarım, BAE’nin sözüne güvenilemeyeceğidir. İnsan hakları aktivistleri bunu çok uzun zamandır biliyor ve iklim aktivistlerinin BAE’nin ikiyüzlülüğünü kabul etmesi çok önemli” diye konuştu.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…