Kaynak: Twitter
Azerbaycan’ın Gedebey ilindeki [Rayonu] Söyüdlü köyünde yaşayan vatandaşlar dün (20 Haziran) altın madeni için yapılmak istenen ikinci atık barajına karşı çıktıkları gerekçesiyle polis tarafından gazlı, plastik mermili, coplu saldırıya maruz kaldı.
Azerbaycan Uluslararası Maden Şirketi’nin (Azerbaijan International Mining Company) atık barajına hayvanların ölümüne neden olduğu, insanların ciddi hastalıklardan kaynaklı ölümlerine neden olduğu ve doğada geri dönülmez zararlara neden olduğu için karşı çıkan köylülere yönelik sert müdahale kamuoyunda tepkiyle karşılandı.
Halk ikinci atık barajının inşasına karşı protesto düzenledi. Eylemcilere müdahale eden polis eylemci kadınlardan birinin gözlerine biber gazı sıkıldığı görüntüler sosyal medyada gündem oldu. Toprağını savunan köylülere şiddet uygulayan ve insanlara sert müdahalede bulunan polislerin cezalandırılması talep ediliyor.
Azerbaycan medyasından Meydan TV’nin aktardığına göre; İçişleri Bakanlığı Basın Departmanı, görüntüdeki kadınlardan birine polisin biber gazı sıkması nedeniyle bir grup bakanlık çalışanının Gedebey ilçesine sevk edildiğini bildirdi:
“Bu konuda resmi bir inceleme yapılıyor. Denetim sonucuna göre konu hakkında hukuki değerlendirme yapılacaktır.”
Ayrıca Söyüdlü’de mahalle sakinleri ile polis arasında yaşananlara ilişkin İçişleri Bakanlığı Basın Departmanı bir açıklama daha yaparak öğle saatlerinde bir grubun köyde atık barajı yapılmasına yasa dışı yollardan müdahale ettiğini iddia etti:
“Tekrarlanan uyarılara ve açıklayıcı konuşmalar yapılmasına rağmen onlar [köylüler] söz konusu alanda toplandılar. Polisin yasal taleplerine kasten uymayarak çok sayıda işçiyi taş ve kesici aletlerle yaraladılar ve polis memurlarına direnmeye çalıştılar. Alınan tedbirler sayesinde hukuksuz eylemin katılımcıları alandan uzaklaştırıldı.”
Öte yandan polisin sert müdahalesine ilişkin Abzas Medya’ya konuşan güvenlik uzmanı İlham İsmayil, polisin bu araçları [cop,plastik mermi, biber gazı] kullanmak için hiçbir nedeni olmadığını söyledi ve ekledi:
“Bu yasa dışıdır, bunu yapanlar cezalandırılmalıdır. O kadın ne tür agresif bir eylemde bulunuyordu? Sıradan bir sözlü protestoya karşı bu tür bir eylem doğru değil.”
Azerbaycan’da geçerli olan Polis Kanunu‘nun 27. maddesi, polisin “bir kişiye karşı ancak aşırı zaruret hallerinde fiziki güç, özel aletler veya ateşli silahlar” kullanabileceğini belirtiyor.
Parlamentonun insan hakları komitesi üyesi Hikmet Babaoğlu, Azerbaycan’da her vatandaşın sivil protesto hakkına sahip olduğunu söylüyor ve ekliyor:
“Demokratik toplumlarda vatandaşların hukuk çerçevesinde protesto yapması normaldir. Polis vatandaşlara karşı dikkatli olmalı. İçişleri Bakanlığı‘nın polisin yetersiz güç kullanmasına ilişkin açıklamasını da takdirle karşılıyorum. Belki bazı polisler şu ya da bu nedenle agresif davranabilir, ancak bu kabul edilemez. Çünkü özgür, demokratik toplumlarda yurttaşlar özgürce konuşacak kadar cesur olmalıdır. Bu, toplumun gelişmesi ve devletin gücü için önemlidir. Vatandaşların güvenliğini sağlamakla yükümlü olan polis teşkilatları, bu teşkilatlarda görev yapan her polis memuru bir Azerbaycan vatandaşı olarak bunu dikkate almalıdır. Ama ne yazık ki bu tür vakalarla da karşılaşıyoruz.”
İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Gedebey’e bağlı Söyüdlü köyünde polis duyguya kapılarak kadına karşı ciddi bir kabahate yol açtı, biz de kabul ediyoruz” denilmişti.
Mahalle sakinlerinin ifadesine göre, eylem sırasında gözaltına alınanlar da oldu. Sert müdahaleye maruz kalan köylüler şu ifadeleri kullandı:
“Polis kalabalığı dövdü, biber gazı sıktı…”
Öte yandan dün gerçekleştirilen eylemin akabinde bugün de protesto gerçekleştirildi. Mahalle sakinleri, “Kür çayı zehirleniyor” pankartıyla karakola yürüdü. Köylüler 20 Haziran’da gözaltına alınanların serbest bırakılmasını talep ediyor:
“Çocuklarımız hasta olmasın diye protesto yapıyoruz.”
Protestolarda beş köylünün gözaltına alındığı bildirildi. Ayrıca köylülerin bildirdiğine göre köy sakinlerinden yaşlı bir kadın da para cezasına çarptırıldı.
Polis ise protestocuların yolunu kapattı. Olayın ardından Gedebey Valisi Orhan Mürselov köylülerin karşısına çıktı. Mürselov, mahallelinin kimi zaman yanlış bilgilendirildiğini dile getirerek, “Söz konusu göl [atık barajı] 11 yıldır var. Bu yıllar boyunca herhangi bir şikayetiniz olmadı ve kimseye bir tehlike oluşturmadı” dedi.
Vatandaşlar ise köyde kanser ve çeşitli ciddi hastalıklara yakalanan insan sayısının arttığını dile getirdi. Mürselov ise ikinci atık barajı yapılacağı iddiasını yalanladı.
Altın madenlerinde genellikle siyanürle ayrıştırma yöntemi kullanılıyor. Bu nedenle altın madeni çevresinde yaşayan vatandaşlar bu madenin faaliyetlerine karşı çıkıyor. Ancak Vali Orhan Mürselov siyanür asidinin zehirli olduğu yönündeki açıklamalara dedikodu dedi:
“Siyanürün zararlı olması konusunda ne biliyoruz? Kim söylüyor bunu? Sosyal medyada yayılan dezenformasyon haberler bunlar.”
Mürselov şunları kaydetti:
“İddialar sadece dedikodu. Gölün bölge sakinlerinin sağlığına verdiği zararla ilgili iddialar da asılsız. Bu, ilgili kurumların resmi bilgileri ile teyit edilebilir. İddialara göre hamileler gölün neden olduğu sebeplerden dolayı doğum sorunları yaşıyor. Doğum problemlerinde sorun yoktur. Şu anda köyde 53 hamile var ve onlardan bu konuda herhangi bir başvuru almadık.
Anneannemiz 78 yaşında. Göl [Atık barajı] zehirli olsaydı, bu yaşa gelmiş, sesi benden daha yüksek çıkmazdı. Evet, dün yaralılarla ilgili haberlerim var. Ama dün polise taş attılar. Kimsenin polise taş atma hakkı yoktur. Bugün Azerbaycan polisi yoksa mikrofonu, kamerayı bana doğrultamazsınız.”
Yaklaşık 10 yıldır altın madeni için Söyüdlü’de bir atık barajı bulunuyor. Köy sakinlerinin ifadesine göre bu atık barajı doğaya ciddi zararlar veriyor, Söyüdlü halkı yoğun kokudan nefes alamıyor:
“Çünkü o gölün [atık barajının] içi asitli. Altın üretimini artırmak için şimdi köyde ikinci bir göl inşa ediyorlar. Nehrin üzerinde. Göl taşacak ve Şemkir çayına karışacak. Bunun ne anlama geldiğini hayal edebiliyor musunuz? Şemkir‘e, Tovuz‘a, Gence‘ye kadar tabiat yok olacak.”
Köy sakinleri, dünkü olaylarda 10 civarında kişinin çeşitli şekillerde yaralandığını söylüyor:
“Kadınların çoğuna baskı yapıldı. Şu anda yaralıların durumu biraz düzeldi. Dün 20 Haziran’da bir kişi sedyeyle hastaneye kaldırıldı. Orada yardım sağlayıp evine bıraktılar. Gözüne gaz kaçan kişinin yüzü şişti, alerjisi oldu ve bir süreliğine görüşü zayıfladı.”
Bölgedeki altın madenini işleten Azerbaycan Uluslararası Madencilik Şirketi’nin kimyasal atık sorumlusu Elshad Mammadov ise geçtiğimiz günlerde köylülerin sözlerine katılmadığını şu sözlerle dile getirmişti:
“Kokusu var ama hayvanlara veya hayvanlara zarar vermez. insanlar içmiyor.”
E. Mammadov, ayda bir kez bölgede izleme yapıldığını ve sızıntı olup olmadığının araştırıldığını söyledi. Mammadov, sızıntı olmadığını vurguladı.
Öte yandan olayın ardından Gedebey’de gazeteci Nigar Mubariz, Nargiz Absalamova ve Elsever Muradzade‘nin gözaltına alındığı bildirildi.
İçişleri Bakanlığı, olayla ilgili komisyonun kurulduğu ve soruşturma yürütüldüğünü bildirdi. Komisyonun başkanlığına Ekoloji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Muhtar Babayev getirildi.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…