Avusturya‘da dün yapılan genel seçimlerde aşırı sağ, Nazi döneminden bu yana ilk kez en fazla oyu aldı. Özgürlük Partisi (FPÖ), göç ve hayat pahalılığı konusundaki kamuoyunun öfkesinden yararlanarak merkez sağcı Halk Partisi‘ni (ÖVP) geride bıraktı.
Kremlin yanlısı, İslam karşıtı FPÖ oyların yüzde 29,2’sini kazandı. Şansölye Karl Nehammer’in iktidardaki ÖVP’si ise oyların yüzde 26,5’unu alabildi.
Muhalefetteki Sosyal Demokrat Parti, yüzde 21 ile şimdiye kadarki en kötü sonucunu alırken, liberal NEOS‘un oyu yaklaşık yüzde 9 oldu. Bu ay ülkeyi vuran yıkıcı Boris Fırtınası‘ndan kaynaklanan sellerin iklim krizini ön plana çıkarmasına rağmen, hükümet koalisyonunun küçük ortakları olan Yeşiller, yüzde 8,3’lük bir oy oranıyla beşinci sırada yer aldı.
Komünist parti ve apolitik Beer partisi, temsiliyet için yüzde 4 engelini aşamadı.
Seçimleri katılımın yüksek bir oranla, yüzde 78 olduğu açıklandı.
Tahmini sonuçlara göre 55 yaşındaki Herbert Kickl‘in partisi 183 sandalyeli parlamentoda 56 sandalye kazanırken, muhafazakarlar 52, Sosyal Demokratlar ise 41 sandalyeye sahip oldu.
Avrupa‘nın birçok ülkesinde, göçmenler ve ekonomik krizin de tetiklediği sağ ve aşırı sağ popülist partilerin oyları yükseliyor. Macaristan‘ın sağcı popülist lideri Viktor Orbán‘ı örnek alan FPÖ’nün geçen ağustos ayında Viyana’da üç Taylor Swift konserine yönelik “İslamcı terör” iddiaları nedeniyle iptal edilmesiyle artan göç, sığınmacı ve suç korkularından yararlandığı belirtiliyor. Artan enflasyon, durgun ekonomik büyüme ve Covid sırasında hükümetin katı önlemlerine yönelik devam eden kızgınlığın da 2019’daki son seçimden bu yana FPÖ’ye olan desteğin büyük ölçüde artmasına neden olduğu kaydediliyor.
Kickl’in zaferi, Avrupa’daki radikal sağ partilerin yaklaşık bir yıldır elde ettiği oy başarısının sonuncusu oldu.
İtalya‘dan Giorgia Meloni, aşırı sağcı İtalya Kardeşleri partisinin lideri olarak sağcı bir koalisyona liderlik ediyor ve Almanya’dan AfD, geçen ay doğu eyaleti Thüringen’de anketlerde birinci oldu. Fransa‘nın Ulusal Birlik Partisi, geçen haziran ayında Avrupa seçimlerinde oylarını artırdı.
Kickl’in aksine İtalya Başbakanı, Rusya‘nın Ukrayna‘yı tam kapsamlı işgali karşısında AB’nin Ukrayna’yı savunmasına tam destek veriyor.
AfD eşbaşkanı Alice Weidel, Kickl’i birlikte çekilmiş bir fotoğrafını paylaşarak tebrik ederken, Ulusal Birlik’ten Marine Le Pen, Avrupa’nın diğer yerlerindeki oylamaların ardından “ulusal çıkarların savunulmasını amaçlayan bu taban dalgasının” her yerde halkın zaferini teyit ettiğini söyledi.
Hollanda lideri Geert Wilders, zamanın değiştiğini ve milyonlarca Avrupalının özlemini çektiği şeyin “kimlik, egemenlik, özgürlük ve yasadışı göç/ilticanın sona ermesi” olduğunu öne sürdü.
Avusturya doğumlu Adolf Hitler‘i tanımlamak için kullanılan “halkın şansölyesi” (Volkskanzler) ünvanını kullanarak kampanya yürüten, kutuplaştırıcı lider adayı Herbert Kickl, parlamentodaki “her partiyle” bir hükümet kurmaya hazır olduğunu söyledi.
Viyana’da parti taraftarlarına seslenen Kickl, “Bugün birlikte bir tarih parçası yazdık. Yeni Yeni bir döneme kapı açtık” dedi.
Özgürlük Partisi’nin lideri Avusturyalılara güvenlik, refah ve barışı yeniden sağlamak için “Avusturya Kalesi”ni inşa etme sözü vermişti. Parti, yasal göç konusunda katı kurallar istiyor ve sığınmacıları kendi ülkelerine göndermeyi içeren “geri göç” fikrini destekliyor. Ayrıca vatandaşlığa doğru bir adım olarak sığınma hakkının engellenmesini istiyor.
Kickl, ORF kamu televizyonunda diğer parti liderleriyle birlikte yaptığı bir konuşmada, “Pozisyonumuzu değiştirmemize gerek yok, çünkü her zaman bir hükümete liderlik etmeye hazır olduğumuzu, Avusturya’da bu değişimi halkla yan yana ilerletmeye hazır olduğumuzu söyledik” dedi. “Diğer partiler demokrasi konusunda nerede durduklarını kendilerine sormalı” diye ekledi ve “sonucu düşünmemeleri” gerektiğini savundu.
FPÖ, 1950’lerde eski Naziler tarafından kuruldu. Partinin 2008’de alkollü araç kullanma kazasında ölen bir önceki lideri ve Carinthia eyalet başbakanı Jörg Haider, eski Naziler ve SS subayları tarafından kurulan partiyi bugünkü aşırı milliyetçi bir güce dönüştürmüştü. Kickl, ölümüne kadar Haider’in himayesindeydi.
Kickl, Cuma günü Viyana’nın merkezindeki son mitinginde, Rusya karşıtı AB yaptırımlarına, züppelere, müdürlere ve bilmişlere, iklim aktivistlerine ve okullardaki travesti kraliçelere ve çocuklarımızın erken yaşta cinselleştirilmesine karşı çıkmış ve seçmenlerinden büyük destek almıştı. Sadece iki cinsiyetin varlığını kabul eden bir anayasa değişikliğini destekleyen aşırı sağcı liderin en büyük alkış alan sözü, Avusturya toplumunun “kurallarına göre oynamak zorunda olmadıklarını düşünen” insanların “geri göç” veya zorla sınır dışı edilmesi çağrısıydı.
ÖVP lideri Nehammer, Avrupa’da şok dalgaları yaratacak sonucu “acı” olarak nitelerken, Savunma Bakanı Klaudia Tanner, bu fiyaskonun iktidar partileri için bir “uyanış çağrısı” olduğunu kabul etti.
Mutlak çoğunluğu elde edemediği için FPÖ’nün iktidara gelmesi için bir ortağa ihtiyacı olacak.
Ancak Nehammer, Pazar günü yaptığı açıklamada, eski bir içişleri bakanı olan Kickl’in şansölye olması senaryosunun işe yaramayacağını ve FPÖ’nün ÖVP’nin desteğini kazanmak için ya Kickl’i görevden alması ya da hükümette geri planda kalması gereken potansiyel bir hesaplaşmanın zeminini hazırladığını söyledi.
Siyaset bilimci Peter Filzmaier, “Önümüzdeki haftalarda FPÖ seçmenleri için şansölye koltuğunu mu yoksa Herbert Kickl’ı mı daha önemli göreceğiz” dedi ve çıkış anketlerinin seçmenleri motive eden şeyin kişilikler değil, sorunlar olduğunu gösterdiğini belirtti.
FPÖ lideri Herbert Kickl, Viyana’daki St. Stephen Meydanı’nda düzenlenen son seçim kampanyası etkinliğinde destekçileriyle kutlama yapıyor
Yeni bir hükümet kurulana kadar koalisyon görüşmelerinin birkaç hafta sürmesi bekleniyor. Sonuç ne olursa olsun, ÖVP iktidarı elinde tutmaya hazır görünüyor: Ya aşırı sağla bir ittifakta ya da Almanya’nın popüler olmayan hükümetine benzer şekilde daha küçük merkez partilerle benzeri görülmemiş bir üçlü koalisyonla.
Sosyal Demokratlarla iki yönlü bir ittifak zayıf bir çoğunluk sağlayabilir ancak analistler böyle bir anlaşmanın pek olası olmadığını söylüyor.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…