Avrupa Yeşiller Partisinin 18-20 Mayıs 2018 tarihlerinde Antwerp’te yapılan 28. Konsey Toplantısından notlarımı özetle sizlerle paylaşmaya devam ediyorum.
Toplumsal Cinsiyet Ağı
Katıldığım “Toplumsal Cinsiyet Ağı”nın toplantısında katılımcı sayısı azdı çünkü çoğu kişi Brüksel’deki Onur Yürüyüşüne katılmaya gitmişti. Bu oturumun moderatörü Vesna Jusup idi.
Konuşmacı ise Daniela Pichler (Avrupa Kadınlar Lobisi Politikalar ve Kampanyalar Direktörü) idi. Sunumuna ilişkin aldığım notlar özetle şöyle:
Ulusal, yerel ve Avrupa düzeyindeki seçimler, EGP’nin her zaman odağında oldu. Şimdi, bizleri parlamentoya taşıyacak söylemlerimizi konuşmanın zamanı. Toplumsal cinsiyet eşitliği, bizim politikalarımızın temel değerlerinden birisi olduğu kadar, etrafında örgütlendiğimiz, politikalarımızı tanıttığımız, kampanyalar yürüttüğümüz prensiplerimizden biri. “Toplumsal cinsiyet eşitliği seçimler için ne yapabilir; seçimler toplumsal cinsiyet eşitliği için ne yapabilir? Listelerdeki kadınları nasıl daha fazla destekleyebiliriz; kadınların seçilebilecek pozisyonları kapmalarını nasıl sağlayabiliriz; toplumsal cinsiyet eşitliğini kampanya gündemine nasıl getirebiliriz?” yanıtlamamız gereken sorular.
Polonya’da %30 kadın kotası var. Avusturya’daki “50+ kuralı” parlamentonun %100’ünün kadınlardan oluşmasına olanak tanısa da halen %65-70’i kadınlardan oluşuyor. Makedonya Parlamentosunda Yeşil Partiden 2 kadın milletvekili var. %30 kota, kadınlara ve temsilde daha az avantajlı grupların hepsine ayrılmış bir kota.
Avrupa Parlamentosu seçimlerine yönelik olarak feminist bir parlamento için Avrupa Kadınları Lobisi grubu kurulmuş. 2000 üyesi var. Siyasi partilerin kurumsal yapısı günün siyasal hareketleri için artık yeterli değil. Avrupa Kadınlar Lobisine neden ihtiyaç olduğunun gerekçeleri şöyle:
Mücadele konuları ve tehditler
Buna karşılık olumlu gelişmeler ve fırsatlar da var:
Toplumu dönüştürmek için:
Kampanyamızı karmaşık Avrupa bağlamında yürütüyoruz:
Önceliklerimiz:
odaklandığımız noktalar:
Kadın ve kızlara yönelik siber şiddet, gerçek Dünyadaki şiddetin bir uzantısı. Siber şiddet, kadınlara fiziksel şiddet kadar zarar veriyor. Online şiddet özellikle toplumsal cinsiyet ve gençliğin kesişen kümesinde daha yaygın; Slovenya’da her 5 genç kadından 1’i siber tacize maruz kaldı. Avrupa gazetelerinde yayınlanan fotoğrafların sadece %16’sı 45 yaş üstü kadınlara ait. Diğer bir deyişle, genç kadın görüntüsü meta gibi kullanılıyor.
Kadınlara ve kızlara yönelik online suçlara karşı yaratıcı çözümler üretmek ve politika önerileri geliştirmek için 6 aylık bir proje yürüttük. Proje kapsamında,
Bu proje, büyük bir başarı sağlamıdı ve çeşitli etkinliklerde sunuldu.
“50/50 Avrupa için Kadınlar, Kadınlar için Avrupa” başlığı ile ortak andımız şöyle:
Siyasetteki kadın adaylara özellikle siber saldırılara ve tacizlere karşı kendilerini nasıl koruyacaklarını öğretmek üzere eğitimler düzenleniyoruz. Westminister Foundation for Democracy tarafından 19-20 Mart 2018 tarihinde “Siyasette kadınlara karşı şiddetin durdurulması: yeni normal zamanı (Stopping violence against women in politics: time for a new normal)” başlıklı uluslararası bir konferans düzenlendi. Sonuçta pek çok politika önerildi. 6 hafta önce Stokholm’de 121 ülkeden 500 kişinin katıldığı bir Toplumsal Cinsiyet Forumu düzenlendi.
Seçim yasasını, Parlamentonun %50’sinin kadın parlamenterlerden oluşması için değiştirmek üzere çalışmalar yapıyoruz.
İsveç’te 480 günlük annelik izninin ebeveyn iznine dönüştürülmesi konuşuluyor.
Balkan Ağı
Katıldığım son oturum, Balkan Ağının toplantısıydı.
Balkan Ağının amacı, bölgesel sorunlara ilişkin karşılıklı bilgilenmek, dayanışmak ve ortak eylemler/kampanyalar yürütmek.
Toplantıda 2 sunum yapıldı:
1) Romanya Yeşilleri tarafından RomanyaKodzluy’daki ve Bulgaristan Belene’deki Nükleer Santrallara yapılmak istenen ilave ünitelere ilişkin verilen mücadele anlatıldı. Santralı finanse eden Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD)’ye yapılan şikayetler, radyoaktif atıkların bertarafına ilişkin faaliyet gösteren devlet işletmesinin yetersizlikleri, Aging Management Review (AMR) çalışmasının sonuçları anlatıldı. Avrupa, nükleer enerjiden vazgeçerken, özellikle Balkan ülkelerinde yeni nükleer santrallar veya üniteler inşa edildiğine dikkat çekildi. “Nükleerden vaz geçmek için Almanya rol model olabilir mi?” sorusu gündeme getirildi. Rönesans olarak nitelendirilebilecek, Avrupa’nın nükleerden vazgeçip, yenilenebilir enerjiye geçişinin arkasındaki mali çıkarların rapolanması önerisi getirildi. Yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi, sosyo-ekonomik bir dönüşümün ve teknolojik yeniliklerin fırsatı olarak gören “Enerji demokrasisi hareketi (energy democracy movement)”nden bahsedildi. Balkan Ağı’nın inisiyatifi ile bir Balkan Nükleer Koalisyonundan hareketle, “Slovenya’dan, Macaristan, Bulgaristan, Romanya ve Türkiye’de yeniden devreye sokulmaya çalışılan nükleer santral serisine karşı yeni bir ortak mücadele ve kampanya yürütülebilir mi?” sorusu soruldu.
2) Türkiye’den Yeşil Sol Parti tarafından özellikle Karadeniz Bölgesini tehdit eden Kanal İstanbul mega projesine karşı verilen mücadele sunuldu. Avrupa Yeşiller Partisi’nin 28. Konsey toplantısına Yeşil Sol Partiden Yasemin Kipkurt ve Burcu Genç katılmışlardı. Ayrıca aynı partinin Berlin Şubesi üyelerinden 2 katılımcı da gelmişlerdi. Sunum, Burcu Genç tarafından yapıldı. Kanal İstanbul projesinin konumu, boyutları, fiziki verileri konusunda bilgi verildi. Projenin resmi olarak açıklanan amaçlarından ve buna karşılık tahmin edilen esas amaçlarından söz edildi. Uygulanan ÇED sürecinin teknik ve toplumsal açıdan meşruiyeti sorgulandı. Olası çevresel etkileri sıralandı. Yunanistan’dan gelen katılımcılar projeye çok ilgi gösterdiler ve ortak mücadele kampanyası yürütmeyi teklif ettiler.
Sema Alpan Atamer
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…