Manşet

Avrupa kuş gribi ile boğuşuyor

Yılbaşından bu yana özellikle Fransa başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesi kuş gribi ile boğuşuyor. Fransa’da artık itlaf ekipleri tavuk ve ördek yetiştiricilerinin ihbarlarına yetişemiyor. Mart ayından bu yana çiftçilere kuş gribine yakalanan kanatlılarını öldürmek için kümeslerin havalandırma sistemlerinin kapatılarak kuşların sıcak çarpmasıyla ölmesinin sağlanması bile öneriliyor. Bu yöntemin önerildiği çiftçilerden Christian Drouin bu yöntemle öldürdüğü 18 binden fazla tavuğunu gömerken Fransız Haber Ajansı’na ‘yaptıklarıma inanamadım’ demiş…

Halk arasında kuş gribi olarak adlandırılan avian influenza (A1) evcil ve yabani kanatlı hayvanların çoğunluğunda solunum ve sindirim sistemine ait belirtilerle birlikte yüksek oranda bulaşma ve ölümle seyreden, insanlardaki gribe benzer bir hastalık… Kanatlılarda influenza A virüsleri yüksek patojeniteli (HPAI) ve düşük patojeniteli (LPAI) diye iki büyük gruba ayrılıyor. HPAI’ler ciddi hastalık oluşturuyor, kanatlılar için %100 ölümcül olan HPAI’lerin H5 ile H7 alt tipleri var. Fransa’da görülen de son derece patojenik olan H5N1 suşu…

Aşı çözüm olacak mı?

Aralık 2021’den bu yana bu salgının yayılmasını önlemek için Avrupa’da; büyük bölümü Fransa’da olmak üzere 16 milyondan fazla kümes hayvanı öldürüldü. Bunun maliyeti 150 milyon Euro’yu aşarken, diğer taraftan da başta tavuk eti olmak üzere gıda fiyatlarının önemli ölçüde artışına da neden oldu. Şimdi, çiftçilerin ve alım güçleri etkilenen tüketicilerin çaresizliği karşısında, Fransa, Hollanda ve diğer etkilenen Avrupa ülkeleri, uzun zamandır tartışılan bir çözüme yönelik araştırmalara yeniden başladılar: Evcil kanatlıları aşılamak. Hollandalı bilim adamları şimdiden tavuk aşısı denemelerine başladılar. Önümüzdeki günlerde güneybatı Fransa’da, araştırmacılar ördekleri yeni geliştirilen bir aşı ile aşılamaya başlayacak.

Gelecek ekim ayında ise salgının etkisindeki ülkeler Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü çatısı altında, aşılanmış kümes hayvanlarının nakliyesinin önündeki uluslararası engellerin nasıl azaltılacağını tartışmak üzere bir araya gelecekler. Çünkü çok sayıda ülke aşılanmış da olsa salgının etkisindeki ülkelerden kanatlı ithalatı yasaklamış durumda… ABD ise tamamen ‘bekle-gör’ politikası uyguluyor. Aşı geliştirme ve uygulamanın maliyeti gibi ticari nedenlerle şimdilik kanatlıları aşılamayan ABD, hastalanan kanatlıların öldürülmesini yeterli olduğunu düşünüyor. Ayrıca bazı veteriner ve virologlar da aşılamanın salgınları tamamen durdurabileceğinden kuşkulu.  Hatta bazı araştırmacılar, dikkatli bir şekilde yapılmazsa, aşılamanın H5N1’in doğal yaşamdaki kuşlardaki suşlarla karışmaya devam etmesini önlemeyeceğine ve insanlar arasında da yayılma riski taşıyacağından endişe bile duyuyorlar.

St Jude hastanesinden virolog Richard Webby gibi bazı uzmanlara göre ise aşılama ‘gerçekten büyük bir fark yaratma kapasitesine sahip’. 2017 yılında Çin’de evcil kanatlılara uygulanan aşıların bu ülkedeki salgının etkisini gözle görülür bir şekilde azalttığını unutmayalım. O yıl bu ülkede kümes hayvanlarının insanlara yayılabilen bir H7N9 suşuna rastlanmıştı.  Ancak şunu da unutmamak gerek; o dönemde Çin’de yaşanan salgın H7N9 suşu ileydi, şu anda Avrupa’da yaşanan salgın ise H5N1 suşu ile oldu. H5N1 virüs suşu aşılarla kontrol edilmesi zor olabilir, çünkü ördekler de dahil olmak üzere birçok kanatlı türünü enfekte edebiliyor, oysa H7N9 temel olarak tavuklarda görülüyor.

Gerek aşı geliştirmenin ve uygulamanın maliyeti, gerekse aşılama ile salgının kontrol altına alınıp alınmayacağının tartışmalı olması nedeniyle şimdilik aşılama başta ABD olmak üzere bazı ülkelerde son çare olarak görülse de, bu yıl Avrupa’da yaşanan salgın bu son çarenin uygulanması gereğini gösteriyor. Avrupa’da virüsün yol açtığı yıkım ve milyonlarca kuşun öldürülmesi, bunun maliyeti ve lojistiği yapılan ekonomik hesabı değiştiriyor ve artık aşılamanın gerekliliğini ortaya çıkarıyor olabilir. Araştırmacılar, uzun dönemde, H5N1 ile yaşamanın sadece aşıları değil, aynı zamanda yoğun Avrupa kümes hayvanı yetiştiriciliği ve tüketiminin de yeniden yapılandırılmasını gerektirebileceğini söylüyor.

Tüm bu tartışmalar Avrupa ülkelerinde ‘tek sağlık’ yaklaşımı kapsamında yapılıyor. Aşı geliştirme ve aşılama çalışmaları çeşitli kuruluşlara bağlı veteriner, halk sağlığı uzmanları ve virologlar tarafından ortak olarak yürütülüyor. Kümes hayvanı yetiştiriciliğinin yeniden düzenlenmesi, hayvan refahı gibi konularda salgının kontrol altına alınmasının hemen ardından gündeme taşınacak. Şimdilik insanlara sıçrama gibi bir tehdit yok. Şu anda insanları etkileyen boyutu gıda güvencesi açısından; salgından etkilenen ülkelerde tavuk fiyatlarında yükselmeler görülüyor.

Türkiye’de durum

Ülkemize gelince; son birkaç aydır kapımıza dayanan kuş gribi tehdidine rağmen ülkemizde en ufak bir hareket yok. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın web sayfasında, Veteriner Hizmetleri bölümünde bugün itibarıyla 2017 yılında bakanlık Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı iken hazırlanmış bir ‘avian influenza acil eylem planı’ duruyor. Beş yıl öncesine ait 214 sayfalık planda polisiye önlemlere ve öldürmeye ağırlık verilmiş. Aşılama 214 sayfalık raporda 1.5 sayfa olarak yer bulabilmiş, o da kolayca tahmin edilebileceği gibi bugün yapılan başta aşılama olmak üzere tartışmalarının çok uzağında…

Her an ülkemize sıçrayabilecek bir kuş gribi tehdidi altındayız. Kuş gribinin pençesindeki başta Fransa olmak üzere Avrupa ülkelerindeki gelişme ve tartışmaları yakından izleyerek tek sağlık yaklaşımıyla Sağlık, Tarım ve Orman ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlıklarının uzmanlarının bir araya gelmesi ile başta aşılama olmak üzere bir an önce yeni bir eylem planı oluşturmalıyız.

Yoksa yarın çok geç olabilir.

 

 

Paylaş
Yazar:
Ahmet Soysal