TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü koordinasyonuyla gerçekleştirilen 6. Ulusal Antarktika Bilim Seferi‘ni tamamlayan 20 bilim insanı Türkiye’ye dönerek çalışmalarına dair açıklamalar yaptı.
Heyetin bilimden sorumlu lider yardımcısı Hasan Hakan Yavaşoğlu, Geçici Türk Bilim Üssü‘nün bulunduğu Horseshoe Adası’nın kuzeydoğusu, güneybatısıve ve kuzeybatısında canlı bilimleri için zooplankton, liken, su, sediment, bentik göl, kara ve denizden örnekler alındığını, deniz suyu filtrasyonu, DNA izolasyonu amacıyla çeşitli çalışmalar yapıldığını, yer bilimleri kapsamında farklı ana kaya örnekleri alındığını söyledi.
Çalışma konularının özellikle deniz buzları olduğunu belirten lojistikten sorumlu sefer lider yardımcısı kaptan Özgün Oktar, “Deniz buzları dünyanın iklim dengesini sağlıyor. Hem tuzları barındırarak dünyadaki su akımını dengeliyor ve mevsimlerin oluşmasını sağlıyor, hem de güneş ışığını yansıtarak dünyanın ısı dengesini sağlıyor. Hem karada hem denizde bulunan bu buzullar her yıl azalıyor” dedi.
İstanbul Teknik Üniversitesi Geometrik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Mahmut Oğuz Selbesoğlu ise, buzulların okyanuslar vasıtasıyla soğuğu dünyaya dağıttıklarını hatırlatarak,”Buradaki buzullar binlerce, yüzlerce, belki de milyonlarca yıldır burada. İnsanlığın var oluşuna ve ekosisteme hizmet eden buzulların ne kadar eridiğini, hacimlerinin yıldan yıla ne kadar değiştiğini sürekli takip etmek gerekiyor” dedi.
Uydularla takip edilen buzulların kalınlığının anlaşılabilmesi için saha çalışmasının önemli olduğunu belirten Oktar, Güney Yarım Küre‘deki buzulların dünya üzerindeki tüm buzullaırn yüzde 90’ını oluşturduğunu ve tatlı suyun yüzde 70’inin burada saklandığını hatırlatarak “Buradan denize kavuşan her damla su deniz seviyesini artırırken iklimin değişmesine sebep oluyor” dedi.
Buzulların ekosistem içindeki önemini ise Oktar şöyle vurguladı:
“Bu alanlar, krillerin beslendiği, alglerin tutunduğu yerler ve aynı zamanda penguenler, kutup ayıları gibi diğer canlıların da üreme, avlanma ve yaşam alanları. Deniz buzlarını kaybediyor olmamız aslında bir anlamda bizim için canlılığı da kaybediyor olmamız demek. Bu canlıların beslenme sıkıntıları ya da bir yerden bir yere göç etmelerinin engellenmesi anlamına geliyor.”
Deniz buzlarının kalınlıklarının farklı olabileceğini aktaran Oktar, birden fazla kış geçirmiş kalın buzların azaldığını belirterek “Daha kalın buzları kaybediyoruz, yerine her yıl daha ince buzlar oluşuyor. Yani daha az deniz suyunu donduruyoruz, dibe daha az tuz bırakıyoruz ve okyanusun bu büyük döngüsünü yavaşlatıyoruz” açıklamasını yaptı. Oktar, Antarktika ve Grönland‘daki buzul kütlesini kaybetmenin dünyadaki deniz seviyesinin yüzde 70 yükselmesine sebep olacağının da altını çizdi.
Sefere katılan bilim insanlarından 19 Mayıs Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğretim üyesi Hilal Ay, klinikte kullanılan birçok antibiyotiğin ve antikanser bileşiğin kaynak organizması olan aktinobakteriler ile biyoteknolojik ilaç tasarlama çalışması yaptığını anlattı.
Dünyanın en esktrem düşük sıcaklıklarının görüldüğü bölgede yeni aktinobakteri türleri keşfedilebileceğini söyleyen Ay, ” Uludağ Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi ile hazırladığımız projede, bu yeni türlerin patojenlere karşı antimikrobiyal madde üretim potansiyellerini keşfetmeyi amaçlıyorum” dedi.
Horseshoe Adası’nda bu bakteri türlerinin keşfine ilişkin daha önce bir çalışma yapılmadığını aktaran Ay, “Böyle ekstrem bir ekosistemin mikrobiyal kaynakları, en az o bölgenin sahip olduğu maden kaynakları kadar değerli. Genom analiziyle, bu mikroorganizmaların genetik potansiyelini ortaya çıkarıyoruz. Bu genetik kaynaklardan da ileride biyoteknolojik ilaç öncülü olabilecek molekülleri, endüstride kullanabileceğimiz enzimleri alabileceğiz” sözleriyle projeyi açıkladı.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…