Ankara Barosu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın geçen salı partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı öncesinde yapmış olduğu, “baro ve meslek kuruluşlarının seçim yöntemiyle ilgili düzenlemeye ihtiyaç olduğu” yolundaki sözlerinin ardından bir duyuru yayınladı.
“Avukatlık boyun eğmeyi inatla reddeden bir meslek olarak her zaman var” başlıklı açıklamada, “baroların ve bazı meslek odalarının demokrasi geleneğinden çıkartılarak ‘sessiz’ meslek örgütleri haline getirilmek istendiği savunuldu.
Baroların “insan olmanın en temel hak ve koşullarını korumak ve savunmak”la yükümlü olduğunun belirtildiği açıklamada, Erdoğan’ın açıklamalarının zamanlamasına dikkat çekildi:
…Bu isteğin dile getirildiği her zaman diliminin varlık nedeni ve yasal sorumlulukları nedeniyle barolarca ya da bazı meslek odalarınca hak ihlallerine ve inşa edilmeye çalışılan baskı ortamına karşı çıkıldıktan hemen sonraki zamana denk gelmesi ise son derece anlamlıdır.
Açıklamada baroların, seçim yöntemlerine müdahale edilerek, “halkın ve avukatların sesi olmaktan çıkarılmak ve siyasal iktidarların kapalı gözleri” haline getirilmek istendiği dile getirildi ve “avukatlık mesleği boyun eğmeyi inatla reddeden bir meslek olarak her zaman var olacaktır” denildi.
Erdoğan’ın baro ve meslek kuruluşlarıyla ilgili sözleri şu şekildeydi:
Ankara Barosu’nun ve aynı zihniyetteki yapıların Diyanet İşleri Başkanımız ile onun şahsında İslam’a yönelik fütursuz saldırılarına şahit olduk. Sadece bu örnek dahi meslek kuruluşlarının seçim yöntemiyle ilgili düzenlemenin aciliyetini ve ehemmiyetini göstermiştir. Bunlardan birileri de barolar ve tabip odaları başta olmak üzere yapılarının belirlenmesidir. Ankara Barosu’nun fütursuz saldırılarını gördük. Bu da bu düzenlemenin ehemmiyetini göstermiştir. Bu çalışmayı tekrar ele almalı, en kısa sürede Meclis’in takdirine sunmalıyız.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin eski öğretim üyesi, insan hakları hukukçusu Doç. Dr. Kerem Altıparmak. Erdoğan’ın sözlerine şu sözlerle tepki göstermişti:
Ankara Barosu, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın, 24 Nisan tarihli cuma hutbesinde geçen “tüm kötülük ve salgın hastalıkların eşcinsellikten kaynaklandığı” şeklindeki ifadelere tepki göstermiş, bunun üzerine Baro hakkında “5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 216/3 maddesi kapsamında, “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri aşağılama” iddiasıyla soruşturma açılmıştı.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ise Ankara Barosu’nu, Erbaş hakkındaki açıklamasından ötürü sorumsuzlukla suçlamıştı.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…