Ulusal Bilimler Akademisi Bildiriler Kitabı‘nda yayınlanan araştırma Amazon yağmur ormanlarındaki yerli toprakların ve korunan alanların tropikal ormanlardan kaynaklanan tüm karbon emisyonlarının sadece yüzde 10’unu oluşturduğunu ortaya koydu.
Amazon, dünyanın en büyük tropik yağmur ormanı olarak, depoladığı çok büyük miktardaki karbon sebebiyle iklim kriziyle mücadelenin anahtarı olarak kabul ediliyor. Ağaçlar havadan karbondioksit emiyor ancak kesildiklerinde bu karbonu yanma veya çürüme yoluyla serbest bırakıyor.
Reuters’ten Anastasia Moloney’in haberine göre araştırma 2003’ten 2016’ya kadar Amazon’un atmosfere net bir karbon kaynağı olduğunu gösterdi. Hem kayıplar hem de kazançlar birleştirildiğinde ortaya çıkan veriye göre bölge yaklaşık 1.290 milyon ton karbon saldı.
Önceki araştırmalar büyük ölçüde ormansızlaşmaya bağlı karbon emisyonlarına odaklanıyordu. Yeni yapılan çalışmada kuraklık gibi doğal faktörlerin yanı sıra, ormanların büyümesiyle elde edilen kazançlar da dikkate alındı.
Uydu görüntüleri ve saha ziyaretlerinden elde edilen verilerin kullanıldığı çalışmada ağaç büyümesinin Amazonların yaklaşık üçte birini kapsayan yerli toprakların en düşük net karbon emisyonuna sebep olmasına yardımcı olduğunu gösterdi. Kazancın yüzde 90’ı bulan büyük bir kısmı yerlilerin bulunduğu ve korunan bölgelerden geldi.
ABD merkezli Woods Hole Araştırma Merkezi‘nden bilim insanı Wayne Walker, “Karbon açısından baktığımızda korunan toprakların ve yerli bölgelerin kayıplara, özellikle de ormansızlaşma ile ilişkili kayıplara karşı tamponlamada muazzam bir iş çıkardığını” söyledi. Walker, öte yandan korunan toprakların kayıplardan tamamen muaf olmadığını da ekledi:
“Yasa dışı faaliyetler, madencilik ve ormansızlaşma ile ilişkili bozulmadan kuraklık ve orman yangınlarıyla ilişkili doğal kaynaklı bozulma kayıplarına kadar kayıplar bu bölgelerde de görülüyor.”
Bilim insanları, özellikle Amazon’un en büyük paya ev sahipliği yapan Brezilya’da artan ormansızlaşma oranlarından yağmur ormanlarını korumanın acil bir öncelik olduğunu ve yerli toprakları ve arazi koşullarını korumak için daha fazlasını yapmak gerektiğini söylüyor. Brezilya’da sağ Başkan Jair Bolsonaro’nun koruma altındaki toprakları ticari madencilik ve tarım için kullanmak istemesi ise bölgeyi tehlike altında bırakıyor.
Araştırmanın, korunmasız topraklarla karşılaştığında yerli halkların ve yerel toplulukların komutasındaki ormanların daha iyi karbon sonuçlarına sahip olduğunu gösterdiğini belirten Walker “Amazon havzası ülkeleri bu küresel öneme sahip kaynağı sürdürmeyi başaracaklarsa rolleri kritik ve güçlendirilmelidir” dedi.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…