2014-2018 dönemini kapsayan 10. Kalkınma planının ilgili bölümleri ile 2015-2019 dönemlerini kapsayan Enerji Bakanlığı Strateji belgesinin bazı detayları , Makine Mühendisleri Odasının Şubat 2015’te yayımladığı Türkiye’nin Enerji Görünümü raporuna 19 maddelik eleştiri niteliğinde ek bir rapor olarak yansıdı . 13 Temmuz tarihinde yayımlanan ek rapora buradan [1] ulaşabilirsiniz. Rapordaki eleştiri niteliğindeki değerlendirmeler nükleer anlaşmanın yapılış şeklinden tutun da işletim sürecinde kullanılacak yakıtın tedarikine kadar geniş bir yelpazede çeşitleniyor . Raporda ağırlıklı olarak Akkuyu üzerinden örnek getirildiği için biz de Yeşil Gazete olarak konuyu Akkuyu’nun tüm diğer olumsuzluklarının yanında bu kez Türkiye’nin gelecekteki uluslararası politikaları açısından nasıl bir sorun teşkil edeceğini açıklamak amacıyla daha geniş başlıklar altında yorumlayarak ve ilgili haberlerden hatırlatmalar yaparak paylaşıyoruz .
Uluslararası anlaşma ile gelen bağımlılık
Rapor Türkiye’de kurulması planlanan nükleer santrallere yönelik olarak kurulum aşamasındaki çarpıklığa dikkat çekerek başlıyor : Dünyada Nükleer santral kurmak isteyen ülkelerin bir ihale sürecinden geçerek ülkenin enerji ihtiyacına en uygun reaktör teknoloji tipinin belirlenmesi yoluna başvururken Türkiye’nin uluslararası anlaşma yapmak suretiyle ülke ihtiyaçlarının açıklanacağı belge ve şartnamelerin sunulmasını olanaksız kıldığı, gizli kapılar ardında yürütülen bir süreci tercih ettiğini söylüyor zira Türkiye’de nükleer santraller üzerine şartname sunmayı mümkün kılacak bilgi birikimi ve altyapı da yok.
Başka bir ülkeye nükleer santral kurdurmak riskli
Rapor, Türkiye nükleer teknoloji hakkında bilgi birikimi ve alt yapıya sahip değilken kendi ülkesinde bir başka ülkeye nükleer santral kurdurduğunu bununla birlikte dünyada ABD gibi bazı ülkelerin nükleer santrallerin olağanüstü tehlike potansiyeli sebebiyle bir başka ülke tarafından nükleer santral kurmasını yasakladığından da bahsediyor.
Ulusal standardizasyon ilkesine engel
Raporun işaret ettiği ancak bugüne kadar kimsenin değinmediği bir husus da standardizasyon ilkesine dair . Açıklamaya göre Türkiye’de enerji politikaları içerisinde bahsi geçen Nükleer enerjinin standardizasyonu açısından da bir çok sorun bulunuyor: Biri Rusya diğeri Japonya ve üçüncüsü henüz belirlenmeyen ama ABD ya da Çin tarafından kurulması planlanan nükleer santrallerin kendilerine ait prosedür , yönetmelik hatta uygulamalarının bulunması ulusal standardizasyon ilkesinin sağlanmasında engel teşkil etmeyecek midir sorusu ortaya atılıyor.
Nükleer Enerji yönetiminin bağımsızlık ilkesini ihlal
Türkiye ‘nin 1960’lı yıllardan itibaren nükleer enerji sürecini yönetmiş olan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK)’in lağvedilerek danışmanlık statüsüne geçirilmesi,[2] yerine Enerji Bakanlığına ve Başbakanlığa bağlı bir yapı üzerinden nükleer santralin kontrol ve idaresinin sağlanması için yasa ve yönetmeliklerdeki değişikliklerin yapılması diğer bir sorun teşkil ediyor ki bu durum , Uluslarası Güvenlik Konvansiyonundaki nükleer santrallerin idaresinin bağımsız olması gereğini ihlal anlamına geliyor.
Satınalma süreçlerinde usulsüzlük
Rapor Türkiye’deki yasa değişiklikleriyle nükleer santrallerin malzeme ve ekipman tedarik süreçlerinin ihale sürecinden muaf bırakıldığını da hatırlatıyor .[3] Şüphesiz bu durum nükleer santrali kurması beklenen ülkenin dilediği ucuz veya kalitesiz bir malzemeyi de kullanabilmesinin veya gereğinden pahallı da olsa bu girdileri kendi tedarikçisi/firmasından edinmesinin önünü açacaktır.
Rusya’ ya uygulanabilecek ambargolar ve sonuçları
Raporda Batının Rusya’ ya uyguladığı ambargo gelecekte de devam ederse Türkiye’nin Akkuyu projesinin Batı ile arasında sorunlar yaratabileceğine de işaret edilmektedir . Nitekim Rusya 2014 yılında Kırım’ı ilhak ettiği zaman ABD ve AB’nin Ukrayna’ya uyguladığı ambargo neticesinde Rus tipi VVER 1200 ( Akkuyu’ ya kurulacak olan reaktör tipidir) nükleer santralin yakıtı Amerika’nın Ukrayna’yı Belçika firması Westinghouse ile anlaşma yapmaya yöneltmiştir ki[4] VVER 1200 Rus nükleer santraline Westinghouse’dan tedarik edilen yakıtın uygun olmadığı bilim insanlarınca ifade edilmektedir .
Rusya’nın reaktör deprem testi yok
Raporda Akkuyu sahası için VVER 1200 reaktörünün depreme dayanıklılık testinin bulunmadığının altı çiziliyor. Bu bağlamda Dünyada sadece Japonya’nın reaktörün depreme dayanıklılık test teknolojisine sahip olduğuna işaret ediyor . Ancak unutmayalım ki Japonya’da kurulan nükleer santraller bu teknolojiyle kurulmadığı için güvenlik unsuru taşımadıkları için 2012 den itibaren kapalı bulunmaktadır.
Sonuç ve AB raporundaki tavsiyeler neticesinde Türkiye’nin raporun iadesi
Türkiye’nin yukarıdaki açıklamalar ışığında nükleer endüstrinin kurulum standartlarıyla güvenlik şartlarına aykırı bir pozisyon aldığı açıkça görülüyor . Hatırlayacak olursak, Mayıs 2015’te Türkiye’den sivil toplumun katkılarıyla kurulan Nükleersiz Akdeniz Ağı’nın[5] kuruluş toplantısına katılan Avrupa Yeşiller Başkan Yardımcısı Rebecca Harms’ın da katkı sunduğu Türkiye AB İlerleme Raporunda Kıbrıs’ın olası bir kazada 1.derecede tehdit altında olduğu gerekçesiyle Akkuyu sürecine katılmasının uygun olacağı belirtilmiş , nükleer enerji yönetiminin bağımsız olması şartından, kaza halinde tahliye ve atık alanı ve sevkiyatı konularındaki eksikliklere kadar tavsiyelerde bulunulmuştu . Türkiye’nin Akkuyu konusunda tavsiyelerin de yer aldığı raporu “kabul etmeyip iade edileceği” ni açıklaması [6] , Akkuyu nükleer santralinin, içerdiği eksiklik ve tehdit unsurlarıyla şimdiden uluslararası arenada uyuşmazlıklara sebep olduğunu göstermektedir.
[1]http://www.mmo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=43883&tipi=1&sube=0#.VaYeVssw_Dc
[2] http://ekonomi.haber7.com/ekonomi/haber/991964-turkiye-atom-enerjisi-kurumu-kapatiliyor
[3] http://etest.enerjienstitusu.com/2013/10/14/nukleer-tesisler-ihale-kanunundan-muaf-tutulacak/
[4] http://tr.sputniknews.com/politika/20141231/1013312975.html
[5] http://yesilgazete.org/blog/2015/05/11/nukleersiz-akdeniz-icin-ilk-adim-kibrista-atildi/
[6] http://yesilgazete.org/blog/2015/06/11/ap-turkiye-raporunda-akkuyu-nukleer-santralini-durdurun-vurgusu/
Haber: Pınar Demircan
(Yeşil Gazete)
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…