Haber: Burcu ÖZKAYA GÜNAYDIN
*
Hatay’ın İskenderun ilçesine bağlı Akarca Mahallesi’nde hali hazırda faal olan kalker ocağı genişletilmek isteniyor. İskenderun Demir ve Çelik A.Ş (İSDEMİR) adına MOSK Çevre Arıtım Şirketi tarafından yürütülen projede, genişletilen alanla beraber 139 hektar alanda yılda 6 milyon ton kalker madeni çıkarılması hedefleniyor.
24 Kasım’da Akarcalıların onayı ve katılımı olmamasına rağmen jandarma eşliğinde Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısı gerçekleştirildi. Bölge halkı, yargı süreci devam etmesine rağmen şu anda kalker ocağının eskisinden çok daha geniş bir alanda çalıştığını aktarıyor.
Akarca mahallesinden Rüstem Gündüz, ilk taş ocağının 1975 yılında yapıldığını, o dönem kimsenin taş ocağının ne olduğuna dair bilgisi olmadığı için itiraz edilmediğini belirtti. Zaman geçtikçe mahallenin içinden sürekli tonajlı kamyonların geçmesi, dinamitle patlatmalardan dolayı evlerde çatlakların olması, gürültüden rahat oturamamaları, tozdan balkona, bahçeye çıkamamaları mahalleli ciddi sorun oluşturmaya başladı.
Rüstem Gündüz, taş ocağından sonra bölgeden göçlerin de başladığını vurguladı. Kendisinin maddi durumunun iyi olduğunu fakat çocukluğunun geçtiği yer Akarca’yı çok sevdiği için gitmediğini söyleyen Gündüz şunları söyledi:
“Biz 1975’den beri aktif olandan da şikâyetçiyiz. Ne doğa kaldı, ne dere. Evimin duvarları çatlak içinde. Şimdi bir de bu doğa düşmanlığını genişletmek istiyorlar. Akarca ve çevresi bu genişlemeyle maden bölgesi olacak. 24 Kasım’da ÇED toplantısı yaptılar. Haberimiz son anda oldu. Jandarma eşliğinde toplantıyı yaptılar. Bu toplantı geçersiz olmasına rağmen genişletilen bölgede şu an aktif maden çıkarılıyor.”
Maden çıkarılan bölgenin afet, sel bölgesi olduğunu, 2015 yılındaki aşırı yağışta taş ocağındaki kayaların yollara düşerek suyun akışını kapatmasından dolayı sel sularının mahalleye, otobana yayıldığının altını çizen Gündüz, taş ocaklarının doğanın dengesini bozduğunu vurguladı. Gündüz, ayrıca Akarca Mahalle Muhtarı’nın şirket yetkilileri ile işbirliği yaptığını, köydeki ağaçları keserek, odun olarak sattığını belirtti.
Reyhan Çavuşoğlu da Akarca Mahallesi sakinlerinden. Doğa Kent Sitesi’nde yaşayan Çavuşoğlu, dört yıl önce bu bölgeden ev satın aldığına çok pişman. Patlama sesinden dolayı evlerinde rahatça oturamadıklarını belirten Çavuşoğlu, “Her salı dinamitle patlatma yapılıyor. Bilmesek deprem oluyor diye sokağa çıkacağız. Patlama yapılacak diye önceden haber vermeleri gerekirken onu da yapmıyorlar. Evlerde çatlaklar oluşmaya başladı. Tozdan balkonda bir çay içemiyoruz. Ne asma kaldı ne incir. Çok güzel bir deremiz vardı kurudu” diye konuştu.
ÇED toplantısından son anda haberleri olduğunu, şirket yetkililerinin jandarmayla beraber toplantı yaptığını yetkililerin bilgilendirme yaptığı birkaç kişinin de Akarcalı olmadığının altını çizen Çavuşoğlu, birileri cepleri dolduracak diye eziyet çekmek istemediklerinin altını çizdi.
Akarca Köyü Çevre ve Doğa Derneği Başkanı Yavuz Soydan ise ilk maden ocağının 1975 yılında yapıldığını, şu anda genişletme yapmak istediklerini, geçtiğimiz haftalarda yapılan ÇED toplantısının da genişletmek için yapıldığını aktardı. Ne Akarca’nın ne de yakın bölgedeki Sarıseki’nin maden ocağı istemediğini söyleyen Soydan, bu bölgede maden ocağı neden istemediklerini şu sözlerle aktardı:
“Mevcut ocak yeterince sıkıntılı. Tonajlı araçlardan dolayı yollarımız zarar gördü, çöktü. Fren tutmuyor, kamyon kayıyor, sürekli trafik kazası yaşanıyor. Patlamalardan, sesten dolayı evde rahat oturamıyoruz. 24 saat çalışıyorlar. İskenderun bol yağış alan ve sel felaketlerinin yaşandığı bir bölge. Taş ocağından düşen taşlardan dolayı setler oluşuyor, yağmur suları evlere, otobana gidiyor. Biz mevcut ocakta bu sıkıntıları yaşıyorsak 139 hektar alan genişlemesinde nasıl yaşayalım. ÇED toplantısından sonra ocakta patlatmalar adeta nispet yapar gibi daha fazla daha sık yaşanıyor.”
Yasal olmayan ÇED toplantısında tutulan tutanak, bölge halkının imzalarıyla beraber maden ocağının bölgeye zararlarını anlattıkları yazıyı Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na gönderdiklerini vurgulayan Yavuz Soydan, bu makamlardan gelecek cevaba göre hukuki boyutta ilerleyeceklerini kaydetti.
Köylüler ve çevreciler hali hazırda devam eden kireç taşı maden ocağının Akarca, Sarıseki ve çevresine verdiği başlıca zararları şöyle anlatıyor:
Akarcalıların bahsettiği ÇED toplantısı 24 Kasım’da yapılmak istendi. Toplantıdan mahalleli ve bölge halkının son anda haberi oldu. Mahalleli var olan taş ocağının zararının ve sıkıntısını hala sürdüğünü, yeni ya da genişletilmiş bir ocak istemediklerini aktardı.
Mahalle halkının itirazına rağmen şirket toplantıyı jandarma eşliğinde, o mahalleden olmayan birkaç kişiyle yaptı. Mahalle halkının toplantı yapılan alana girmesini engelledi. İskenderun Çevre Derneği de konuyla ilgili tutanak tuttu. Maden ocağı genişletilmiş alanla birlikte yılda 6 milyon ton kalker madeni çıkarmayı hedefliyor.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…