Petrol devleri, karbon yakalama teknolojisinin kamu tarafından desteklenmesi de dahil olmak üzere “kafa karıştırıcı ve yanıltıcı anlatılar” kullanmakla suçlarken, özelde ise kapsamlı hükümet desteği olmadan bu teknoloji fahiş derecede pahalı olarak nitelendiriliyor:
Raporda bireysel petrol şirketlerinin yanı sıra Amerikan Petrol Enstitüsü (API) de hedef alınıyor ve endüstrinin çevresel ve ekonomik öncelikler dengesini savunduğu tespitine yer veriliyor.
Komiteye başkanlık eden Whitehouse, “Fosil yakıt endüstrisi, ürünlerinin ekonomik ve iklime verdiği zararları onlarca yıldır biliyordu, ancak Amerikan halkını her yıl 600 milyar dolardan [562 milyar Euro] fazla sübvansiyon toplamaya devam ederek ve rekor kıran karlar elde ederek aldattı” dedi.
Komitedeki Demokratlar, hükümetin gezegenin ısınmasına neden olan emisyonları durdurmaya yönelik kararlı bir adım atmaması durumunda iklim krizinin etkilerinin daha da kötüleştiğini kaydetti. Bazı senatörler ise krizin körüklenmesi nedeniyle sektörün tazminat ödemesi gerektiğini belirtti.
Vermont senatörü Bernie Sanders, “Benim görüşüme göre, tasarıyı kabul etmek zorunda olan eyalet hükümeti ya da federal hükümet olmamalı. Sanırım bu soruna neden olan, bu durum hakkında yalan söyleyen insanlardan faturayı almalarını istemenin zamanı geldi” diye konuştu
Cumhuriyetçilerden ‘sabotaj’
Bütçe komitesindeki Cumhuriyetçiler ise toplantının asıl odak noktasını saptırdı. Iowa senatörü ve komitenin üst düzey Cumhuriyetçilerinden Chuck Grassley, “fosil yakıtların enerji güvenlikleri açısından kritik olduğunun inkar edilemez” olduğunu öne sürdü. Wisconsin senatörü Ron Johnson ise karbondioksitin bir “bitki gıdası” olduğunu iddia ederek olumlu yönleri olduğunu ima etti. Bu, iklim değişikliği hakkında şüphe tohumları ekmeyi amaçlayan, fosil yakıt endüstrisi tarafından finanse edilen düşünce kuruluşları tarafından uzun süredir desteklenen bir görüş.
Toplantı sonrasında bir röportaj veren, Senato komitesindeki Demokratlarının ifade vermeye davet ettiği Miami Üniversitesi doçenti Geoffrey Supran, “Fosil yakıt şirketlerinin, ürünlerinin küresel ısınmaya yol açtığını inkar etmek için onlarca yıldır kullandığı taktikler arasında en yaygın olanı karakter suikastıdır. Amaç mesaj yerine elçiye saldırmak çünkü mesajın üzerinde duracak ayakları yok” dedi. Supran, Cumhuriyetçilerin mesajlarının, sektörün yeni “iklim gecikmesi” biçimlerini benimsemesine rağmen, “iklim inkarının eski biçimlerinin bazı durumlarda hala canlı ve iyi durumda olduğunun” bir göstergesi olduğunu ekledi.
Çok sayıda dava açıldı
ABD’de çok sayıda şehir ve eyalet, “iklim aldatması” iddiasıyla büyük petrol şirketlerine karşı çok sayıda dava açtı. Chicago şehri, Pensilvanya‘nın Bucks ilçesi, Porto Riko ve Shoalwater Körfezi Kızılderili Kabilesi’nin davalarında bu belgeler de iddialarının kanıtı olarak gösterildi. 2005’te büyük tütün üreticilerine karşı açılan ve başarılı olan davada ABD adına baş avukat olarak görev yapan ve Demokratlar tarafından ifade vermeye davet edilen Sharon Eubanks ise, ABD’nin petrol endüstrisine karşı makul bir şekilde yasal yollara başvurabileceğine işaret etti.
Eubanks ifadesinde, iklim inkarcı araştırmacıların “zafer notu” olarak adlandırdığı Küresel İklim Bilimi İletişim Eylem Planı adlı bir belgeye atıfta bulundu. Petrol ve gaz lobisinin önde gelen grubu Amerikan Petrol Enstitüsü tarafından 1998’de dağıtılan belge , iklim bilimini baltalayacak ve şüphe ve inkarı teşvik edecek bir planın ayrıntılarını içeriyordu.
‘Big Oil’ dışarıya başka, içeriye başka konuşuyor
Raporda özetlenen belgeler doğrudan büyük petrol firmaları Exxon, Shell, BP ve Chevron‘un yanı sıra API ve ABD Ticaret Odası gibi lobi kuruluşlarından geliyor. Bu tarihler 30 Kasım 2015 tarihine kadar uzanıyor; ki bu da Paris iklim Anlaşması‘nın imzalanmasından yalnızca birkaç hafta öncesine denk geliyor.
O yıl Inside Climate News ve Los Angeles Times‘taki gazeteciler, Exxon’un iklim krizinin tehlikelerinin on yıllardır farkında olduğunu ancak yine de bu bilgiyi halktan sakladığını ortaya çıkarmış; Exxon ise iddiaları reddederek bunların “yanlış ve kasıtlı olarak yanıltıcı” olduğunu söylemişti.